Mecmua-Kitaplarla ilişkinin adabı üzerine el-‘Almavî

Takdim ve çeviri: M. Cüneyt Kaya
 
İslâm ilim ve kültür tarihinde ilim âdâbı üzerine yazılan kitaplar müstakil bir literatür oluşturacak kadar zengindir. Bu tür eserlerin muhtevalarında iki ana başlığın önplana çıktığı söylenebilir: Hoca ve talebenin sahip olmaları gereken ahlâkî özellikler ile hoca-talebe arasındaki ilişkiler ve bugün “araştırma usulü” başlığı altında ele alınan teknik konular.
Aşağıda tercümesi sunulan metin, sözkonusu literatürün bir parçasını oluşturan Abdu’l-Bâsit b. Mûsâ b. Muhammed el-‘Almavî’nin (ö. 981/1573) el-Mu‘îd fî edebi’l-müfîd ve’l-müstefîd veya et-Telîd fî ihtisâri’d-dürri’n-nadîd olarak bilinen eserinin, kitaplarla ilişkide riayet edilmesi gereken kurallara dair altıncı kısmıdır. Almavî’nin eseri aslında çağdaşı Bedreddîn el-Gazzî ed-Dımeşkî’nin (ö. 984/1577) ed-Dürrü’n-nadîd fî edebi’l-müfîd ve’l-müstefîd’inin özeti mahiyetinde olup mukaddime ve hâtime dışında toplam altı bölümden oluşmaktadır. Samimiyet, doğruluk ve ilim tahsiline niyetlenmeye dair mukaddimenin ardından ilk bölümde ilimle iştigalin, öğrenim ve öğretimin fazileti, ikinci bölümde dinî ilimlerin kısımları ve hiyerarşisi, üçüncü bölümde hoca ve talebenin riayet etmesi gereken kurallar, dördüncü bölümde fetva, fetva veren (müftî) ve fetva isteyenin (müsteftî) riayet etmesi gereken kurallar, beşinci bölümde tartışma usulü, altıncı ve son bölümde ise kitaplarla ilişkide riayet edilmesi gereken hususlar incelenmektedir.Franz Rosenthal’in tespitine göre, sözkonusu altıncı bölüm, İbn Cemâ‘a’nın 1273’te telif ettiği Tezkiratü’s-sâmi‘ ve’l-mütekellim fî âdâbi’l-âlim ve’l-müte‘allim isimli eseriyle muhteva olarak da büyük benzerlikler içermektedir.
Tercümede Almavî’nin eserinin Ali Zey‘ûr tarafından yapılan neşri esas alınmış (Ulûmu’t-terbiye ve’n-nefs ve’l-ifâde fî tedbîri’l-müte‘allim ve siyâseti’t-te‘allüm içinde, Beyrut 1413/1993, s. 79-249, altıncı bölüm: s. 227-237), Franz Rosenthal’in The Technique and Approach of Muslim Scholarship (Roma 1947) isimli eserindeki çok sayıda açıklayıcı not içeren, ancak kimi örneklerin ihtisar edildiği İngilizce tercümesine de (s. 8-18) pek çok noktada başvurulmuştur (Rosenthal’in bu eserinin Arapçası için bkz. Menâhicu ulemâi’l-müslimîn fi’l-bahsi’l-ilmî, trc. Enîs Ferîha, Beyrut 1961).
 
el-Mu‘îd fî edebi’l-müfîd ve’l-müstefîd’in Altıncı Kısmı:
 
Kitaplarla İlişkinin Âdâbı Üzerine (Fi’l-âdâb ma‘a’l-kütüb)
Bu bölüm ilmin aracı olan kitaplarla ilişkinin adabına; kitapların tashihi, yazımı, raflara dizilmesi ve taşınmasına; satılmaları, ödünç alınmaları ve çoğaltılmalarına dair çeşitli meseleler içermektedir.
 
