MOLA

Aşk ve Alaka

Şimdiki Durum

Her yer: Sokak, lokanta, tiyatro, sinema, gazino, bar, sandal, otomobil, plâj, klüb, otel, tramvay, tren, mektep, sınıf, konser, hususî ve umumî neresi varsa hepsi… Hulyaya yer kalmamıştır; kadın ve erkek artık laboratuar tahlilinden geçerek ve günlerce, aylarca, hurdebîn ile görülerek incelenmiş, mechul noktası kalmamış bir unsur olduğu için aşk ve alâka bir nazariye değil, müspet bir ilimdir. Eskiden sevilen, “hakikî varlık” değildi; bu varlığın ufacık bir noktasına, mesela bir göz rengine, bir ele, bir bıyık veya bir perçemle kâhküle istinaden kurulan hayaldi. Göz ile görülüp el ile tutulanı değil, dimağımızın süslediği, şahaneleştirdiği hayalet ve hulyayı severdik. Sevdiğimiz, ekseriya o canlı şahıs değildi, onun yerine kalbimizin içine yerleştirdiğimiz büsbütün başka, manevî bir hüviyet idi ve ikisi yanyana gelince arada dağlar kadar fark hâsıl olur, bizi şaşkınlığa uğratırdı.

***

Binaenaleyh bugünün aşklarında bir türlü yanaşılamıyana, ele, avuca sığmayana karşı duyulan tatlı tahassür, şiir, huyla yoktur; fakat maddî ve manevî müsbet ilimlerin, bilme ve tanımanın zevkı, bu büsbütün ayrı keyif mevcuttur. Onun içindir ki, artık, âşık olmayı sevmiyoruz; daha ziyade tanıyıp hoşlandığımızı seviyoruz; sevda, şimdi ilme müstenittir; mamafih unutmamalı ki, ilimde dahi aldanmak ve boşa çıkan bir netice ile karşılaşmak mümkündür..

Refik Halid [Karay], Üç Nesil Üç Hayat, İstanbul: Semih Lütfi Kitabevi, 1941 [?], s. 38-39

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.