Değişen Dünya Değişen Tasavvur: Kanada’da İslâm-Osmanlı Medeniyeti’nde

İhsan Fazlıoğlu

17 Temmuz 2010 
De­ğer­len­dir­me: Cahid Şenel
 
İl­gi­nin do­ğa­sı­nı amaç be­lir­ler!
İki yıl­dır Ka­na­da McGill Üni­ver­si­te­si’nde ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dü­ren İs­tan­bul Üni­ver­si­te­si Fel­se­fe Bö­lü­mü öğ­re­tim üye­si İh­san Faz­lı­oğ­lu, Tür­ki­ye zi­ya­re­ti sı­ra­sın­da ka­la­ba­lık bir din­le­yi­ci kit­le­siy­le soh­bet et­ti. Ge­nel ola­rak Ba­tı’da özel­de ise Ka­na­da’da fel­se­fe ve bi­lim ta­ri­hi araş­tır­ma­la­rı hak­kın­da bi­rey­sel de­ne­yim­le­ri çer­çe­ve­sin­de şah­sî ka­na­at­le­ri­ni din­le­yi­ci­ler­le pay­laş­tı. Faz­lı­oğ­lu özet­le şun­la­rı ak­tar­dı:
Bi­ri­nin bir baş­ka­sı­nı me­ra­kı, ta­nı­ma is­te­ği ve bu yön­de­ki ça­ba­sı­nın al­tın­da ya­tan ne­dir ve bu bağ­lam­da or­yan­ta­list­ler ne­re­de dur­mak­ta­dır? İlk or­yan­ta­list ça­lış­ma­lar de­ni­lin­ce Fran­sız ha­ri­ci­ye­si­nin bir gö­rev­li­si olan Gu­il­lau­me Pos­tel’in adı­nı an­mak ge­re­kir. Pos­tel ve ar­dıl­la­rı­nın ama­cı o dö­nem­de “güç­lü ola­nı ta­nı­mak” ve bu güç­lü or­ga­ni­zas­yo­nun te­mel­le­ri­ni araş­tır­mak­tı. İlk Do­ğu-Ba­tı iliş­ki­si (her ne ka­dar Do­ğu-Ba­tı kav­ram­sal­laş­tır­ma­sı so­run­luy­sa da) güç­lü­yü ta­nı­mak üze­rin­den ku­ru­lur. Os­man­lı’nın Ba­tı kar­şı­sın­da ateş­li gü­cü yi­tir­di­ği ikin­ci aşa­ma­da Ba­tı’­nın tav­rı “yö­net­me ve kon­trol et­me­ye” ev­ril­miş­tir; bu­na Na­pol­yon’un Mı­sır üze­ri­ne yap­tır­dı­ğı ça­lış­ma­lar ör­nek ola­rak ve­ri­le­bi­lir. İl­gi­nin do­ğa­sı­nı amaç be­lir­le­mek­te­dir. Amaç de­ğiş­tik­çe il­gi­nin do­ğa­sı da de­ğiş­mek­te­dir ve bu da eser­le­re yan­sı­mak­ta­dır. Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı son­ra­sın­da “il­gi, or­ta­ya çı­kan ye­ni du­ru­mu kon­trol et­mek” üze­rin­den iş­li­yor. 1800’le­rin so­nun­da baş­la­mak­la bir­lik­te Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı son­ra­sı Do­ğu’da­ki araş­tır­ma­cı­lar da “Ba­tı­lı tarz­da” Do­ğu araş­tır­ma­la­rı­na yö­ne­li­yor­lar. Fa­kat bir­ço­ğu­nun mak­sa­dı “Ba­tı Dün­ya­sı­nın, İs­lâm me­de­ni­yet pers­pek­ti­fi­ni de­ğiş­tir­me amaç­lı” ye­ni bir pers­pek­tif ge­liş­tir­mek. İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı son­ra­sı Ba­tı’ya göç eden Do­ğu kö­ken­li ai­le­le­rin ço­cuk­la­rı­nın bu araş­tır­ma­la­ra (or­yan­ta­list ça­lış­ma­la­ra) dâ­hil ol­ma­sı da bir baş­ka önem­li fak­tör­dür.