Birinci Mesele
İlim talibinin faydalı ilimler konusunda ihtiyaç duyduğu kitapları mümkün olduğunda satın alma, kiralama veya ödünç alma yollarından biriyle elde etmeye özen göstermesi gerekmektedir. Çünkü kitaplar ilmi elde etmenin yoludur.
Ne var ki, kitapların elde edilmesi, toplanması ve [neticede] çok sayıda kitaba sahip olunması, ilim talibinin ilim ve idrakten alacağı tek nasip olmamalıdır. Bu hususu aşağıdaki beytin sahibi ne güzel ifade etmiştir:
Şayet iyi bir hafıza ve anlama gücüne sahip değilsen
Kitap toplayıp durmanın hiç faydası yoktur.
İlim talibi şayet ihtiyacı olan kitabı satın alma imkânına sahipse kitabı istinsahla vakit kaybetmemelidir. Çünkü ilim tahsiliyle meşgul olmak kitap istinsahından daha önemlidir. Şayet kitabı satın alma veya kiralama imkânı varsa bunların yerine onu ödünç almaya çalışmamalıdır.
 
İkinci Mesele                            
Kitaba zarar vermeyen aynı özellikteki bir başka kimseye kitap ödünç verilmesi tavsiye edilen bir husustur. Bazı kimseler kitap ödünç almayı hoş karşılamamışlardır, ancak kitap ödünç vermenin tavsiye edilen bir şey olduğu yönündeki birinci görüş daha doğrudur ve tercih edilen de budur. Zira mutlak anlamda ödünç vermenin fazilet ve sevabı yanında bu meseleyle ilgili olarak kitap ödünç vermek suretiyle ilme de yardım edilmiş olur. Vekî’in şöyle dediği bize rivayet edilmiştir: “Hadis rivayetiyle uğraşan kimsenin karşılaşacağı ilk bereket, kitapları başkalarına ödünç verme imkânına sahip olmasıdır.” Süfyân es-Sevrî’den de şöyle rivayet edilmiştir: “İlim konusunda cimri davrananın başına şu üç şeyden birisi gelir: Ya bildiğini unutur, ya ilminden faydalanılmadan ölür, ya da kitapları elinden gider.” Bir adam Ebu’l-‘Atâhiyye’ye şöyle demiş: Bana kitabını ödünç verir misin? Ebu’l-‘Atâhiyye “Ben kitap ödünç vermeyi pek hoş bulmuyorum” şeklinde cevap verince, adam şu karşılıkta bulunmuş: “Ahlakî üstünlüklere hoşlanılmayan şeyler aracılığıyla ulaşılır, bilmiyor musun?” Bunun üzerine Ebu’l-‘Atâhiyye de adama kitabı ödünç vermiştir.
Şâfi‘î, Muhammed b. el-Hasan’a -Allah her ikisinden de razı olsun- şunu yazmıştır:
Gözün bir benzerini daha görmediği kimseye söyleyin,
Onu görenin, ondan öncekileri de görmüş gibi olduğu kimseye.
İlim, ilim ehlini, hak eden insanlardan ilmi esirgemesini men eder.
Belki de o kişi, kendi bilgisini onu hak edenlere verecek, kim bilir?!
İlim tâlibi kitap ödünç aldığında kitabı geri verme konusunda gereksiz yere gecikme göstermemelidir. Kitabın sahibi kitabı geri istediğinde geri vermemek haramdır ve bu durumda kitabı geri vermeyen gâsıp durumuna düşer. Seleften, ödünç alınan kitabın geri verilmesinde yavaşlık göstermeyi kötüleyen nazım ve nesir türünde pek çok şey rivayet edilmiştir. Bu rivayetler el-Hatîb’in el-Câmi‘li-ahlâki’r-râvî ve’s-sâmi‘’inde yer almaktadır. Bu rivayetlerden birisi de Zührî’ye aittir: “Kitaplar konusunda aldatmadan sakın. Bu konudaki aldatma, kitabı sahibinden alıkoymaktır.” el-Hatîb şöyle demiştir: “Kitabın alıkonulması sebebiyle bir başkasının onu ödünç almasına engel olunmaktadır.”
 
(PDF'in tamamını  okumak için "indir"e tıklayınız.)

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.