Modern Döneme Geçişte İslâmî İlimler Tasavvuru-2: Yenilikçilerin Klasik Kelam Algısı

M. Sait Özervarlı

İlyas Çelebi (Müzakereci)
 
5 Ocak 2008                  
De­ğer­len­dir­me: Abdullah Yormaz
 
Me­de­ni­yet Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi’nin dü­zen­le­di­ği Mo­dern Dö­ne­me Ge­çiş­te İs­lâ­mî İlim­ler Ta­sav­vu­ru baş­lık­lı top­lan­tı­lar se­ri­si­nin ikin­ci otu­ru­mun­da ke­lam il­mi ele alın­dı. Her ay bir İs­lâ­mî il­min de­ğer­len­di­ri­le­ce­ği top­lan­tı­lar se­ri­si önü­müz­de­ki ay­lar­da sı­ra­sıy­la tef­sir, ha­dis, fı­kıh, ta­sav­vuf ve si­ya­set-ah­lâk baş­lık­la­rıy­la ger­çek­leş­ti­ri­le­cek­tir. “Ye­ni­lik­çi­le­rin Kla­sik Ke­lam Al­gı­sı” baş­lık­lı ke­lam otu­ru­mu­na Tür­ki­ye Di­ya­net Vak­fı İs­lâm Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi’nden Doç. Dr. M. Sa­it Özer­var­lı ko­nuş­ma­cı, Mar­ma­ra Üni­ver­si­te­si İla­hi­yat Fa­kül­te­si’nden Prof. Dr. İl­yas Çe­le­bi ise mü­za­ke­re­ci ola­rak ka­tıl­dı.
Özer­var­lı ko­nuş­ma­sı­nın ba­şın­da ye­ni­lik­çi­ler ola­rak ad­lan­dı­rı­lan gru­bun, -da­ha ön­ce­sin­de tem­sil­ci­le­ri ol­mak­la be­ra­ber- 19. yüz­yıl­da­ki Os­man­lı, Arap ve Hind dün­ya­sın­da­ki ule­ma ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. Baş­ta İz­mir­li İs­ma­il Hak­kı, Ab­dul­la­tif Har­pu­tî, Fi­li­be­li Ah­med Hil­mi, Mu­ham­med Ab­duh, Fe­rid Vec­dî, Şib­lî Nu­ma­nî, Ah­med Ke­lam Azad, Mu­ham­med İk­bal, Ce­ma­led­din Ka­sı­mî, Hü­se­yin el-Cisr ol­mak üze­re ye­ni­lik­çi âlim­le­rin ke­lam ile il­gi­li ye­ni bir ta­sav­vur­la­rı var­dır. Bu ta­sav­vur­la­rı­nı des­tek­le­mek ama­cıy­la ke­lam ta­ri­hi­ne çok faz­la baş­vu­ru­da bu­lun­ma­yı bir yön­tem ola­rak seç­miş­ler­dir. Mo­dern dö­nem­ler­de ilim­le­rin ken­di ta­rih­le­ri­ne yö­nel­me­si ge­nel bir yak­la­şım­dır. Mo­dern il­min için­den çık­tı­ğı ta­ri­hin tra­je­di­si­ni vur­gu­la­ya­rak ken­di öne­mi­ni gös­ter­me­si, bu yön­te­min se­be­bi ola­rak açık­la­na­bi­lir. Bu nok­ta­da Özer­var­lı, ye­ni­lik­çi­le­rin ken­di ilim ta­rih­le­ri­ne aşı­rı eleş­ti­riy­le yak­laş­ma­la­rı­nı bir yö­nüy­le ken­di bin­dik­le­ri da­lı kes­tik­le­ri­nin far­kı­na var­ma­ma­la­rı ola­rak eleş­tir­mek­te­dir.
