- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 65 YIL: 2007
- MESNEVÎ’DEN
MESNEVÎ’DEN
Bir padişahın üç oğlu vardı
Bir padişahın üç oğlu vardı. Üçü de anlayışlı, görgülüydü.
Her biri öbürlerinden daha değerli, cömertlikte, yiğitlikte, savaş eri olmada diğerlerinden üstündü.
Şehzadeler padişahın kapısında toplandılar. Adeta padişahın iki gözünün nuru üç tane mumdular.
Babanın ağaca benzeyen vücudu gizli bir yol vasıtasıyla oğlun iki gözünden su alır, gıdalanır. Oğuldan coşan bu kaynak, ananın, babanın bahçelerine kadar akar gider. Anayla babanın gönül ve hayat bahçeleri bu suretle yeşerir, tazeleşir. Onun gözleri bu iki ırmak yüzünden yaşarır, gözyaşı döker.
Kaynak hastalanıp kötüleşirse o ağacın dalları, yaprakları da kurur.
O ağaç kurumaya başlar. Çünkü oğulun vücudundan sulanıyor, gıdalanıyordu.
Nice böyle gizli suyolları vardır ki ey gafiller, sizin canınıza ulanmıştır.
Gökten yerden nice sular çektin de vücudun böyle semirdi.
Fakat bu iğretidir. Az az sıkıştırmak gerek. Çünkü elde edilenin bırakılması lazım.
Yalnız Tanrı’nın “Adem’e ruhumdan ruh üfürdüm” dediği varlık yok mu? O kalır işte.
Sen de ruha bak, başkaları beyhudedir.
Fakat bu beyhude sözünü, cana, ruha nispetle söylüyorum; her şeyi sağlam bir surette yapan sanatkâra, Tanrı’ya nispetle değil ha!
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