Bu­ra­dan iti­ba­ren üç tür araş­tır­ma­cı pro­fi­li göz­lem­len­mek­te­dir:
1. Ba­tı­lı or­yan­ta­list­ler.
2. Ba­tı me­to­do­lo­ji­si­ni kul­la­nan Do­ğu­lu araş­tır­ma­cı­lar.
3. Ba­tı’da do­ğup bü­yü­müş ve ken­di kül­tür­le­rin­den uzak ye­ti­şen araş­tır­ma­cı­lar. Bu ka­te­go­ri­de­ki­ler ya ken­di­le­ri­ni ta­ma­men Ba­tı ya da me­de­ni­yet men­su­bi­ye­ti ba­kı­mın­dan ken­di­si­ni Do­ğu için­de gö­rüp Ba­tı’nın ken­di için­den yap­tık­la­rı ça­lış­ma­la­ra dâ­hil olu­yor­lar. Bu ikin­ci grup­ta­ki­ler za­man­la ob­jek­tif bir yak­la­şım ge­liş­tir­miş­ler­dir; bu­na pek çok ör­nek ver­mek müm­kün­dür. Özel­lik­le 1950’ler­den (1957) son­ra Do­ğu kö­ken­li araş­tır­ma­cı­lar­dan et­ki­le­ne­rek Ed­ward Ken­nedy “saf en­te­lek­tü­el kay­gıy­la” araş­tır­ma­lar­da bu­lun­muş, Ba­tı­lı an­lam­da ob­jek­tif ça­lış­ma tar­zıy­la iş gör­müş, el­den gel­di­ğin­ce di­ne bir fak­tör ola­rak dik­kat et­miş ve bir ekol de oluş­tur­muş­tur. Di­mit­ri Gu­tas ise İs­lâm dü­şün­ce ge­le­ne­ği­nin in­şa­sın­da, en­te­lek­tü­el ça­lış­ma­lar­da di­nin bir fak­tör ola­rak alın­ma­sı­na kar­şı dik­kat­li­dir.
11 Ey­lül son­ra­sı Ba­tı Dün­ya­sın­da­ki İs­lâm me­de­ni­ye­ti­ne yö­ne­lik araş­tır­malar bir tür “me­de­ni­yet sor­gu­la­ma­sı”na dö­nüş­müş­tür ve bu me­de­ni­yet sor­gu­la­ma­sın­da iki tür al­gı­ya rast­la­mak müm­kün­dür:
1. Fran­sız mer­kez­li bir grup araş­tır­ma­cı­nın “İs­lâm me­de­ni­ye­ti ras­yo­nel bir pers­pek­tif ge­liş­tir­miş mi­dir, bu ras­yo­na­li­te bu­gü­ne ta­şın­mış mı­dır ve bu­gün or­ta­ya çı­kan ge­liş­me­ler bu ras­yo­na­li­te­nin ne­re­si­ne dü­şer?” so­ru­la­rı et­ra­fın­da ver­dik­le­ri ce­vap­lar­da­ki te­mel tez­le­ri İs­lâm me­de­ni­ye­ti­nin bu tarz bir ras­yo­ni­le­te­yi ge­liş­tir­me­di­ği yö­nün­de­dir. 19. yüz­yıl or­yan­ta­liz­mi, İs­lâm me­de­ni­ye­ti­ni An­tik mi­ra­sı alıp ol­du­ğu gi­bi Ba­tı’ya ak­ta­ran bir “pos­ta­cı” ola­rak gör­müş­tür.
2. İkin­ci yak­la­şım ise İs­lâm me­de­ni­ye­ti­nin her açı­dan öz­gün bir ye­re sa­hip ol­du­ğu­nu ile­ri sü­ren bir grup araş­tır­ma­cı­nın fik­ri­ne da­ya­nır. Fel­se­fede Di­mit­ri Gu­tas, Bi­lim Ta­ri­hinde Co­lum­bi­a Üni­ver­si­te­si’nden Ge­or­ge Sa­li­ba ve Ah­med Dal­lal ile Ja­mil Ra­gep’in is­mi anı­la­bi­lir.
İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı son­ra­sın­da­ or­ta­ya çı­kan bir baş­ka yak­la­şım tar­zı da Ba­tı kö­ken­li bi­lim ta­rih­çi­le­ri­nin İs­lâm me­de­ni­ye­tin­de üç et­nik ya­pı­yı öne çı­kar­ma­la­rı­dır: Arap, Türk ve Fars. Son za­man­lar­da ise Ber­be­rî ve Kürt et­ni­si­te­si de ön pla­na çı­ka­rı­lı­yor. Yi­ne Ba­tı’da özel­lik­le Fars­lar ay­rı­ca­lık­lı bir ye­re sa­hip­tir. Fâ­ri­sî­le­rin Ar­yan ır­kı­na men­sup ol­ma­la­rı­nın bun­da et­kin ol­du­ğu dü­şü­nü­le­bi­lir; ay­rı­ca “Fars Ak­lı” ve “Fars Me­de­ni­ye­ti” ter­kip­le­ri Ba­tı­lı­lar açı­sın­dan ku­la­ğa hoş ge­len ifa­de şe­kil­le­ri­dir. Arap kül­tü­rü ise “da­ha kö­şe­li” ifa­de­ler­le ve da­ha sert bir şe­kil­de di­le ge­ti­ri­li­yor. Türk­ler ise İs­lâm’ın or­ga­nik bir üye­si gi­bi ele alın­mı­yor. Türk­ler ya dı­şa­rı­dan ge­len, Arap ve Fars kül­tü­rü­nü bo­zan ya­ban­cı bir güç ola­rak gö­rü­lü­yor ya da san­ki Müs­lü­man de­ğil­miş gi­bi bir an­la­yış­la ele alı­nı­yor.
