Türkiye’nin Enerji Politikaları: Nabucco Projesi Örneği

Şaban Kardaş

27 Mart 2010
De­ğer­len­dir­me: Abdullah Erboğa
 
Utah Üni­ver­si­te­si Si­ya­set Bi­li­mi Bö­lü­mü’nde dok­to­ra ça­lış­ma­la­rı­na de­vam eden, Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si öğ­re­tim gö­rev­li­le­rin­den Şa­ban Kar­daş, su­nu­mun­da Na­buc­co pro­je­si çer­çe­ve­sin­de AB-Tür­ki­ye ve Azer­bay­can-Tür­ki­ye iliş­ki­le­ri­ni tar­tı­şır­ken, Na­buc­co’nun Tür­ki­ye dış po­li­ti­ka­sın­da­ki ko­nu­mu­nu ve stra­te­jik bir ma­ni­ve­la ola­rak kul­la­nıl­ma­sı­nı de­ğer­len­dir­di:
Da­ni­el Yer­gin geç­ti­ği­miz as­rı “pet­rol yüz­yı­lı” ola­rak ifa­de eder­ken as­lın­da ener­ji­nin kü­re­sel si­ya­set açı­sın­dan de­ğe­ri­ni de be­lirt­miş olu­yor­du. Gü­nü­müz dün­ya­sı­nın ge­le­ce­ği­ni et­ki­le­ye­cek gün­dem mad­de­le­ri­nin ba­şın­da da yi­ne ener­ji ar­zı­nın ve gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı gel­mek­te­dir. Her ne ka­dar Tür­ki­ye yok de­ne­cek ka­dar az do­ğal ener­ji kay­nak­la­rı­na sa­hip­se de, ken­di­si­ni çev­re­le­yen böl­ge­le­rin bir­ço­ğu bir o ka­dar ener­ji kay­na­ğı zen­gi­ni­dir. Na­buc­co tam da bu nok­ta­da ener­ji sı­kın­tı­sı ya­şa­yan Av­ru­pa’ya Tür­ki­ye üze­rin­den Ha­zar, Kaf­kas ve Or­ta­do­ğu do­ğal­ga­zı­nı ta­şı­mayı hedeflemektedir. Do­ğu-Ba­tı ve Ku­zey-Gü­ney ener­ji ko­ri­dor­la­rın­da et­kin bir oyun­cu ola­rak yer al­mak is­te­yen Tür­ki­ye, dış po­li­ti­ka­sın­da ener­ji ko­nu­su­na ar­tık da­ha esas­lı bir yer ayır­mak­ta­dır. Ko­nuş­ma­sı­na Tür­ki­ye’nin ener­ji po­li­ti­ka­la­rın­da­ki te­mel he­def­le­ri­ne de­ği­ne­rek baş­la­yan Kar­daş, ken­di eko­no­mik ge­li­şi­mi dü­şü­nül­dü­ğün­de do­ğa­cak ener­ji ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ma ve ener­ji je­opo­li­ti­ğin­de tran­sit ül­ke ko­nu­mu­nu güç­len­dir­me ama­cı­nın Tür­ki­ye’nin ener­ji po­li­ti­ka­la­rı­nın omur­ga­sı­nı oluş­tu­ran iki önem­li mad­de ol­du­ğu­nu ifa­de et­ti. Na­buc­co pro­je­si­nin ge­li­şim sü­re­cin­den bah­se­de­rek ko­nuş­ma­sı­na de­vam eden Kar­daş, Tür­ki­ye ve Avus­tur­ya he­yet­le­ri­nin ön­cü­lü­ğün­de ger­çek­leş­ti­ri­len mü­za­ke­re­le­ri mü­te­aki­ben ak­şam gi­di­len bir ope­ra­dan esin­le­ni­le­rek Na­buc­co ola­rak isim­len­di­ri­len bu pro­je­nin, Do­ğu-Ba­tı ener­ji ko­ri­do­ru kap­sa­mın­da, 1990’lı yıl­lar­da or­ta­ya çı­kan, zen­gin Ha­zar ile Or­ta As­ya pet­rol ve do­ğal­gaz kay­nak­la­rı­nın Ba­tı’ya ak­ta­rıl­ma­sı sü­re­cin­de­ki ikin­ci adı­mın aşa­ma­la­rın­dan bi­ri ol­du­ğu­nu vur­gu­la­dı. Ba­tı des­tek­li Do­ğu-Ba­tı ener­ji ko­ri­do­ru­nun ilk adı­mı ise, Ba­kü-Tif­lis-Cey­han pet­rol bo­ru hat­tı­nın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si ile ger­çek­leş­miş­tir.
2006 ve 2009’da Rus­ya ile Uk­ray­na ara­sın­da ya­şa­nan ge­ri­lim­le­rin ve 2008 Rus­ya-Gür­cis­tan sa­va­şı­nın, AB’nin ener­ji gü­ven­li­ği ko­nu­sun­da­ki en­di­şe­le­ri­nin art­ma­sı­na ve Na­buc­co’nun cid­di bir al­ter­na­tif hat ola­rak tek­rar AB gün­de­mi­ne gir­me­si­ne ne­den ol­du­ğu­nu be­lir­ten Kar­daş, ya­şa­nan bu ge­liş­me­le­re rağ­men Na­buc­co’nun bir tür­lü is­te­ni­len hız­da iler­le­ye­me­di­ği­ni kay­det­ti. Kar­daş’a gö­re, AB’nin or­tak ener­ji po­li­ti­ka­sı