Ticari Girişimcilikten Uluslararası Sosyal Girişimciliğe Uzanan Yol

Muzaffer Çilek

28 Aralık 2013
Değerlendirme:
Melih Torlak

“Etkin Yönetim Söyleşileri”nin yirmi dördüncüsünü, Çilek Mobilya’nın kurucu ortağı ve genel müdürü Muzaffer Çilek ile gerçekleştirdik. 1960’ta Bursa’da doğan Muzaffer Çilek çalışma hayatına on bir yaşında başlar. Baba mesleği bakırcılıkla uğraşır. 1990’lı yıllarda bakırcılık mesleğinin geleceğinin olmadığını öngörerek Bursa’nın öne çıkan iki mesleğinden biri olan mobilyacılığa geçiş yapar. Önceleri herkes gibi herşeyi yapan Çilek, elli yıl önce kurulmuş mobilya firmaları ile rekabet edemediğini görür. İnşaat mühendisi ağabeyi ve subay olan kardeşiyle beraber araştırmalar yapar ve bir alanda uzmanlaşmak gerektiğine karar vererek çocuk mobilyasına odaklanırlar. 1990’lı yıllarda çocuk mobilyasının Türkiye’deki toplam pazar oranı sadece %4’tür; bu nedenle daha ilk günden itibaren dünyaya açılmaya karar verirler.

Muzaffer Bey’in girişimci ruhu ve bitmeyen enerjisi ile mühendis olan ağabeyinin üretim süreçlerindeki yetkinliği ve subay olan kardeşinin uzun vadeli stratejik bakış açısı birleşince Çilek Mobilya’nın bugünkü başarısı ortaya çıkar. Ailenin soyadı olan çilek kelimesi üzerinde yaptıkları bir araştırma sonucunda gerek Türkiye’de gerekse dünyada çocuklar tarafından sevilen bir meyve olduğunu tespit ederek bu adla markalaşırlar.

Özetle Muzaffer Çilek, mobilya sektöründe segmentasyon yaparak çocuklar üzerine odaklanma (uzmanlaşma), marka çatısı altında dünyanın her yerinde satışı yapılan özgün tasarımlı ürünler ortaya koymayı hedefler. 1995’te tasarım odaklı bir firma olarak kurulan Çilek Mobilya bünyesinde Muzaffer Bey, üretimden satışa, ihracattan pazarlamaya kadar işin her safhasında bilfiil yer alır. Bebek, çocuk ve genç mobilyasında Türkiye’ye ilham veren, bugün Almanya, Japonya ve Bosna’da kurduğu ofisleri ve 66 ülkede 444 satış noktası ile dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen Çilek Mobilya, 2000 çalışanı ve güçlü teknolojik altyapısı ile dünya standartlarında üretim yapmaktadır.

Konuşmasında Çilek, yurtdışındaki fuarlar sayesinde dünyaya açılmalarının ve hızlı atılım yapmalarının kolaylaştığına ve yeniliklerden beslendiklerine vurgu yaptı. Dünyanın her yerine ürün satmanın hiç de kolay bir iş olmadığına dikkat çekti. Kalite konusunda seçici bir ülke olan İsviçre’ye mal satarak özgüven kazandıklarını, İngiltere’nin ürünle ilgili fazladan denetimler yapma engelini geçtiklerini, malın kalitesi konusunda çok hassas olan Japonya’ya ihracat yapabilmek için danışmanlık alarak beş yıl içerisinde tüm üretim altyapı sistemini baştan aşağıya değiştirdiklerini ve böylece dünyanın her yerine satılabilen kaliteli, özgün ve markalı bir ürün ürettiklerini ifade etti. Alanında uzmanlaşmanın çok önemli olduğuna dikkat çeken Çilek, taklitçiliğin hem etik olarak hem de rekabet açısından uygun bir yöntem olmadığına, bu nedenle Türk tasarımcılar ve iç mimarlar ile çalışarak Doğu-Batı sentezini ürünlere aktarmaya çalıştıklarına vurgu yaptı. Özgün tasarım sayesinde kazanç sağlayıp markaya yatırım yaptıklarını da belirtti. Bütün bunların dışında, sosyal sorumluluk çerçevesinde kurdukları Çilek Vakfı’na gelirin %10’unu aktarmak suretiyle ihtiyaç sahiplerine yardım yaptıklarını da sözlerine ekledi.

Muzaffer Çilek, kendi hayat hikâyesi üzerinden hem şirketinin gelişmesine hem de sosyal alandaki diğer faaliyetlerine değindi. Buna göre Çilek, 40 yaşına geldiğinde bir iç değerlendirme yaparak özel hayatına ilişkin bazı kararlar alır. Sağlıklı bir yaşam için spora daha fazla vakit ayarmaya başlar ve yarım kalan eğitimine devam eder. İkinci kuşağın hazırlanması için kurumsallaşma çalışmalarıyla profesyonel yöneticiler yetiştirilir ve buna bağlı olarak performans odaklı kariyer yönetimi Çilek Mobilya’da uygulanmaya başlanır. 50’li yaşlara gelince yeniden bir değerlendirme yapan Çilek, iş hayatında belirli bir başarıya ulaştıktan sonra artık maddi başarıların kendisini tatminde yetersiz kaldığını fark eder ve yeni deneyimler için arayışlara başlar. 2010 yılında Muzaffer Bey, Bakanlar Kurulu kararı ile Bosna-Hersek Bursa Fahri Konsolosluk görevine atanır. Bosna-Hersek ve Türkiye ilişkilerinin yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel hayata da fayda sağlamak amacıyla Bosna-Hersek ile Türkiye Arasında İlişkileri Geliştirme Merkezi Vakfı’nı (BİGMEV) kurar. Bu vakıf aracılığıyla Bosna’ya yapılan Türk yatırımlarını artırmak ve Bosna markalı ürünleri Türkiye pazarına getirmek için çalışmalar yapılır. On kişilik profesyonel kadro ile yapılan bu çalışmalar çerçevesinde iş dünyası, üniversite, belediye ve kamu kurumları ile ilişkiler yürütülür. Farklı sektörlerden bilgiler girişimcilerle paylaşılır ve proje bazlı kredi fırsatları sunulur.

Konuşmasında Bosna’nın girişimciler için büyük bir fırsatlar diyarı olduğuna dikkat çeken Çilek, tarıma elverişli, enerji ihraç eden, yeraltı zenginliklerine (altın, gümüş, çelik vs. madenleri) sahip, kaplıcaları ile ünlü bir yer olduğuna vurgu yaptı. Son olarak, 2013’te T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Yurtdışı Vatandaşları Danışma Kurulu üyeliği görevini de üstlenen Çilek, Balkanlar bölgesinde Bosna-Hersek’in sorumlusu hâline gelerek iş hayatındaki başarılarını sosyal alana da taşıma fırsatı bulur.


 

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.