Kanuni’nin Gözdesi İbrahim Paşa ve Osmanlı’nın Evrensel

Ebru Turan

18 Haziran 2007             
De­ğer­len­dir­me: Serhat Aslaner
 
Ha­zi­ran ayın­da Tez/Ma­ka­le su­num­la­rı çer­çe­ve­sin­de, Ford­ham Üni­ver­si­te­si Ta­rih Bö­lü­mü’nde İs­lâm ve Or­ta­do­ğu uz­ma­nı ola­rak gö­rev ya­pan Yrd. Doç. Eb­ru Tu­ran’ın, Cor­nell Fle­isc­her da­nış­man­lı­ğın­da ha­zır­la­dı­ğı ve Os­man­lı ci­han hâ­ki­mi­ye­ti dü­şün­ce­si­nin te­şek­kü­lü­nü in­ce­le­di­ği, “The Sul­tan’s Fa­vo­ri­te: İb­ra­him Pas­ha and the Ma­king of the Ot­to­man Uni­ver­sal So­ve­re­ignty in the Re­ign of Sul­tan Sü­ley­man (1516-1526)” isim­li dok­to­ra te­zi­ni mi­sa­fi­ri­miz ile tar­tış­tık.
XVI. yüz­yı­lın Os­man­lı’nın al­tın ça­ğı, mü­tea­kip dö­nem­le­rin ise du­rak­la­ma ve çö­küş de­vir­le­ri ol­du­ğu yö­nün­de­ki yay­gın ka­naa­tin 1980 son­ra­sı bu dö­ne­me iliş­kin ça­lış­ma­lar ne­ti­ce­sin­de sar­sıl­dı­ğı­nı, ak­si­ne II. Meh­med dö­ne­min­de ol­du­ğu dü­şü­nü­len bir­ta­kım ku­rum­la­rın/ge­liş­me­le­rin XVI. yüz­yıl­da baş­la­dı­ğı­nı ifa­de eden Tu­ran, ken­di ça­lış­ma­sın­da da yu­ka­rı­da bah­se­di­len doğ­ru­sal ta­rih an­la­yı­şı­nı sor­gu­la­ma­yı amaç­la­mış ve bu çer­çe­ve­de Os­man­lı ci­han hâ­ki­mi­ye­ti dü­şün­ce­si­nin te­şek­kül sü­re­ci­ni ele al­mış­tır. Bu sü­re­ci, Ka­nu­ni’nin ilk ve­zi­ri olan İb­ra­him Pa­şa­nın se­rü­ve­ni­ni in­ce­le­ye­rek an­la­ma­ya ça­lış­tı­ğı­nı be­lir­ten Tu­ran’ın ça­lış­ma­sı ağır­lık­lı ola­rak XVI. yüz­yıl Ve­ne­dik ar­şiv bel­ge­le­ri­ne (o dö­nem­de Ve­ne­dik, İs­tan­bul’u çok ya­kın­dan ta­kip edi­yor) ve geç XVI. yüz­yıl ve XVI­I. yüz­yıl Os­man­lı, özel­lik­le Mı­sır, kay­nak­la­rı­na da­ya­nı­yor.
Os­man­lı ha­ne­da­nı­nın ci­han­şü­mul bir im­pa­ra­tor­luk kur­ma fik­ri­nin İs­tan­bul’un fet­hin­den, do­la­yı­sı ile II. Meh­met’ten be­ri var ol­du­ğu­nu an­cak bu fik­rin, ya da baş­ka bir ifa­de ile Os­man­lı sul­ta­nı­nın dün­ya­yı yö­net­me­ye hak­kı­nın olup ol­ma­dı­ğı so­ru­su­nun o dö­nem­de cid­di tar­tış­ma­la­ra se­be­bi­yet ver­di­ği­ni ve ni­hai ker­te­de des­tek gör­me­di­ği­ni be­lir­ten Tu­ran’a gö­re, ay­nı prob­le­min na­sıl olup da Ka­nu­ni dö­ne­min­de bir so­run ol­mak­tan çık­tı­ğı, üze­rin­de du­rul­ma­sı ge­re­ken bir me­se­le ola­rak kar­şı­mız­da du­ru­yor. Zi­ra yi­ne bu so­ru, 1520’le­re ka­dar Os­man­lı si­ya­sî kül­tü­rü­nü et­ki­le­yen en önem­li so­ru­la­rın ba­şın­da gel­mek­te.
Tu­ran’a gö­re Sü­ley­man dö­ne­min­de ci­han­şü­mul bir im­pa­ra­tor(luk) fik­ri­ni müm­kün kı­lan bir­kaç fak­tör var ve bun­la­rın ba­şın­da ha­ne­da­nın da­yan­dı­ğı güç çev­re­le­ri­nin ge­çir­di­ği de­ği­şim ge­li­yor. Zi­ra II. Meh­med dö­ne­mi tar­tış­ma­la­rın­da İs­tan­bul, do­la­yı­sı ile İs­tan­bul’a hâ­kim olan ki­şi için ne­ga­tif/uğur­suz bir imaj çi­zil­miş ol­ma­sı­na rağ­men bu imaj Ka­nu­ni dö­ne­min­de ye­ri­ni po­zi­tif bir ima­ja bı­ra­kı­yor ki şeh­ren­giz­le­rin bu dö­nem­den iti­ba­ren ya­zıl­ma­ya baş­lan­ma­sı da bu­nun bir gös­ter­ge­si. Bu­nun­la bağ­lan­tı­lı ola­rak Tu­ran’ın al­tı­nı çiz­di­ği bir baş­ka hu­sus, ne­op­la­to­nik dü­şün­ce­nin ge­li­şi­mi ile de ala­ka­lı ola­rak, o dö­nem­de Ak­de­niz hav­za­sın­da Al­lah ta­ra­fın­dan yer­yü­zü­ne gön­de­ri­le­cek ve bü­tün dün­ya­yı hâ­ki­mi­ye­ti al­tı­na ala­cak, ru­ha­nî ve dün­ye­vî yet­ki­le­ri elin­de bu­lun­du­ra­cak bir hü­küm­da­rın ge­le­ce­ği­ne du­yu­lan inanç. 