oluş­tu­ra­ma­ma­sı ve ener­ji­de Rus­ya’ya bağ­lı güç­lü AB ül­ke­le­ri­nin il­gi­siz­li­ği se­be­biy­le AB için­de pro­je­yi sa­hip­le­ne­cek “si­ya­sî li­der ek­sik­li­ği” sı­kın­tı­sı ya­şan­ma­sı bu ya­vaş­la­ma­nın baş­lı­ca se­bep­le­ri­dir. Ay­rı­ca, hem AB’nin Tür­ki­ye’ye kar­şı net bir ta­vır ve po­li­ti­ka or­ta­ya ko­ya­ma­ma­sını hem de Tür­ki­ye’nin ener­ji ko­nu­sun­da be­lir­le­di­ği stra­te­ji­le­rin AB nez­din­de ra­hat­sız­lık ya­rat­ma­sı­nı -Meh­met Uğur’a atıf­la- bir da­ya­nak/inan­dı­rı­cı­lık iki­le­mi ek­se­nin­de yo­rum­la­dı.
Kar­daş, özel­lik­le 2007 yı­lı son­ra­sın­da, Tür­ki­ye’nin ener­ji po­li­ti­ka­la­rın­da dö­nü­şüm ya­şan­dı­ğı­nı be­lir­te­rek, da­ha ön­ce Na­buc­co pro­je­si­nin ger­çek­leş­me­si için yo­ğun bir me­sai ve ça­ba sarf eden Tür­ki­ye’nin, bu sü­reç­ten iti­ba­ren me­sa­fe­li ve da­ha re­ka­bet­çi bir du­ruş ser­gi­le­di­ği; bu­nun da bir pa­ra­doks oluş­tur­du­ğu tes­pi­tin­de bu­lun­du. Ay­rı­ca, Na­buc­co pro­je­siy­le bir­lik­te Tür­ki­ye’nin, Do­ğu-Ba­tı ener­ji ko­ri­do­run­da önem­li bir ak­tör ola­ca­ğı ve öne çı­kan je­os­tra­te­jik ko­nu­muy­la bir­lik­te AB üye­li­ği için avan­taj sağ­la­ya­ca­ğı inan­cı­nın son dö­nem Türk dış po­li­ti­ka­sın­da ol­duk­ça sık rast­la­nan bir söy­lem ol­du­ğu­nu vur­gu­la­dı. Je­opo­li­tik önem­le bir­lik­te ener­ji ko­ri­do­ru ol­ma ro­lü­nün çok yo­ğun bir bi­çim­de dile getirilmesine ve “eli­ni faz­la oy­na­ma” po­li­ti­ka­sı­na 2009’a ka­dar de­vam edildiğini an­cak bu sü­reç­ten son­ra bun­dan vaz­ge­çil­di­ği­nin al­tı­nı çi­zen Kar­daş, bu­nun da Na­buc­co An­laş­ma­sı­nın 2009 Tem­mu­zun­da im­za­lan­ma­sın­da önem­li bir fak­tör ol­du­ğu­nu kay­det­ti. Bu­nun­la bir­lik­te Kar­daş, Azer­bay­can’la iliş­ki­le­rin ge­ril­me­si­nin ge­rek­siz ol­du­ğu­nu vur­gu­la­dı. Kar­daş’a gö­re, ara­da­ki ih­ti­laf, kom­şu­lar­la sı­fır prob­lem po­li­ti­ka­sı çer­çe­ve­sin­de An­ka­ra ile Eri­van ara­sın­da­ki ya­kın­laş­ma­dan zi­ya­de, Tür­ki­ye’nin ener­ji ter­mi­na­li ol­ma is­te­ğin­den kay­nak­lan­mak­ta­dır. Na­buc­co pro­je­si­nin en önem­li te­da­rik­çi­le­rin­den bi­ri olan Azer­bay­can ile do­ğal­gaz fi­ya­tı­nın be­lir­len­me­si ko­nu­sun­da fi­kir ay­rı­lı­ğı­na dü­şen Tür­ki­ye’nin,  ay­nı pers­pek­tif­le Azer­bay­can po­li­ti­ka­sı­nı de­vam et­tir­me­si ha­lin­de, önü­müz­de­ki sü­reç­te da­ha rea­list dış po­li­ti­ka­lar çer­çe­ve­sin­de, stra­te­jik ter­cih ön­ce­lik­le­ri be­lir­le­mek zo­run­da ka­la­ca­ğı­nı sa­vun­du. Ay­rı­ca ener­ji iş­bir­li­ği po­li­ti­ka­la­rı çer­çe­ve­sin­de Tür­ki­ye’nin Rus­ya ile iliş­ki­le­rin­de rea­list bir ba­kış açı­sıy­la da­ha ih­ti­yat­lı dav­ran­ma­sı ge­rek­ti­ği ka­na­ati­ni de be­yan et­ti.
Su­nu­mun tar­tış­ma kıs­mın­da ise Rus­ya’nın ener­ji pi­ya­sa­la­rın­da­ki mo­no­pol ro­lü vur­gu­la­nır­ken, ener­ji­nin bir dış po­li­ti­ka ara­cı ola­rak kul­la­nıl­ma­sı ön pla­na çık­tı. Rus­ya gi­bi uzun sü­re­dir ener­ji­yi dış po­li­ti­ka ara­cı ola­rak kul­la­nan bir ül­ke ile mu­ka­ye­se edil­di­ğin­de, Tür­ki­ye’nin he­nüz ye­ter­li de­ne­yi­me sa­hip ol­ma­dı­ğı ve bu alan­da da­ha in­ce bir dip­lo­ma­tik di­le ih­ti­ya­cı ol­du­ğu gö­rü­şü pay­la­şıl­dı.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.