SAM Ayın Filmi

Makinist (The Inner Circle)
 
30 Mayıs 2007               
De­ğer­len­dir­me: Esma Acar
 
“Ya için­de­sin­dir çem­be­rin ya da dı­şın­da yok ola­cak­sın!”
Yö­net­men­li­ği­ni An­drei Konc­ha­lovsky’nin yap­tı­ğı Ma­ki­nist (The In­ner Circ­le, 1992) filmi 1935–1953 yıl­la­rı ara­sın­da Sta­lin’e film ma­ki­nist­li­ği yap­mış olan İvan Sanc­hin’in ger­çek ya­şam öy­kü­sün­den uyar­la­ma. Sta­lin dö­ne­min­de KGB’de film ma­ki­nist­li­ği ya­pan İvan ve ye­ni ka­rı­sı Anas­ta­si­a kü­çük bir apart­man da­ire­sin­de ya­şar­lar. Bir gün KGB ajan­la­rı Ya­hu­di kom­şu­la­rı­nı alıp gö­tü­rür. Ay­nı gün as­ker­ler Sta­lin’e ne­re­dey­se bir Tan­rı gi­bi ta­pan Ivan’ın ka­pı­sı­nı çal­dı­ğın­da ise ha­ber iyi­dir. On­dan Sta­lin’in film ma­ki­nist­li­ği­ni yap­ma­sı is­te­nir. Böy­le­lik­le İvan, Sta­lin ve onun ka­bi­ne­si­ni, si­ya­sî iliş­ki­le­ri­ni ya­kın­dan göz­le­me şan­sı­na eri­şe­cek­tir.
Film, ku­ru­lan kor­ku im­pa­ra­tor­lu­ğu­nun in­san üze­rin­de­ki et­ki­le­ri­ni in­ce­lik­le di­le ge­ti­ri­yor. Bir yan­dan İvan’da ken­di­ni sis­te­me gö­re be­lir­le­yen in­san­la­rı iz­ler­ken öte yan­dan ka­bi­ne­de­ki iliş­ki­ler­de içi bo­şal­tıl­mış sis­tem me­ka­ni­ği­nin iş­le­yi­şi­ne şa­hit olu­ruz. Va­ro­luş şek­li ola­rak sos­ya­list sis­te­min iş­le­yen çark­la­rın­da bir diş­li ol­ma­yı öz­gür­lük ola­rak gö­ren İvan üze­rin­den çe­şit­li me­ta­for­lar­la sis­te­mi sor­gu­lar film. Geç­mi­şin bil­gi­si­ne sa­hip bir pro­fe­sö­rün ağ­zın­dan eleş­ti­ri­yi kes­kin bir bi­çim­de zir­ve­ye ulaş­tı­rır. Bu­nu mu­ha­lif ve­ya ta­raf­tar ola­rak de­ğil in­sa­nî bir si­ne­ma di­li kul­la­na­rak iz­le­yi­ci­ye tec­rü­be edi­le­bi­lir bir de­ne­yim şek­lin­de su­nar. Ka­dı­nın ki­şi­li­ğin­de or­ta­ya çı­kan do­ğal­lık ve du­yar­lık ise sis­te­min tut­kun­la­rı­nın kay­bet­ti­ği ya­hut me­sa­fe duy­du­ğu şe­yin tem­sil­ci­si­dir.
İn­sa­nın ken­di­si­nin ol­ma­dı­ğı sis­tem me­ka­ni­ğin­de ona gö­re ko­num­lan­dı­rıl­mış ka­ri­ka­tü­ri­ze in­san tip­le­ri­nin çi­zil­me­si, sis­te­min ka­ra mi­zah gi­bi ol­ma­sı do­la­yı­sıy­la ya­pıl­mış bir ter­cih gi­bi­dir. Öte yan­dan du­var­dan si­lin­me­yen kan izi, tut­ku­nun sem­bo­lü büst, gaz mas­ke­si gi­bi çe­şit­li nes­ne­ler üze­rin­den iz­le­yi­ci­ye saf ger­çek­li­ği oku­ma fır­sa­tı ve­ri­lir.
Bel­ge ni­te­li­ği ta­şı­yan film, idea­li uğ­ru­na ne ka­dar çok in­sa­nı göz­den çı­ka­ra­bil­di­ği­ni de göz­ler önü­ne se­rer. Bir ta­raf­tan sis­tem bi­rey iliş­ki­si­ni, di­ğer ta­raf­tan­sa bi­rey­le­rin psi­ko­lo­ji­le­ri­ne, özel ha­yat­la­rı­na et­ki­le­ri­ni ro­man­sı ve epik bir an­la­tım­la di­le ge­ti­rir. Ni­ha­yet kah­ra­man sis­te­me kar­şı du­ru­şu­nu de­ğiş­tir­di­ğin­de ağır ka­yıp­lar ver­miş­tir. Ama yö­net­men ka­me­ra­sı­nı gö­ğe yük­sel­te­rek so­nu ümi­de bağ­lar.
Ün­lü yö­net­men Ni­ki­ta Mi­hal­ko­vun kar­de­şi olan An­drei Konc­ha­lovsky VGIK Yö­net­men­lik Fa­kül­te­si’nden 1965 yı­lın­da me­zun olur. Tar­kovsky’nin ilk film­le­rin­den An­drei Rub­lev (1969) ve İvan’ın Ço­cuk­lu­ğu’nun (1962) se­na­rist­li­ği­ni de yap­mış olan yö­net­men 1980’de ABD’ye yer­le­şir. Da­ha çok Tan­go ve Cash ve De­li­ler Evi film­le­ri ile ta­nı­nır.

EDITOR'S CHOICE

SEMINARS

As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.

MORE INFO


FOLLOW US

Add your e-mail address here to be informed about our programs (seminars, symposiums, panels, etc.).