- HOME PAGE
- PUBLICATIONS
- BULLETIN ARCHIVE
- Issue 89 Year: 2015
- 19. yy. Osmanlı’sında Taşra İdaresinin Dönüşümü: Valilik Kurumu
19. yy. Osmanlı’sında Taşra İdaresinin Dönüşümü: Valilik Kurumu
Muammer Değirmendere
21 Kasım 2015
Değerlendirme: İ. Lütfi Manastırlı
Türkiye Araştırmaları Merkezi’nce düzenlenen Tez Makale Sunumları’nın Kasım ayı konuğu Muammer Değirmendere ile doktora tezi çerçevesinde “19. Yüzyıl Osmanlı Taşra İdaresinin Dönüşümü: Valilik Kurumu” başlıklı bir program gerçekleştirdik. Tezinde valilik müessesesini 1839-1908 tarihleri arasında Bursa merkezli Hüdâvendigâr Eyâleti/Vilâyeti üzerinden ele alan Değirmendere, kamu yönetimi bölümünde hazırladığı bu tezini “Türkiye Cumhuriyeti’nde var olan siyasal ve yönetsel kurumların sağlamlık ve zayıflıklarının bilinebilmesi, yenilerinin de optimum şekilde oluşturulabilmesinin yolu, on dokuzuncu yüzyılla özdeşleşmiş Osmanlı modernleşme tarihini iyi anlamaktan geçmektedir” Ön kabulünden hareketle hazırlamaya başladığını belirterek başladı sunumuna. Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e uzanan süreçte meydana gelen kapsamlı dönüşümün valilik ve dolayısıyla taşra idaresi üzerindeki siyasî, idarî, hukukî izdüşümlerini tespit etmeyi amaçlayan tez, mevzuu üç ana bölüm hâlinde ele alıyor: “Osmanlı Devleti’nde Taşra İdaresinin Dönüşümü”, “Taşra İdaresindeki Dönüşümün Valilik Kurumu Üzerindeki Yasal ve Yönetsel Etkileri” ve “Hüdâvendigâr Eyaleti/Vilayeti’nde Vali Olmak”.
Sunumunu da tezindeki gibi bu üç ana başlık etrafında kurgulayan Değirmendere, konu ile ilgili ikincil literatürü de değerlendirdiği ilk bölümde, Osmanlı taşra idaresinin teşekkül sürecini ve geçirdiği aşamaları aktardıktan sonra Tanzimat Fermanı ile başlayan yeni dönemin aktörleri, düşünce dünyası, iktidar odaklarında yaşanan değişimlerin taşra idaresine etkileri, özellikle II. Abdülhamid döneminde uygulamada yaşanan farklılıklar gibi hususlara değindi. Meseleye taalluk eden mevzuatın ele alındığı ikinci bölümde ise, 1864-1908 tarihleri arasında yayınlanan nizamname ve talimatnamelerde valilik müessesesinin geçirdiği evrelerin, yetki alanının geçirdiği değişimlerin izlerini sürmeye çalıştı. Arşiv belgelerinin ve dönemin matbuatının yoğun olarak kullanıldığı üçüncü bölümde ise ilk iki bölüm çerçevesinde nazarî olarak tespit edilen olguların Hüdâvendigâr Vilayeti özelinde bir anlamda sağlamasının yapılmaya, elde edilen bulgular paylaşılmaya çalışıldı. Tezin ilgili literatüre en fazla katkı yaptığı bu bölümde; Hüdâvendigâr’ın eyalet/vilayet olma süreci, 1864-1908 arasında bölgede valilik yapan zevat, valilerin imar, maarif, ulaşım, teftiş vb. faaliyetleri, vilayetteki diğer memurlarla ve diğer yetkili organlarla, yerli/yabancı bölge eşrafıyla, merkez ve sarayla ilişkileri ve nihayet sosyal hayatları ele alındı.
Tanzimat’la ve hatta 19. yüzyıl ile başlayan modernleşme ve dönüşüm hareketlerinin en fazla etkilediği müessesenin valilik olduğunun bir kez daha altını çizen Değirmendere, 1842’de eyalete dönüşen ve 1859-1867 arasında bağımsız mutasarrıflık dönemi istisna tutulursa Osmanlı’nın sonuna kadar eyalet/vilayet olarak kalan Bursa örneğinden hareketle; valilik kurumunun yetkilerinin özellikle 1839-1876 arası dönemde sürekli değiştiğini, bu durumun da taşrada istikrarsız bir ortamın ortaya çıkışına sebebiyet verdiğini belirtti. Buna göre, askerî saikler ve güvenlik kaygılarıyla oluşturulan eyaletlerin hem aktörler hem de yetki ve sorumluluk anlamında giderek sivilleştiği bu dönem, sistemin yerleşmesi adına istikrardan taviz verildiği bir dönemdir. Gerek merkezde ve gerek taşra bürokratik kadrolarında çok ciddi değişimlerin yaşandığı bu dönem, II. Abdülhamid’in idaresindeki 1876 yılı ile birlikte yerleşmeye ve eş zamanlı olarak istikrar kazanmaya başlıyor. 1876 sonrasında valilerin hukuki dayanakları ve yetkileri daha muhkem bir zemine kavuştuğu gibi, görevde kaldıkları sürelerde de kayda değer bir artış gözükmektedir.
Değirmendere, son dönem açısından kurumları ele alan çalışmaların diğer vilayetlerle ve hatta farklı dünya şehirleri ile karşılaştırmalı olarak yapılmasının geçmişi daha iyi anlamak ve günümüze dair daha sağlıklı çözümler üretmek açısından önemli olduğu düşüncesi ile sunumunu bitirdi.
SEMINARS
As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.
MORE INFO