Mesnevî’den

Nimete Şükretmek,
Nimetten Daha Hoştur
  
Kış geldi mi köpek ezilir, büzülür. Kışın soğuğu onu perişan bir
hâle kor.
“Kışa dayanamıyorum. Sağ olursam taştan bir ev kurmam lâzım. Yaz gelince dişimle, tırnağımla çalışıp, çabalayayım, kışın barınmak için bir taş ev kurayım” der.
Fakat yaz gelip de ısındı mı kellesi, kemiği yerine geldi mi, ilikleri, kemikleri kızışıp, derisi gerildi mi, kendisini koskocaman görünce:
“İyi ama ben hangi eve sığarım ki?” der.
İrileşir, ayağını çeker.. tembel tembel karnı tok, sırtı pek, kendisine güvenmiş bir halde gölgeye çekilir. Gönlü, “Bir ev kur” derse de o, “Söyle be yahu, ben nasıl olur da bir eve sığarım ki?” diye cevap verir.
Sen de bir belâya, bir musibete düştün mü büzülürsün, hırs kemiklerin bitişir; küçülür kalırsın.
“Tövbeden bir ev kurayım, kışın o evceğizde barınayım” dersin.
Fakat dertten kurtuldun da, hırsın büyüdü mü köpek gibi ev sevdası geçer gider. 
Nimete şükretmek, nimetten daha hoştur. Şükreden kişi, hiç şükretmeyi bırakır da nimet sevdasına düşer mi? Şükür nimetin canıdır, nimet ise deriye benzer. Çünkü seni sevgiliye kadar ulaştıran şükürdür. Nimet insana gaflet verir, şükürse uyandırır. Padişahın şükür tuzağıyla, nimet avlamaya gör!
Şükür nimeti, gözünü doyurur, seni bey yapar. Bu suretle de yoksullara yüzlerce nimet bağışlarsın. Tanrı yemeğinden ye, doy da senden oburluk, tamah ve şuna buna ihtiyacını arzetme illeti geçsin.

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.