XVII­I. Yüz­yıl Os­man­lı Dü­şün­ce­sin­de Bu­na­lım ve Ara­yış-I İk­ti­sat ve Si­ya­set

Mehmet Genç

10 Ma­yıs 2008             
De­ğer­len­dir­me: Sü­ley­man Ka­ya
 
Tür­ki­ye Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi­nin dü­zen­le­di­ği “XVII­I. Yüz­yıl Os­man­lı Dü­şün­ce­sin­de Bu­na­lım ve Ara­yış” se­mi­ner­le­ri di­zi­si­nin ilk ko­nu­ğu Meh­met Genç idi. XVII­I. yüz­yıl­da ya­şa­nan bu­na­lım ve ara­yış­la­rı ik­ti­sat ve si­ya­set açı­sın­dan ele alan Meh­met Genç, bu yüz­yı­la da­ir ge­nel bir pers­pek­tif ve ya­şa­nan bu­na­lım­lar ile sis­te­me olan gü­ve­nin kay­be­dil­me­si sü­re­ci­ni özet­le şu şe­kil­de or­ta­ya koy­du: 
XVII­I. yüz­yıl kla­sik Os­man­lı pro­fi­li­nin ta­mam­lan­dı­ğı bir yüz­yıl ola­rak gö­rül­me­li­dir. Bu yüz­yıl es­ki tas­nif­ler­de “ge­ri­le­me dö­ne­mi” ola­rak ni­te­len­di­ril­se de as­lın­da ge­ri­le­me­den söz edi­le­me­ye­ce­ği açık­tır. Ku­rum­sal ya­pı ve de­ğiş­me­ler­de de ge­ri­le­me söz ko­nu­su edi­le­mez. Bu yüz­yıl­da Os­man­lı bü­rok­ra­si­si­ni göz­lem­le­yen bir­çok ya­ban­cı, Os­man­lı bü­rok­ra­si­sin­den hay­ran­lık ve tak­dir­le bah­se­der. Me­se­la 16 yıl İs­tan­bul’da ka­lan İn­gi­liz el­çi­si, hiç­bir Hı­ris­ti­yan dev­le­tin böy­le­si­ne mü­kem­mel bir bü­rok­ra­si­si­nin ol­ma­dı­ğı­nı söy­ler.
Os­man­lı Dev­le­ti XVII­I. yüz­yı­la bü­yük bir bu­na­lım­la gir­di. Bü­yük bir sa­va­şı kay­bet­ti­ler ve bir­çok top­rak el­le­rin­den çık­tı. Ay­rı­ca iki bü­yük dar­be ol­du; 1687 ve 1703’te 16 se­ne aray­la iki ke­re ik­ti­dar de­ğiş­ti. Vi­ya­na boz­gu­nun­dan son­ra da­ha ön­ce hiç kar­şı­laş­ma­dık­la­rı Av­ru­pa it­ti­fa­kıy­la kar­şı­laş­tı­lar. 15-16 se­ne mü­ca­de­le et­ti­ler ve kay­bet­ti­ler. Os­man­lı­lar önem­li bir dip­lo­ma­tik ma­ha­ret­le Av­ru­pa dev­let­le­ri­nin it­ti­fa­kı­na en­gel olu­yor­lar­dı. Yok­sa Av­ru­pa it­ti­fa­kı­nı da­ha ön­ce de yen­me­le­ri zor­du. Ama Vi­ya­na’da dip­lo­ma­tik ta­lih­siz­lik söz ko­nu­su ol­du, Av­ru­pa it­ti­fa­kı­na en­gel olu­na­ma­dı. Yi­ne de bu bü­yük boz­gun­dan son­ra Os­man­lı seç­kin­le­ri ken­di sis­tem­le­ri­ne olan gü­ven­le­ri­ni kay­bet­me­di­ler ve XVII­I. yüz­yı­lın ilk ya­rı­sın­da Kar­lof­ça’da kay­bet­tik­le­ri yer­le­rin he­men hep­si­ni ge­ri al­ma­yı ba­şar­dı­lar.
Kü­çük Kay­nar­ca Ant­laş­ma­sı’yla bi­ten 1768-1774 Os­man­lı Rus sa­va­şı ise, Os­man­lı­lar­da Kar­lof­ça’nın ya­rat­tı­ğın­dan da­ha bü­yük bir şok ya­rat­tı; zi­ra dev­le­tin kal­bi­ni teh­dit eden bir de­ğiş­me söz ko­nu­suy­du: Ka­ra­de­niz ilk de­fa Os­man­lı gö­lü ol­mak­tan çı­kı­yor ve önem­li bir düş­man Ka­ra­de­niz’e yer­le­şi­yor, ora­da ge­mi­le­ri­ni kul­la­na­bi­lir ha­le ge­li­yor­du. Onun için Os­man­lı seç­kin­le­ri­nin 1774’ten son­ra bir tek he­de­fi var­dı: bü­tün gü­cü­nü top­la­yıp Rus­ya’dan in­ti­kam al­mak. Bu­nun için 13 se­ne çok iyi ha­zır­lan­dı­lar, bü­tün po­tan­si­yel­le­ri­ni kul­lan­dı­lar ve 1787’de sa­va­şa baş­la­dı­lar. Hiç he­sap­ta ol­ma­yan Avus­tur­ya ara­ya gir­di. Avus­tur­ya or­du­la­rı­nı hep