MOLA

Sanat ve hikmet arasındaki sıkı ilişkiyi göz önünde bulundurursak, estetiğin temel kavramı olan “güzel”e nasıl bakmamız icap eder?

 

Yakın tarihimizde bize ışık tutmuş bir metin, Füsusu’l-Hikem’dir. O, peygamberlerin hikmetlerinin son peygamber olan Cenab-ı Ahmed’e (sav) göre değerlendirilmesidir. Bütün peygamberlerin hikmetlerini anlamlı bir bütün içinde ele almak suretiyle, bütün bir tarihî oluşumun, bir kültür oluşumunun, bir idrak oluşumunun, en sonda da hepsine nasıl bakılması lazım geldiğinin ve bunların hepsine ne ilave edilmesi lazım geldiğinin veciz bir ifadesidir Füsus. Bu eser kanaatimce çok önemlidir ve maalesef 20. asır Türkiye’si bu kurucu esere sırtını çevirmiştir. Eserin son faslında, “Hz. Peygamber’in bütün evvelki hikmetlere ilave ettiği şey, iki tanedir” deniyor: Kadın sevgisi ve güzellik sevgisi. Kadın sevgisinin anlatımı nakledemeyeceğim kadar karmaşık bir yapıyı ihtiva eder ve çok önemlidir. Ama güzellik sevgisi, insan tekamülünün zirvesidir. İnsan için bundan daha öte bir tekamül yoktur, deniyor. Varoluşun bütün yönlerine muttali olmak, onların hepsini bir bütünlük olarak görmek gerekiyor. İşte Osmanlı dünyası böyle idi. Üzülerek ifade etmem gerekir ki, doğrusu bugün böyle bir idrakten epeyce uzakta olduğumuz kanaati bende mevcut.

* “Paris’i Şehir Zanneden Ahmaktır”, Anlayış 25 (Haziran 2005): 38-42.

خيار المحررين

SEMINARS

As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.

MORE INFO


تابعنا

الاشتراك في النشرة الإخبارية لدينا لتلقي الأخبار والتحديثات.