Ye­ni­lik­çi­le­rin kla­sik ke­lam ile il­gi­li gö­rüş­le­ri me­tin­ler­den ör­nek­ler ve­ri­le­rek ele alın­mış­tır. Ye­ni­lik­çi­le­rin kla­sik ke­la­mın ze­mi­ni­ni kay­bet­miş ol­du­ğu gö­rü­şü ilk sı­ra­da yer al­mak­ta­dır. Ze­mi­ni­ni kay­bet­miş bir ilim­le meş­gul ol­ma­nın da bir an­la­mı ol­ma­dı­ğı vur­gu­lan­mak­ta­dır. Ze­min kay­bı­ ke­la­mın do­ğuş ve ge­liş­me dö­nem­le­rin­de ken­di­le­ri­ne kar­şı red­di­ye ya­zı­lan fır­ka­la­rın gü­nü­müz­de ar­tık ol­ma­ma­sı şek­lin­de açık­lan­mak­ta­dır. İbn Hal­dun’un İs­lâ­mî ilim­ler de­ğer­len­dir­me­sin­de yer alan ke­la­ma ih­ti­yaç ol­ma­dı­ğı gö­rü­şü­nün özel­lik­le Os­man­lı ay­dın­la­rı üze­rin­de et­ki­si gö­rül­mek­te­dir. Özer­var­lı, bu gö­rü­şün ke­lam il­mi­ni tam an­la­mıy­la ta­nı­ma­mak­tan ve bu il­mi sa­de­ce sa­vun­ma­cı bir ya­pı için­de gör­mek­ten kay­nak­lan­dı­ğı­na işa­ret et­mek­te­dir. Ke­lam il­min­de sa­vun­ma­cı ve red­di­ye­ci bir yön bu­lun­mak­la bir­lik­te, özel­lik­le man­tı­ğın ke­la­ma da­hil edil­me­siy­le teo­rik ta­ra­fı­nın da­ha be­lir­le­yi­ci ol­du­ğu gö­rül­me­li­dir.
Ye­ni­lik­çi­le­rin kla­sik ke­lam ile il­gi­li di­ğer bir gö­rü­şü ise ke­la­mın ilk dö­nem­de çok ba­sit, an­la­şı­lır bir ya­pı için­dey­ken za­man için­de teo­rik, fel­se­fî ve gi­rift bir ya­pı­ya bü­rün­me­si­dir. Me­vâ­kıf, Ma­kâ­sıd, Te­vâ­li‘ gi­bi ke­lam ki­tap­la­rı­nı çok az kimsenin anlaması ke­lam ile hal­kın ara­sı­nın açıl­ma­sı­na yol aç­mış, ke­lam sa­de­ce Metn-i Akâ­id ve Şerh-i Akâ­id me­tin­le­ri­ne has­re­dil­miş­tir. Kla­sik ke­la­ma kar­şı ge­ti­ri­len bu eleş­ti­ri te­mel iti­ba­riy­le bi­rin­ci gö­rüş­le çe­liş­mek­te­dir. Özer­var­lı, teo­rik ve fel­se­fî bir ka­rak­te­re bü­rü­nen bir il­min sa­de­ce sa­vun­ma­cı ola­rak de­ğer­len­di­rip eleş­ti­ril­me­si­nin doğ­ru bir yak­la­şım ola­ma­ya­ca­ğı­nı be­lirt­mek­te­dir. Ay­rı­ca, fel­se­fî kat­kı­lar­la zen­gin­leş­ti­ril­miş bir il­mî bi­ri­ki­mi de­ğer­len­di­re­cek in­san­la­rın ol­ma­yı­şı se­be­biy­le or­ta­ya çı­kan ko­puk­luk eleş­ti­ri­le­ce­ği­ne bu­ra­da il­min ken­di­si eleş­ti­ril­mek­te­dir.
Kla­sik ke­la­mı eleş­ti­ren gö­rüş­ler­den bir di­ğe­ri de ke­la­mın ih­ti­laf ve gö­rüş ay­rı­lık­la­rıy­la do­lu bir ilim ol­ma­sı­dır. Ehl-i Sün­net ile Mu­te­zi­le ara­sın­da ve her bir eko­lün ken­di için­de bir­çok ko­nu­da fark­lı gö­rüş­le­ri­nin ol­ma­sı kö­tü bir du­rum ola­rak gös­te­ril­mek­te­dir. Bir­ço­ğu ke­la­mın ken­di­sin­den kay­nak­lan­ma­yan, dö­ne­min si­ya­sî yak­la­şım­la­rı, mez­hep ta­as­sup­la­rın­dan mey­da­na ge­len ih­ti­laf ko­nu­la­rı il­min ken­di­si­ne mal edil­mek­te­dir. Gö­rüş­le­rin faz­la­lı­lı­ğı ve çe­şit­li­li­ği de il­mî zen­gin­lik ola­rak de­ğer­len­di­ril­me­li­dir.
