- ANA SAYFA
- ARAŞTIRMA MERKEZLERİ
- SAM
- YAYINLAR
- NOTLAR
SAM YAYINLAR
Türk Edebiyatının Batılılaşması
Türk Edebiyatının Batılılaşması, 2008, 31 s.
BSV Notlar serisinin onuncusu Sanat Araştırmaları Merkezi tarafından "Türk Edebiyatının Batılılaşması" başlığı ile yayınlandı.
Sanat Araştırmaları Merkezi 2005 yılının Kasım ayından itibaren -bünyesinde farklı sanat alanlarını barındırmasından mülhem bir isimle- Kırkambar başlığı altında toplanarak edebiyat, sinema, mimari, müzik ve geleneksel sanatlar gibi çeşitli dallarda ürünler veren sanatçıları ve bu alanlarda incelemeler yapan araştırmacıları ağırlamaya başladı. Bazen sınır ötesinden bir yönetmen, bazen soyut ürünlerden canlı performanslara varan çizgisiyle sanata yeni soluk getiren bir ressam, bazen yeni şiir kitabıyla bir şair, bazen bir fotoğraf sanatçısı, bazen bir edebiyat tarihçisiydi konuğumuz…
Bu toplantıları kültür ve edebiyatın bu topraklardaki en mümbit devrini yaşamış, birikimini bugüne taşırken sağlam bir köprü inşa etmiş bir İstanbul beyefendisiyle açmak istedik; ilk konuğumuz mürekkebi kurumamış kitabı Batılılaşma Devri Türk Edebiyatı (Dergâh Yayınları,2005) ile beraber Prof. Dr. Orhan Okay’dı.
Kırkambar toplantılarının temelinde, bütüncül bir bakışla sanatın durduğu yeri sorgulamak yatıyor. Toplumun geçirdiği dönüşümle beraber edebiyatın da yeni bir mecrada akmaya başladığı, yeni anlatı türleriyle karşılaştığı, bocaladığı döneme, bir anlamda tünelin gerideki ucuna dönmek, batılılaşma sancılarının en yoğun hissedildiği 19. yüzyıla gitmek, sorunun tarihsel boyutunun aydınlanması açısından önem taşıyor. Bu bağlamda Orhan Okay hocamızla Tanzimat’tan itibaren yeni bir kimliğe bürünen Osmanlı aydınını, okur kitlesinin alışageldiği türlerin dışında ilk örneklerin verildiği Tanzimat Edebiyatı’nı, bu dönüşümde baş rolü oynamış gazeteleri, ilk çevirileri, Servetifünûn döneminde anlatı türlerinin model alınan örneklere niçin benzemediğini, o dönemlerden bugüne değin felsefeye, eleştiriye yönelik mesafeli duruşumuzun edebiyatın seyri açısından nelere mâl olduğunu konuştuk.
Bu çalışmanın küçük çapta başvurulacak bir adrese dönüşmesi amacıyla söyleşide bahsi geçen eserlere dipnotlarda yer verildi. Yazımda Türk Dil Kurumu’nun 2000 yılında basılan İmlâ Kılavuzu esas alındı. Sanat Araştırmaları Merkezi’nin farklı renklerdeki toplantılarında ve bu verimli söyleşilerin kâğıda yansımalarında buluşmak dileğiyle… Bilindiği üzere;
Söz uçar, yazı kalır.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