- HOME PAGE
- PUBLICATIONS
- BULLETIN ARCHIVE
- Issue 86 Year: 2014
- Siyaset Vadisinde Bir Şeyh/Alim: Ömer Ziyaeddin Dağıstânî (1849-1921)
Siyaset Vadisinde Bir Şeyh/Alim: Ömer Ziyaeddin Dağıstânî (1849-1921)
Zeynep Erçetin
20 Ekim 2014
Değerlendirme: Ayşe Yılmaz
Ömer Ziyaeddin Dağıstanî’nin yaşamı ve siyasi eserleri, Zeynep Erçetin’in İstanbul Şehir Üniversitesi’nde tamamladığı “Ulema and Politics: The Life and Political Works of Ömer Ziyaeddin Dağıstanî (1849-1921) [Ulema ve Siyaset: Ömer Ziyaeddin Dağıstanî’nin Hayatı ve Siyasi Eserleri]” başlıklı master tezi çerçevesinde tartışıldı. Tezin içeriği, metodolojisi, alana ve gelecek çalışmalara katkısı bağlamında bir sunum gerçekleştiren Erçetin, tezinde, nitel araştırma metodunu kullanarak birincil ve ikincil tarihsel kaynaklardan istifade ediyor. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Meşihat Arşivi, İngiliz Arşivleri ve Mahmut Esat Coşan Araştırma ve Eğitim Merkezi Arşivlerinin yansıra Dağıstânî’nin torunlarıyla yaptığı görüşme kayıtları da kaynakları arasında.
Erçetin’i, Ömer Ziyaeddin Dağıstanî’yi çalışmaya yönelten saik ise, kendi ifadesiyle, klasik dönemde gelenekselliği ve durağanlığı temsil eden ilmiye sınıfının homojen yapısının 1908’lerden sonra değişmeye başlamasıyla ortaya çıkan alim tipinin; Dağıstanî özelinde bir Sufî alimin, ulus-devlete geçiş sürecinde Osmanlı’nın kültürel ve siyasi yapısındaki dönüşümün anlaşılmasındaki önemli rolüdür. Bu minval üzre, öncelikle, “Dağıstânî’nin hayatı ve politik eserlerinin, geç dönem Osmanlı tarihi hakkında bize neler söyleyebileceğinin izini süren Erçetin, giriş, Dağıstânî’nin biyografisi, iki siyasi eserinin değerlendirilmesi ve sonuç kısımlarından müteşekkil tezinde, hayatı boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerinde alay müftüsü, kadı nâibi, medrese hocası ve Nakşibendi Tarikatı şeyhliği gibi birçok hizmette bulunmuş olan Ömer Ziyâeddin Dağıstânî’nin biyografisini tarihsel bağlam içerisinde inceliyor ve mevcut literatürde Dağıstânî’nin siyasi görüşlerine pek fazla yer verilmediği için bu çok yönlü alimin siyasi eserlerine odaklanıyor.
Erçetin, öncelikle Ömer Ziyaeddin Dağıstânî’nin biyografisine yer vermektedir. Buna göre, Ömer Ziyaeddin 1849’da Dağıstan’da dünyaya gelir. Döneminde Dağıstan’da yapılan Rus karşıtı direnişlere; diğer bir ifadeyle müridizm hareketine katılır. Ayrıca Şeyh Şamil ile de yakın bir ilişki içindedir. Daha sonra İstanbul’a gelen ve eğitimini Ahmed Gümüşânevî’nin yanında tamamlayan Dağıstânî’ye Ziyaeddin ismi hocası tarafından verilmiştir. Tecvid-i Umumi kitabını bu dönemde kaleme alan Dağıstânî, 1879’dan 1894’e kadar Edirne Alay Müftülüğü yapar. 31 Mart Vakası ve Abdülhamid’in tahttan indirilmesi olayları akabinde Volkan Dergisi’nde adı geçtiği ve İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti üyesi olduğu gerekçesiyle müebbet hapsi istenir, ancak Medine’ye sürgün edilmesi yönünde karar alınır. Bu sırada Malkara ve Tekirdağ Kadı Naibliği, Kudüs Mevleviyeti gibi görevleri de son bulur. Rüyasında Hz. Peygamber’in Dağıstânî’yi koruyup kollamasını istemesi üzerine Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa, Medine’den kaçmasında ona yardım eder. Mısır’daki İngiliz baskısı artancaya ve yüksek tirajlı gazetelerde Osmanlı yanlısı yazılar yazıp broşürler dağıttığı için tutuklanıncaya kadar saray imamlığı yaptığı bu yerde 10 yıla yakın bir zaman kalır, Dağıstânî. 1919’da İstanbul’a döner ve Gümüşânevî Tekkesi’nde şeyhlik ve Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesi’nde müderrislik yapar. 1921’de vefat eder ve Süleymaniye’ye defnedilir.
Tezde daha sonra Dağıstânî’nin İkinci Meşrutiyet döneminde kaleme aldığı iki siyasî eser analiz edilir. Erçetin’e göre, 1908’de yayımlanan bu iki eser o dönemde İslâm’ın iki anahtar kavramı olan hilâfet ve meşrutiyeti ele almaktadır. İlk eser Hadis-i Erbaîn fî Hukuki’s-Selâtîn’de Dağıstânî öncelikle İttihat ve Terakki’yi hedef alarak Osmanlı’da birçok ayaklanmanın çıktığı ve hilafetin yok sayıldığı bir dönemde, halifeye bağlılığı teşvik eder ve hilafet ve saltanatı savunur. Mir’ât-ı Kânûn-i Esâsî’de ise anayasanın şeriata uygunluğunu ileri sürüp onu Kur’an, hadis ve fıkıh kitaplarından delillerle açıklayarak şerh eder ve meşveretle anayasal monarşinin uygunluğunun altını çizer.
SEMINARS
As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.
MORE INFO