Uvertür - Şehir, Melankoli ve Karamsarlık

Alpgiray Uğurlu

12 Mayıs 2015

Değerlendirme: Sinan Sertel

 

İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Alpgiray Uğurlu, Bilgi Üniversitesi’nde sinema alanında yüksek lisansını tamamladı. İlk uzun metrajlı filmini ise 2013 yılında çekti. Uvertür, Türkiye prömiyerini İstanbul Film Festivali’ndeki Yeni Türkiye Sineması bölümünde yaptıktan sonra, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de Ulusal Yarışma bölümünde gösterildi. Uvertüröncesinde çeşitli kısa film çalışmaları bulunan yönetmenin, ikinci filmi “Enkaz”ın post-prodüksiyon süreci hâlâ devam ediyor. Üçüncü filmi “Organik Aşk Hikâyeleri” için Kültür Bakanlığı’ndan yapım desteği alan yönetmen için ilk filmi Uvertür’ün özel bir yeri var. Uğurlu, bir üçüncü sayfa haberinden yola çıkarak çektiği filmde, istediği şeyleri hayata geçirebilmenin özgürlüğü sebebiyle Uvertür’ün kendisi için özel bir yeri olduğunu söylüyor.

Filmde, kent hayatı içerisine sıkışmış bir karakter olan Atıf’ı izliyoruz. Atıf, hep yapmak zorunda oldukları ile meşgul. Kendi tercihlerini arka plânda bırakmış ve çevresinin ona biçtiği hayatı yaşıyor. Çevresindeki herkesin “iyi” biri olarak tanımladığı Atıf’ın bu hâli, başına gelen bazı olaylar neticesinde, oldukça trajik bir şekilde değişiyor. Böylelikle film, çeşitli yönlendirmelerle yapılan fiillerin sahibini sorguluyor. Aile kavramı, çevre şartları masaya yatırılıyor. İyilik kavramı tartışmaya açılıyor.

Filmin başkarakterinin durumuna benzer bir durum yönetmen için de geçerli. Söyleşide yönetmen bunu şu şekilde ifade etti: “Filmin başkarakteri nasıl bazı yönlendirmeler ile hayatını şekillendirebiliyorsa benim için de aynı durum geçerli. Her zaman yapmak istedikleriniz ile yaptıklarınız örtüşmeyebilir; şartlar gerektirdi mühendislik okudum. Aslında İnşaat mühendisliğinden mezun bir yönetmen olmak da fena bir şey değil. ”

Uvertür’ün özgün karakteri gibi yapım aşaması da çağdaşı Türk filmlerinden biraz farklılık gösteriyor. Çok küçük bir bütçeyle; sadece yemek ve yol giderleri ile film kotarılmış. Filmde çok küçük bir ekip çalışmış. Senaryo, eldeki imkânlar dâhilinde tekrar tekrar revize edilmiş. Ticari bir kaygıdan uzak bir tavır ile filme inanmış bu küçük ekip, filmin her aşamasında bir katma değer üreterek filmi tamamlamış oldu.

Söyleşideki ilginç vurgularından biri de Türk sinemasının şu anki işleyişine dair Uğurlu’nun yaptığı eleştirilerdi. Filmini gerçek manada “tam bağımsız” olarak üreten yönetmen, filmin seyircisi ile buluşmasında sıkıntılar yaşamış. Festival yolculuğunu bitiren film, çeşitli gösterim zorlukları ile karşılaşmış: “Yaşadığım gösterimle alakalı teknik zorlukları aşmak yerine, seyirci ile buluşmasını önceledim ve filmi internetten herkese açık bir halde gösterime soktum. Şu an film popüler video sitelerinden izlenebilir durumda, herkese açık. Böylelikle film başından sonuna her adımda tam bağımsız bir yöntem ile seyirciye ulaşmış oldu. ”

Uğurlu, ticari kaygılar güderek filmini çekmediği için ticari gösterime de sunmanın ahlâki olmayacağını düşünüyor, bu yüzden bunun yerine internet üzerinden ücretsiz bir şekilde seyircilere sunmayı tercih etmiş. Söyleşide en fazla öne çıkan başlıklardan biri de filmdeki karakterin durumu ve finaldeki eylemiydi. Yönetmen bununla ilgili olarak, karakterini özellikle iyi ya da kötü olarak çizmek istemediğini, iyinin ve kötünün yapılan eylemler üzerinden sorgulanmasına çalıştığını ifade etti.

 

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.