Ba­tı’da İs­lâm fel­se­fe-bi­lim araş­tır­ma­la­rı ço­ğun­luk­la Or­ta­do­ğu Araş­tır­ma Mer­kez­le­rin­de (Midd­le East Stu­di­es) ya­pı­lı­yor ve bu da baş­ka prob­lem­le­ri ba­rın­dı­rı­yor. Bu­ra­da­ki ça­lış­ma­lar ge­nel­de iki te­ma­yü­lü içe­ri­yor:
1. İs­lâm fel­se­fe-bi­lim bi­ri­ki­mi­ni Yu­nan’a in­dir­ge­me ça­ba­sı için­de bu­lu­nan­lar.
2. Ba­tı fel­se­fe-bi­lim bi­ri­ki­mi­ni İs­lâm’a in­dir­ge­me ça­ba­sı için­de­ki­ler.
Ne­den bu ça­lış­ma­lar Bi­lim Ta­ri­hi ve Fel­se­fe Bö­lü­mü içe­ri­sin­de ya­pıl­mı­yor? Ba­tı’da­ki İs­lâm fel­se­fe-bi­lim ge­le­ne­ği­ne yö­ne­lik ça­lış­ma­lar ar­tık Fel­se­fe ve Bi­lim Ta­ri­hi bö­lüm­le­ri­ne kay­dı­rıl­ma­lı ve o di­sip­lin için­de­ki ye­ri be­lir­gin­leş­ti­ril­me­li­dir. Or­ta­do­ğu Araş­tır­ma Mer­kez­le­rin­de ya­pı­lan ça­lış­ma­lar prob­le­ma­tik ol­mak­tan çok ta­ri­hî, tas­vi­rî, bi­yog­ra­fik ve mo­nog­ra­fik ça­lış­ma­nın sı­nır­la­rı­nı aşa­mı­yor. Ayrıca, fel­se­fe ve bi­lim ta­ri­hi bö­lüm­le­rin­den me­zun olan­lar İs­lâm fel­se­fe bi­lim ge­le­ne­ğin­den ha­ber­siz ola­rak me­zun olu­yor­lar. Bu du­rum aka­de­mik ça­lış­ma­la­ra da is­ter is­te­mez yan­sı­yor.
Şu sı­ra­lar­da Ka­na­da öl­çe­ğin­de ne­ler in­ce­len­di­ği so­ru­la­cak olur­sa: Ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­da Ame­ri­kan zih­ni­ye­ti­nin bas­kın ka­rak­ter hâ­li­ne gel­me­siy­le esas amaç “sos­yal fonk­si­yo­nu ve pra­tik de­ğe­ri” olan ça­lış­ma­la­rın ön­ce­len­me­si­dir. Şu sı­ra­lar İs­lâm Dün­ya­sın­da­ki İs­lâ­mî ce­ma­at­ler, bu ce­ma­at­le­rin eko­no­mik iliş­ki­le­ri, ka­dın ha­re­ket­le­ri, sos­yal ha­yat, mar­ji­nal grup­lar, azın­lık­lar ve ma­hal­lî ida­re­ler­de­ki sos­yal ha­yat üze­ri­ne ya­pı­lan ça­lış­ma­lar ön pla­na çık­mak­ta­dır. Özel­lik­le et­ni­si­te prob­le­mi olan böl­ge­ler­den ge­len dok­to­ra öğ­ren­ci­le­ri gel­dik­le­ri böl­ge ve et­nik prob­lem­ler üze­ri­ne ça­lış­ma­la­rı için yön­len­di­ril­mek­te­dir. Dok­to­ra mü­ra­ca­at­la­rın­da kav­ram­sal ça­lış­ma­lar dik­kat çek­me­mek­le bir­lik­te her­han­gi bir mar­ji­nal ce­maa­tin eko­no­mik altya­pı­sı­na yö­ne­lik bir tek­lif he­men ka­bul gö­re­bi­li­yor.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.