Aris­to fel­se­fe­si­nin Ba­tı’da ge­çer­li­li­ği­ni yi­tir­di­ği, bu se­bep­le Aris­to man­tı­ğı­na da­ya­nan ke­lam il­mi­nin de ge­çer­li­li­ği­ni kay­bet­ti­ği gö­rü­şü ye­ni­lik­çi­lik­le­rin en yay­gın gö­rüş­le­ri ara­sın­da yer al­mak­ta­dır. Yu­nan dü­şün­ce­si­nin, ye­ri­ni mo­dern Ba­tı dü­şün­ce­si­ne bı­rak­tı­ğı gi­bi ke­lam il­mi de ye­ri­ni Ye­ni İlm-i Ke­lam’a terk et­me­li­dir. Aris­to man­tı­ğı­nın bı­ra­kı­lıp ye­ri­ne ika­me edi­le­cek mo­dern Ba­tı dü­şün­ce­si­nin ke­la­mın prob­lem­le­ri­ne çö­züm getireceği fik­ri, Ba­tı dü­şün­ce dün­ya­sı­nın tam ola­rak ta­nın­ma­ma­sın­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır. Mo­dern dö­nem­de İs­lâ­mî ilim­ler ara­sın­da ön­ce­lik­li ola­rak ke­lam il­mi­nin ye­ni­leş­me­si ve di­ğer İs­lâ­mî ilim­le­rin Ye­ni İlm-i Ke­lam te­me­li üze­ri­ne in­şa edil­me­si fik­ri var­dır. İz­mir­li İs­ma­il Hak­kı’ın Ye­ni İlm-i Ke­lam’ı, Ab­duh’un Ri­sâ­le­tü’t-Tev­hîd’i ve Hü­se­yin el-Cisr’in ese­ri Ye­ni İlm-i Ke­lam’ın ilk ör­nek eser­le­ri­ni oluş­tur­mak­ta­dır.
Özer­var­lı son ola­rak İbn Hal­dun’un me­de­ni­yet ve ta­rih ala­nın­da­ki gö­rüş­le­ri­nin Os­man­lı ay­dın­la­rı ara­sın­da revaç bulmasının İs­lâ­mî ilim­ler ile il­gi­li ek­sik ve ye­ter­siz gö­rüş­le­ri­nin de eleş­ti­ri­ye ta­bi tu­tul­ma­dan ka­bul edil­me­si­ne yol aç­tı­ğı­nı söz­le­ri­ne ek­le­di.
Top­lan­tı­ya mü­za­ke­re­ci ola­rak ka­tı­lan Prof. Dr. İl­yas Çe­le­bi ise mo­dern dö­nem­de ke­lam­la il­gi­le­nen in­san­la­rın üç gru­ba ay­rıl­dı­ğı­nı be­lirt­miş­tir. Ara­la­rın­da Hü­se­yin Ka­zım, Mu­sa Ca­rul­lah gi­bi tem­sil­ci­le­ri olan bi­rin­ci grup­ta­ki­le­rin ke­la­mı eleş­tir­mek ama­cıy­la ke­lam­la il­gi­len­dik­le­ri­ni ifa­de eden Çe­le­bi’ye gö­re bu grup ha­len Arap dün­ya­sın­da yay­gın­lı­ğı­nı de­vam et­tir­mek­te­dir. İkin­ci grup, ke­lam üze­ri­ne ko­nu­şan­la­rın oluş­tur­du­ğu bir grup­tur. Ye­ni dö­nem­de­ki ke­lam­cı­la­rın bü­yük ço­ğun­lu­ğu bu gru­ba da­hil­dir. Üçüncü grup ise biz­zat ke­lam ya­pan mü­te­kel­li­mîn gru­bu­dur ve son dönemde bu gruba ihtiyaç duyulmaktadır.
Ke­lam yap­ma­nın so­run­la­rı ve zor­luk­la­rı­na ge­lin­ce, ke­la­mın sis­te­ma­tik ve kül­lî bir ilim ol­ma­sı ay­nı za­man­da so­run ve zor­lu­ğun se­be­bi­ni teş­kil et­mek­te­dir. Ke­lam baş­lan­gıç­ta zat, sı­fat­lar, Al­lah ile kul ara­sın­da­ki iliş­ki­yi kur­mak üze­re te­sis edi­len bir ilim iken da­ha son­ra meb­de’ ve me‘âd ba­kı­mın­dan mev­cûd il­min ko­nu­su­na ek­len­miş­tir. Çe­le­bi’ye gö­re ke­lam il­mi­nin ko­nu­su­na ge­ti­ri­len bu ila­ve­nin doğ­ru olup ol­ma­dı­ğı sor­gu­lan­ma­lı­dır. Ke­la­mın ko­nu­la­rı­nın ge­niş­le­me­si ke­la­mın sis­te­ma­tik vas­fı­nı de­ğiş­tir­miş­tir. Kül­lî ol­ma vas­fı ise di­ğer ilim­ler­le iliş­ki­sin­de sı­nı­rın çi­zil­me­si­ni zor­laş­tır­mak­ta­dır. Çe­le­bi gü­nü­müz­de ke­lam ile uğ­ra­şan­la­rın mis­yo­nu­nun ke­lam yap­mak de­ğil, ke­lam ya­pı­la­cak ze­mi­ni ha­zır­la­mak ol­du­ğu­nu be­lir­te­rek söz­le­ri­ne son ver­di ve top­lan­tı so­ru-ce­vap bö­lü­müy­le de­vam et­ti.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.