- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 65 YIL: 2007
- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Reformu: Eleştirel Bir Yaklaşım
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Reformu: Eleştirel Bir Yaklaşım
Feyzullah Yılmaz
8 Kasım 2007
Değerlendirme: Lütfi Zafer Soylu
KAM-Tezat tartışmaları serisinde, Feyzullah Yılmaz’ın İsveç Linköping Üniversitesi, Uluslararası ve Avrupa İlişkileri Bölümü’nde hazırladığı yüksek lisans tezi tartışıldı.
Yılmaz, konuşmasına tezin teorik altyapısını ve hangi metodolojiyi izleyerek tez çalışmasını tamamladığını açıklayarak başladı. Uluslararası ilişkiler teorilerinden Eleştirel Teori’nin Neo-Gramşiyan ve Frankfurt Okulu boyutlarını teorik çerçeve olarak kullanan Yılmaz, tezinde bir uluslararası sistem içindeki kurumların/örgütlerin, örneğin Birleşmiş Milletler’in, yapıyla yani uluslararası sistemle, birlikte nasıl dönüştüklerini ve değiştiklerini açıklamaya çalışıyor. Yılmaz çalışmanın ikinci kısmında ise hususen, Birleşmiş Milletlerin sadece bir organının, yani Güvenlik Konseyi’nde (GK), neden reform yapılamadığına değiniyor.
Yılmaz’ın temel argümanı, seçtiği teorik tercihinin de temel varsayımlarıyla bağlantılı olarak, uluslararası sistemdeki (yapıdaki) değişim nihayete ermeden, onun içindeki diğer unsurların, kurumların değişiminin de nihayete ermesinin mümkün olmadığıdır. Buna göre, bir kurumun dönüşümünün tamamlanması, o kurumun kendisinin de içinde bulunduğu yapının dönüşümünün tamamlanmasından bağımsız bir süreç olmamakta ve dolayısıyla da kurumun, yani Güvenlik Konseyi’nin, kendi dönüşümünün sağlanması mümkün gözükmemektedir. Yılmaz’a göre uluslararası sistemde sistemik bir değişim tamamlanmadan o sistemi ayakta tutan organların yapısının değişmesi zordur.
Konuşmasında Yılmaz, Birleşmiş Milletler bünyesinde, özel olarak reform konusu ile ilgilenmek üzere kurulmuş olan Açık-Uçlu Çalışma Grubunun (Open-Ended Working Group) kuruluşundan bu yana geçen 14 yılda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde nasıl ve neden reform yapılamadığını açıklamaya çalıştı. Yılmaz, incelediği Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1996, 1997, 2000 ve 2006 yıllarında yayınladığı basın bildirileri ve bu bağlamda üye devletlerin konu hakkındaki 337 bildirisinden yola çıkarak konuya açıklık getirmeye çalıştı. Yılmaz’a göre Birleşmiş Milletler nezdinde yapılan tartışmalar, Güvenlik Konseyi reformuna ilişkin başarılı bir dönüşümü gerçekleştirebilmekten uzaktır. Yapılan tartışmalar zamanla kısır döngüye dönüşmüştür. Soğuk Savaş’ta kalan uluslararası yapıdaki değişim tamamlanmadan Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumlarda yapılan değişiklikler sona ermez. BM Güvenlik Konseyi reformu ancak bu değişim süreci sonuçlandıktan sonra gerçekleşme imkânı bulabilir.
Yılmaz, çalışmasının sonunda vardığı ampirik sonuçları bizlerle paylaştı. Yılmaz’a göre bu ampirik sonuçları şöylece sıralayabiliriz: 1) Üye devletler, yapısal bir dönüşümün yaşandığını düşünmektedirler. 2) Mevcut dünya düzeni hegemoniktir; fakat zayıflayan bir hegemonya söz konusudur. 3) Hegemonik olduğu için, her ne kadar zayıflayan bir hegemonya dahi olsa, içerisinde karşı-hegemonik potansiyeli de barındırmaktadır. 4) Bu karşı-hegemonik potansiyelin yansımaları Birleşmiş Milletler nezdinde, Güvenlik Konseyi reformu tartışmalarında da gözlemlenebilmektedir. 5) Fakat bu karşı-hegemonik potansiyelin, henüz bir tarihsel blok oluşturabilecek olgunluğa ulaşamadığı görülmektedir. 6) Tarihsel Blok, yapısal dönüşümün yaşandığı ve bunun yeni bir alternatif dünya düzeninin kurulumuna doğru evrildiği noktasında önemli göstergelerden biridir. Bu bağlamda, Yılmaz’ın da konuşmasında vurguladığı gibi, onun eksikliğinin, yapısal dönüşümün tamamlanamamasında da önemli etkenlerden birisi olduğu söylenebilir.
Yılmaz’a göre, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reformu konusundaki mevcut durağanlık devam edecek gibi gözükmedir; çünkü dinamik ve değişim içerisindeki bir yapının içinde yer alan aktörler, yarının güç dengelerinin, yeni bölgesel veya küresel aktörlerinin alacakları durumları görmeden, reform sürecini sonlandırmak, yani o yapının kurumlarında yaşanan değişimi sabitlemek istememektedirler. Bu noktada, üye devletlerden gelen yoğun taleplere bağlı olarak, Güvenlik Konseyi’nin yapısında belki geçici bazı değişimlerin yapılabileceği ileri sürülebilir; fakat bu da büyük çaplı bir değişiklik için değil, ancak bazı küçük ayarlamalar için söz konusu olabilir. Daha geniş kapsamlı bir reform için uluslararası yapının dönüşümünün tamamlanmasının beklendiğini vurgulayan Yılmaz’ın sunumu soru-cevap kısmındaki dinleyicilerden gelen yorumlar ve sorularla nihayete erdi.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