1516-1517’de Mem­luk ha­ne­da­nı­na son ve­ril­me­si de bu bağ­lam­da hem bu inan­cın pe­kiş­me­sin­de hem de Os­man­lı’nın ci­han hâ­ki­mi­ye­ti­ni da­ha ce­sur bir şe­kil­de sa­vu­nur hâ­le gel­me­sin­de rol oy­na­yan bir baş­ka fak­tör. Böy­le­si bir or­tam­da Sü­ley­man’ın ken­di­ni bir sul­tan ola­rak or­ta­ya koy­ma­sı ade­ta kon­jonk­tü­rün ge­tir­di­ği bir zo­run­lu­luk olu­yor. Tu­ran’a gö­re İb­ra­him Pa­şa­nın öne­mi tam da bu nok­ta­da te­ba­rüz edi­yor.
Sü­ley­man, ya­kın ar­ka­da­şı ol­mak dı­şın­da, her­han­gi bir ka­ri­ye­ri bu­lun­ma­yan İb­ra­him Pa­şa adı­na 1521 yı­lın­da İb­ra­him Pa­şa Sa­ra­yı’nı yap­tı­rır. Bu­nun­la, ken­di­si ile ba­ba­sı­na ya­kın dev­let adam­la­rı ara­sı­na bir me­sa­fe koy­ma­yı, hal­kın sa­ra­ya ulaş­ma­sın­da bir ara­cı me­ka­niz­ma ih­das et­me­ği ve ne­ti­ce­de Pa­şa­yı önem­li bir dev­let ada­mı ha­li­ne ge­tir­me­yi amaç­lı­yor. Tu­ran, 1523 yı­lın­da İb­ra­him Pa­şa­nın, eh­li­yet­siz­li­ğin­den kay­nak­la­nan bü­tün iti­raz­la­ra rağ­men, ve­zir ola­rak ata­na­bil­me­si­ni ay­nı za­man­da sul­tan­lık ma­ka­mı­nın ir­ti­fa kay­det­me­si an­la­mı­na gel­di­ği­ni ifa­de edi­yor. Böy­le­lik­le sul­tan ne den­li ik­ti­dar sa­hi­bi ol­du­ğu­nu ih­sas et­tir­miş­ken İb­ra­him Pa­şa­nın ro­lü ise içer­de Sü­ley­man’a ina­nan in­san­la­rı des­tek­le­mek, ci­han hü­küm­da­rı ima­jı­nı ka­bul­len­dir­me­ye yö­ne­lik pro­pa­gan­da yap­mak ve muh­te­mel iti­raz­la­rı ber­ta­raf et­mek; dı­şa­rı­da ise bu dü­şün­ce­nin ge­re­ği ola­rak sı­nır­la­rı ge­niş­let­mek, Ro­ma’yı fet­het­me­ye ça­lış­mak­tır. Bu çer­çe­ve­de Ge­rek Ro­ma, ge­rek İran’ın fet­hi­ne yö­ne­lik ya­pı­lan se­fer­ler­de is­te­nen ne­ti­ce­le­rin alı­na­ma­ma­sı­nın, bir yan­dan İb­ra­him Pa­şa­nın ha­ya­tı­na son ve­ril­me­si di­ğer yan­dan da Ka­nu­ni’nin sal­ta­na­tı­nın bu ilk dö­ne­min­de te­şek­kül eden ci­han­şü­mul bir im­pa­ra­tor­luk fik­ri­nin de re­vi­ze edil­me­si gi­bi bir ne­ti­ce do­ğur­du­ğu­nu söy­le­yen Tu­ran, Ka­nu­ni sal­ta­na­tı­nın ikin­ci dö­ne­mi­nin baş­lan­gıç yıl­la­rı­na te­ka­bül eden 1545’le­re ge­lin­di­ğin­de ar­tık im­pa­ra­tor­luk ge­le­ne­ği­nin pe­kiş­ti­ril­di­ği­ni ve İs­tan­bul mer­kez­li bir im­pa­ra­tor(luk) fik­ri­nin üre­til­di­ği­ni be­lir­tir­ken bu an­lam­da XVI. yüz­yı­lın as­lın­da bir al­tın çağ/kla­sik çağ ol­ma­dı­ğı­nı da tek­rar­la­ya­rak su­nu­mu­na son ver­di.

خيار المحررين

SEMINARS

As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.

MORE INFO


تابعنا

الاشتراك في النشرة الإخبارية لدينا لتلقي الأخبار والتحديثات.