Bilim ve Sanat Vakfı XVII. Öğrenci Sempozyumu İktisat Felsefesi

1 Temmuz 2006    
Değerlendirme: Hüseyin Öztürk
 
Yaklaşık iki yıldır devam eden iktisat felsefesi atölyesi, yapılan XVII. Öğrenci Sempozyumu ile sona erdi. Genel olarak mikro iktisadın temel varsayımlarına alternatif bakışlar getiren sempozyumda merkeze makro iktisadı koyan bir sunum da yer aldı. Mikro iktisat ve makro iktisat disiplininin varsayımlarına epistemolojik ve ontolojik bakış açıları geliştiren on sunum kategorik olarak farklı üç oturumda sunuldu. 
İlk oturumun ilk sunumunu piyasaların geçmişini inceleyen tebliğiyle Salih Özhan yaptı. Salih Özhan kadim kültürlerdeki piyasa kavramını inceledi. Modern piyasa kavramının geçirdiği kırılmayı Karl Polanyi’den alıntılar yaparak anlatan Özhan, piyasanın kadim ve modern içeriğine ilişkin mukayeseli bir analiz yaptı. Adil Döşeyen ise iktisadî aktörün temel niteliklerinden olan rasyonelliğe vurgu yaparak iktisadî aktörün tercihlerinin tam rasyonel olmadığına dikkat çekti. Rasyonellik varsayımı olmadan tercih teorisinin ne kadar mümkün olduğunu sorguladığı sunumunda Döşeyen, rasyonalitenin kısa bir eleştirisini yaptı. Bilimlerde idealleştirme sorunsalı üzerine kapsamlı bir inceleme niteliğinde olan son sunumda Emine Beyza Satoğlu, sayısal öngörülerde bulunmanın ciddi zorluklarını içinde barındıran sosyal bir bilim olarak iktisatta, Newtonyen iddealleştirme yerine Kartezyen idealleştirmenin ne derece mümkün olduğunu sorguladı.
Sempozyumun ikinci oturumu tek makro iktisatla ilgili sunumunun sahibi olan Şerife Genç ile başladı. Şerife Genç günümüz makro iktisadının, modern ekonominin karmaşık doğasını anlatmada ve fenomenler arasındaki ilişkileri tasvir etmedeki başarısını inceledi. Makro iktisadın sahip olduğu analiz araçlarıyla gerçeği yansıtmada yeterli olmayacağı Genç’in sunumunun ana temasıydı. Klasiklerden günümüze iktisat disiplininde gerçekleşen kavramsal değişimin dinamiğini Aristo’dan modern iktisatçılara kadar inceleyen Fatih Ulu, sunumunda “kullanım değeri” ve “mübadele değeri” üzerinden modern dönem iktisatçıların fikirlerini karşılaştırmalı olarak aktardı. İkinci oturumun diğer bir sunumunda Gazi İshak Kara ise Ortodoks görüşün, bireyci, rasyonel ve hedonist karakterine karşılık işbirliğini ve diğerkâmlığı önceleyen kolektivist görüşün başarılı olabilmesi için, Ortodoks görüşün kendi içerisindeki tutarlı çözümlemelerine ciddi alternatifler getirmesi gerektiğini vurguladı.

Son oturumda, Cafer Bıyıkçı iktisat biliminde epistemolojinin mahiyetine ilişkin özcü ve amprisist yaklaşımların verimliliğine ilişkin bir sunum yaptı. Aristotelyen özcülüğün mü yoksa Humean amprisizmin mi iktisat bilimi için uygun bir temel olacağı sorusuna cevap arayan Bıyıkçı, deney ve olasılık dağılımları üzerine kurulu amprisist yaklaşımın, insan davranışlarının karakterini anlatmada başarılı olamayacağını vurguladı. Eşyanın aslına ilişkin özcülüğün iktisat bilimi için daha faydalı bir zemin olacağı Bıyıkçı’nın sunumunda vurgulandı. Bilimlerde nesnellik ve nedensellik ulaşılması arzu edilen iki unsur olmuştur. Sayısal bilimlerde nesnellik ve nedenselliği yakalamak bir nebze mümkün iken iktisat gibi sosyal bir bilimde nesnellik ve nedensellik ne derece mümkündür? Veysel Maden’in sunumunda iktisat biliminin nesnellik ve nedenselliğe ne kadar açık bir bilim olduğu sorgulandı. Tam enformasyon ve rasyonel birey varsayımındaki çelişkilerin mikro iktisat disiplinini çıkmaza sürüklemesi sebebiyle neoklasik iktisatçılar içinde bulunduğumuz yüzyılda alternatif yaklaşımlar geliştirdiler. Bu çelişkileri ortadan kaldırmak amacıyla iktisat disiplinine tüketim teorisi altında “belirsizlik altında seçim” gibi yeni bir başlık eklendi. Hüseyin Öztürk’ün sunumunda, “belirsizlik altında seçim”in tüketici teorisinin özüne ilişkin iktisat disiplinine açılım getirip getirmeyeceği tartışıldı. Bayesyen olasılık atamanın yapıldığı örnek vaka analizlerinin teknik ve epistemolojik eksiklikleri ayrıca Öztürk’ün sunumunda incelendi. Son oturumun son sunumunda ise Nihat Gümüş mikro iktisat disiplinine toptan bir eleştiri getirdi. Mikro iktisadın ontolojik olarak açmazlarını dinleyicilere aktardığı sunumunda Gümüş, mikro iktisadın sosyal hayattaki insan davranışlarından tamamen farklı bir birey öngördüğü ve matematikle süslenmiş teorilerin gerçekleri yansıtmadığını vurguladı.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.