- الصفحة الرئيسية
- المنشورات
- BULLETIN ARCHIVE
- Issue 92 Year: 2016
- Kitap Sayfası
Kitap Sayfası
Vaîde Dönüşen Bir Vaad
E. F. Schumacher, Aklı Karışıklar İçin Kılavuz, Türkçesi: Mustafa Özel, Küre Yayınları, 2016, İstanbul.
Mustafa Özel’in özenli tercümesiyle 1990’ların başında başucu kitabı hâline gelen ve uzun zaman önce baskısı tükenen E. F. Schumacher’in etkileyici eseri Aklı karışıklar İçin Kılavuz, Küre Yayınları tarafından yeniden hazırlanarak okuyucuya takdim edildi. Modern bilimin ve onun üzerine yükseldiği ekonomik sistemin eleştirel bir değerlendirmesini gerçekleştiren Schumacher’in çalışması, aydınlanma rüyasının kâbusa dönmesinden sonra gelişen Aklın Yıkımı, Akıl Tutulması gibi eleştirel literatürü daha deruni bir hattan genişleten bir metin. Modernizmin, daha doğrusu aydınlanma felsefesinin insanlara bir vaadi vardı: Eşit, özgür ve müreffeh bir toplum geliştirmek. Aklın tek değer olarak kabul edilmesi ve rasyonel bir toplumun tesisi için insanın aklî yeteneklerini kullanma cesareti göstermesi, kifayet edecekti bu vaade göre. Böylece düzene ve ilerlemeye kavuşacaktı insanlık. Oysa vaad gerçekleşmediği gibi, yeni ekonomik ve siyasal felâketler su yüzüne çıktı; “ilerleme”nin bizatihi kendisi düzensizlik getirdi, tahrip gücü yüksek savaşların ve gayri ahlâkî siyasal-ekonomik sistemlerin vuku bulmasına yaradı. Schumacher, derinlemesine karamsar bir toplumun nasıl ortaya çıktığını anlamak için kırılmanın yaşandığı zamanlara, aklın ilkelerinin yeniden tespit edildiği 17. asra dönüp her şeyi en başından ele almaya karar verdi.
Modern insana kılavuzluk yapan felsefî harita Kartezyen yönteme göre çizilmişti. Bu harita yapıcılarının birinci ilkesi “Eğer şüphedeyseniz, bir kenara atın veya bir müzeye kaldırın.” idi. Ancak Schumacher bu ilkeyi tersyüz eder ve şöyle söylemeyi daha akıllıca bulur: “Eğer şüphedeyseniz, göze gelecek surette gösterin.” Şüpheden arî olan şey, pırıl pırıl olsa bile kupkurudur; dinamik ve sahici olan hayat karşısında yeniden üretilme imkânı olmayan bir statikliğe ve sahteliğe mahkûmdur. Kendisine sunulan bilgi haritalarının ayrıntılarına aşina oldukça, gerçekten önemli olan şeyler hakkında hiçbir şey söylemediklerini; hayatta karşılaştığı problemlere bir çözüm üretmek yerine akılları karıştırdığını fark eder Schumacher. Bu yüzden yeni bir harita yapmak ve bu harita ile dünyada yol almak zorundayız. Schumacher bize yeni bir harita çizer ve bu haritanın entelektüel zeminini İslâm, Hıristiyanlık, Yahudilik, Çin ve Hint öğretileri gibi dinî geleneklerden istifade ederek berkitir.
Eski Hâl Muhal; Ya Yeni Hâl Ya İzmihlal
Harita-yapma sadece bir başlangıçtır; bugün insanlar ‘Bütün bunlar ne demek?’ veya ‘Hayatımı ne yapmam bekleniyor benden?’ diye sordukları zaman yokluğu anlaşılan başlangıç. Schumacher’in Kılavuz’u ‘İnsanın dünyada yaşadığı’ hakkındadır. Tek tırnak içine alınan bu ifade dört maddeyi (yazara göre mevcut haritaların küçümsediği Dört Büyük Hakikati) irdelememiz gerektiğini bize hatırlatır. ‘Dünya’ hakkındaki Büyük Hakikat madde, bitki, hayvan ve insan şeklinde görünen dört varlık düzeyi arasında oluşan hiyerarşik bir yapıdır. Kitabın 2. ve 3. bölümleri bu dört varlık düzeyi arasındaki farklılıkları ve ilişkileri inceler. İkinci sıradaki Büyük Hakikat olan İnsan yahut İnsanın ‘dünya’yı bilme donanımı, 4. ve 5. bölümlerde incelenir. Schumacher burada hem insan bilgisinin sınırlarını tespit eder hem de saf aklın ışığının yolu nereye kadar gösterdiğini irdeler; esas ilkesi ‘yeterlilik’ ilkesidir.
Kitabın müteakip dört bölümü Schumacher’in haritasında yer alan üçüncü sıradaki Büyük Hakikat, insanın bilgilenme yollarına dairdir. Mevcut Kartezyen haritanın eksikliğiyle bu dört bölümde güçlü bir şekilde hesaplaşılır.
Schumacher’in haritasındaki dördüncü Büyük Hakikat şudur: Bu dünyada yaşamanın ne demek olduğu bilgisi. Bu hakikat iki tip problem arasındaki ayrımla alâkalıdır; ‘yakınsayan problem’ [çözülebilir sorunlar] ve ‘ıraksayan problem’ [nihaî çözüme kavuşturulması mümkün olmayan sorunlar]. Iraksayan problemler çözümsüz kalmaz ama mutlak ve tüm zamanlara uygulanabilir bir çözümler demetine, bir formüle sahip olmadığımız vurgulanır.
Akla güvenen ve yeni bir kılavuz öneren Schumacher’in bir ikazı var: Mümkün olduğu kadar açıkça anlaşılsın ki harita veya kılavuz sorunları ‘çözmez’ ve gizemleri ‘izah etmez’; sadece onları teşhis etmemize yardımcı olur.
SEMINARS
As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.
MORE INFO