Ukrayna Krizine İçeriden Bakış

Vügar İmanbeyli, Mehmet Sümer

8 Mart 2014
Değerlendirme:
Fatih Günel

“Avrasya Konuşmaları” toplantı dizisinin yedincisinde İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Vügar İmanbeyli ve Ukrayna Krizinin başlangıcında bu ülkeye giderek gelişmeleri bizzat yerinde takip eden TRT Türk’ten “Küresel Bakış” programının yapımcısı Mehmet Sümer, Ukrayna olaylarının tarihsel arka planı ve güncel durumu ile Kırım meselesini ele aldılar.

İmanbeyli konuşmasına başlarken Ukrayna meselesini kalın çizgilerle kategorilere ayırmanın olayları anlamakta aldatıcı olabileceğine değindi. Dışarıdan yapılan tekelci değerlendirmeler ile ülke iç dinamiklerinin tezat oluşturduğu ve Rusça konuşan herkes Rusya’yı destekliyor şeklindeki düşüncenin yanlışlığı üzerinde durdu. İmanbeyli’nin üzerinde durduğu diğer bir nokta ise liderleri Rus yanlısı-Batı yanlısı olarak değerlendirmenin olayları idrak etmede ortaya çıkartacağı boşluk. Zira mesela ülkenin Rus yanlısı olarak bilinen cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, aslında Avrupa Ortaklık Anlaşması’nı hazırlayan kişi.

İmanbeyli, Ukrayna’nın SSCB’den 1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra gelişen birtakım olayların ülkenin siyasi ve iktisadi olarak gelişmesini güçleştirdiğine de değindi. Buna göre siyasi sistemde parlamento-cumhurbaşkanlığı arasındaki yetki rekabeti ve iki erkin istikrarın sağlanmasını güçleştirici pozisyonda bulunması Ukrayna’nın siyasi istikrarındaki en önemli engel. Örneğin 1991’den beri cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hiçbir adayın ilk turda barajı geçememesi sistemdeki kırılganlığın bir göstergesi. Yine parlamentoda sosyalist, milliyetçi ve merkeziyetçi gruplar arasındaki mücadeledeki güç dengesi de sistemi tıkanıklığa sürükleyen unsurlardan. Ukrayna’nın 1920’lerde ortaya çıkması nedeniyle bir devlet geleneğinin bulunmaması, yine uzun yıllar Sovyetlerin komünist sistemi altındakalması nedeniyle ülkede partilere ve bağımsız kurumlara dayanan bir siyasi kültürün henüz oluşum aşamasında olması da bugünkü siyasal kırılganlığın ardındaki temel faktörlerden.

Yine İmanbeyli’ye göre, bağımsızlık sonrası dönemde yapılan özelleştirmelerle birlikte ortaya çıkan “oligark”lar arasındaki siyasal rekabetinülkenin zararına olacak şekilde cereyan etmesi 2013’e gelindiğinde siyasal sistemin tıkanmasında son derece etkili oldu. Ukrayna’nın yolsuzluk, rüşvet gibi meseleleri çözememiş olması da krize giden yolda önemli bir olguydu.

Mehmet Sümer ise Ukrayna olaylarının dünyanın diğer bölgelerinde meydana gelen kitlesel olaylarla benzerlikleri üzerinde durdu. Meydana gelen olayları bir zincirin halkaları olarak gören Sümer, Mısır’daki Rabia ve Tahrir, Türkiye’deki Gezi Parkı, Amerika’daki Wall Street olaylarının ortak noktalarına değindi. Örneğin meydanları saran birlik ve bütünlük ruhu, ortak motivasyondan kaynaklanan haklılık inancı gibi faktörler aslında farklı zaman ve mekânlarda ortaya çıkmasına rağmen olayların ne kadar da benzeştiğinin birer göstergesi. Sümer’in benzerliklerden hareketle üzerinde durduğu bir diğer nokta ise meydana gelen olayların herhangi bir lidere bağlı olmaması. Ukrayna’da Vitali Kliçko ön plana çıkıyor gibi görünse de meydanda toplanan Avrupa yanlısı kitlelerin onu ne ölçüde liderleri olarak kabul ettikleri belirsiz. Ayrıca meydandaki kalabalıklar eski Başbakan Yulia Timeşenko’nun ev hapsinde olmasına büyük tepki gösterseler de yeni liderleri olmasını savunmuyorlar. Yine yolsuzluk, rüşvet ve oligarklardan duyulan rahatsızlık, sosyal medyanın etkisi de kitleleri sokağa döken bir diğer ortak nokta. Sümer konuşmasında başkent Kiev’in Avrupalı bir şehir olduğuna ve burada yaşayanların kendini Avrupalı olarak gördüğüne dikkat çekerken, İmanbeyli de Sovyetler Birliği’nin hem tahıl ambarı hem de sanayi merkezi konumunda olan Ukrayna’da bugün nüfusun %17’sini teşkil eden Rus kökenlilerin (ülkenin sanayi merkezi olan) doğu ve (Kırım’ın da bulunduğu) güney kesimde yoğunlaştığına değindi. Bu bilgiler Ukrayna’nın bugün karşı karşıya kaldığı parça lanma tehlikesini de açıklayıcı mahiyetteydi.

Soru-cevap bölümünde yöneltilen enerji ile ilgili bir soruya konuşmacıların verdiği cevaplar burada zikredilmeye değer. Sümer, Avrupa’nın Ukrayna olaylarında yeteri kadar inisiyatif alamamasının temel sebebini Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji ihtiyacına bağlarken; İmanbeyli ise enerji meselesinin sadece Avrupa için önemli olmadığı, Rusya’nın da Avrupa’ya özellikle doğalgaz satışı noktasındaki bağımlılığı üzerinde durdu. Kırım meselesinin Ortadoğu’ya etkisiyle ilgili bir diğer soruya Sümer, Saddam’ın Kuveyt’e girmesi ile Rusya’nın Kırım’a girmesini karşılaştırarak cevap verdi. Bölünen Irak’ın Ortadoğu’daki etkisi ile bölünen Ukrayna’nın Karadeniz’deki etkisini karşılaştırdı. İmanbeyli, Kırım Tatarlarının geleceğine ilişkin yöneltilen bir soruya cevaben Türkiye’nin meseleye İslam İşbirliği Teşkilatı gibi bölgesel ve küresel ölçekte çözüm araması gerektiğini savundu.

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.