Konfüçyanizm ve Alternatif Haklar Teorisi

Kadir Temiz

6 Kasım 2010
De­ğer­len­dir­me:
Ahmet Şefik Hatipoğlu

“Çin Konuşmaları”nın üçüncüsünde, 2007-2010 yılları arasında dil eğ­itimi ve araştırma amacıyla Çin, Peking Üniversitesi’nde araştırmacı öğ­renci olarak bulunan ve tez çalışmalarını burada sürdüren Kadir Temiz’i misafir ettik. Temiz, İTÜ Siyaset Çalışmaları’nda 2010 yılında tamamladığ­ı “Confucianism and Alternative Theory of Rights” başlıklı yüksek lisans tezi çerçevesinde mevcut haklar teorisi tartışmalarının eleştirisine ve Konfüçyanizm’in bu zeminde bir alternatif teşkil edip etmediğ­ine dair bir sunum gerçekleştirdi.

“Hak/Haklar nedir ve haklar tartışmasında mevcut Batı merkezli teori ve yaklaşımlara karşı alternatif teori geliştirmek mümkün müdür?” sorusunu temel alan Temiz, literatürdeki teorik tartışmaları ve yaklaşımları “bireyci haklar teorileri” ve “cemaatçi haklar teorileri” olmak üzere ikiye ayırdığ­ı bir modellemeyle ortaya koydu. Temiz’e göre, haklar konusunda süregelen tartışmalarda öne çıkan “sonuç merkezli hak” ile “erdem merkezli hak” yaklaşımlarının ortaya koyduğ­u problem, hak/haklar konusunun hangi temelde ele alınacağ­ıyla bağ­lantılı:
Bireylerin çıkarlarının en üst seviyede karşılanması ve dolayısıyla sonuç odaklı bir hak mı, yoksa iyi ve güzel davranışı arayan ve sürece dayalı bir hak mı?
Batı’daki hak tartışmalarında öne çıkan bu kavramlar dâhilinde Konfüçyanizm’in bir alternatif teşkil edip edemeyeceğ­i hususunda Kadir Temiz’e göre, “Öncelikle Konfüçyanizm’in kendi hak tasavvurunun olup olmadığ­ının sorgulanması gerekir. Batı’dan bakıldığ­ında erdem merkezli kavramlarla beraber toplam bir çıkarın da sözkonusu olmasından hareketle Konfüçyanizm’in haklar noktasında bir çelişkiye sahip olduğ­u düşünülebilir. Klasik Konfüçyanizm’de öne çıkan erdem aynı zamanda toplumsal yaşamda bireylerin faydasına olacak davranışların da öncüsüdür. Batı’dan farklı olarak buradaki erdem aklî olmaktan ziyade göksel/kutsal bir değ­erdir. Bu açıdan birey göksel olanla bir bağ­ kurma hedefi ile hareket eder. Mutlak iyiliğ­e (Ren) ulaşmak için gerekli görülen ritüelleri (Li) gerçekleştirir. Ritüelleri gerçekleştiren birey bir açıdan kendi hedefini sağ­lamış olur. Bu noktada belli bir sonuca ulaşma gayesindeki birey tasavvuru Batı’daki faydacı (utilitarian) davranışı anımsatsa da buradaki hedefsellik bireysel çıkar değ­ildir. Zira Konfüçyanizm’de çıkar karşılıklı ilişkiye dayanır.”
“Konfüçyanizm’deki bireyin Batı’daki bireyden farklılaştığ­ı bir nokta vardır. Buradaki birey hiçbir zaman aileden ya da toplumdan bağ­ımsız ele alınmaz. Zira insan, tabiatı itibariyle toplumun bir parçasıdır. Toplumla birlikte var olur, sonuçları itibariyle kendi faydasına olacak eylemler toplumsal düzen içerisinde ‘ilişkisellik’le anlam bulur” diyen Temiz, bu noktada Konfüçyen hakların ilişkisel ve harmoni merkezli kurgulanıp erdem merkezli uygulandığ­ını belirtti.
Tezde ortaya konmaya çalışıldığ­ı üzere Konfüçyanizm’in, Batı’daki haklar tartışmasından farklı yönlere sahip olduğ­u açık olsa da temel soruyu karşılayacak şekilde alternatif bir hak teorisine imkân verip vermediğ­i şüphelidir. Nitekim gelen sorularda sunum dâhilinde ortaya konan erdem merkezli hak anlayışının bugünkü mevcut siyasî ve toplumsal hayatta bir karşılığ­ının olmadığ­ı hususu öne çıktı. Temiz, Çin’de pratik durumu da gözlemleme imkânına sahip olması nedeniyle mevcut durumun “Konfüçyen hak teorisi” kavramsallaştırmasına doğ­rudan bir örnek teşkil etmediğ­ini kabul etti. Ancak Temiz’in tezde ve dolayısıyla sunumda ortaya koymaya çalıştığ­ı husus, Batı’daki tartışmalardan farklı bir hak tasavvurunun sözkonusu olduğ­una dikkat çekmektir.
Bu amaçla yapılacak çalışmalarda tamamlanmış bir haklar teorisinin “keşfi” değ­il, farklı kavram ve tasavvurlardan beslenen alternatif bir haklar teorisinin “inşası”nın imkânı sorgulanmalıdır. Mevcut haklar teorisindeki tartışmalarda öne çıkan birey-toplum tasavvuru, çıkar-erdem ikilemi, irade-eylem sorunu gibi hususlara yönelik Konfüçyanizm’in nasıl bir yaklaşıma sahip olduğ­u, kısaca kendi içinde tutarlı olsa dahi farklı noktalarda ortaya çıkan sorunlara ne ölçüde cevap üretebileceğ­i incelenmelidir.
 

EDITOR'S CHOICE

SEMINARS

As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.

MORE INFO


FOLLOW US

Add your e-mail address here to be informed about our programs (seminars, symposiums, panels, etc.).