yen­di­ler ama Rus or­du­la­rı­na kar­şı yi­ne kay­bet­ti­ler. Bu sa­vaş­la bir­lik­te sis­tem­le­ri­ne duy­duk­la­rı inanç­la­rı­nı da kay­bet­ti­ler. Kar­lof­ça’dan son­ra “Biz ha­ta yap­tık, ha­ta­yı na­sıl dü­zel­te­bi­li­riz” di­yor­lar­dı. Ama 1790’dan son­ra “Bu sis­tem­de bir ku­sur var, bu sis­te­mi de­ğiş­tir­mek la­zım” de­me­ye baş­la­dı­lar. Bu fi­kir ya­vaş ya­vaş yer­leş­ti. Ni­zam-ı ce­did de­ni­len bü­yük re­form ha­re­ke­ti­nin te­me­lin­de bu şo­kun ya­rat­tı­ğı de­ğiş­me ira­de­si var­dır.
XVII­I. yüz­yı­lı ik­ti­sa­dî ve si­ya­sî ba­kım­dan iki­ye ayır­mak müm­kün­dür. Yüz­yı­lın ilk ya­rı­sıy­la son kıs­mı ara­sın­da önem­li fark­lar var­dır:
İlk ya­rı­da Os­man­lı Dev­le­ti sa­vaş­la­rı ge­nel­de ka­zan­dı, Kar­lof­ça’yla kay­bet­ti­ği top­rak­la­rı ge­ri al­ma­yı ba­şar­dı, böy­le­ce kay­bet­ti­ği kay­nak­la­rı tek­rar kon­trol al­tı­na al­dı; üre­tim ve ih­ra­cat art­tı, ik­ti­sa­dî ter­mi­no­lo­jiy­le eko­no­mi bü­yü­dü. Os­man­lı yö­ne­ti­ci­le­ri ilk de­fa eko­no­miy­le çok ak­tif bir şe­kil­de il­gi­len­me­ye baş­la­dı. Da­ha ön­ce eko­no­mik alan­da dev­le­tin ak­tif rol al­ma­sı pek söz ko­nu­su de­ğil­di. Bu dö­nem­de dev­let ya­tı­rım­la­rıy­la eko­no­mi­yi önem­li öl­çü­de ge­niş­let­ti, bir­çok fab­ri­ka­lar, ma­ni­fak­tür­ler kur­du, en önem­li­si es­naf­la­rın fa­ali­yet­le­ri­ni ge­niş­le­te­cek­le­ri şe­kil­de ya­tı­rım­lar yap­tı. An­cak sis­tem­de bir de­ği­şik­lik, fii­len de, dü­şün­ce an­la­mın­da da söz ko­nu­su de­ğil­di. Sis­te­min pa­ra­dig­ma­sı için­de kal­ma­ya de­vam edil­di. Ya­tı­rım­lar es­na­fa ve tüc­ca­ra dev­re­dil­mek üze­re ya­pıl­dı. Pro­viz­yo­nizm pren­si­bi terk edil­me­di­ğin­den, ye­ni ku­ru­lan fab­ri­ka­lar için Ba­tı’da­ki çağ­daş­la­rı ta­ra­fın­dan ya­pıl­dı­ğı gi­bi güm­rük du­var­la­rı örül­me­di.
Yüz­yı­lın ilk ya­rı­sın­da gö­rü­len bu ya­tı­rım­lar, ikin­ci dö­nem­de gö­rül­mez ol­du. Bu dö­nem­de­ki bü­tün kay­nak­lar sa­va­şı ka­zan­mak üze­re ha­re­ke­te ge­çi­ril­di ve eko­no­mi­den önem­li öl­çü­de kay­nak alın­dı. Dev­le­tin sa­vun­ma­yı ma­lî ola­rak kar­şı­la­ya­cak kay­nak­la­rı azal­dı­ğı için çok bü­yük kay­nak­la­ra ih­ti­yaç duy­duk­la­rın­dan ba­zı önem­li de­ği­şim­ler yap­tı­lar. Me­se­la ilk kez 1770’ler­de özel şa­hıs­la­rın mi­ras­la­rı­na el koy­ma­ya baş­la­dı­lar. Da­ha ön­ce özel şa­hıs­la­rın mal­la­rı­na dev­le­tin el koy­ma­sı söz ko­nu­su de­ğil­di. Özel şa­hıs­la­rın mi­ras­la­rı­na el ko­nul­ma­sı, ik­ti­sa­dî ba­kım­dan ya­tı­rım çö­züm­len­me­si de­ni­len bir sü­reç­tir. Ger­çi dev­let sa­vaş­tan son­ra öde­mek üze­re mi­ras­la­ra el ko­yu­yor­du. An­cak me­se­la bir ti­ca­ret ya da ima­la­tın mi­ras­çı­lar ta­ra­fın­dan sür­dü­rül­me­si ye­ri­ne bun­lar par­ça­la­nıp sa­tı­la­rak ha­zi­ne­ye dev­re­di­li­yor­du. İle­ri­ki yıl­lar­da bu pa­ra­la­rın ge­ri öden­me­si bir an­lam ifa­de et­me­ye­ce­ği için özel ser­ma­ye çö­zül­me­siy­le bir­lik­te özel sek­tör ya­tı­rım­la­rı da son de­re­ce azal­dı.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.