- HOME PAGE
- PUBLICATIONS
- BULLETIN ARCHIVE
- Issue 68 Year: 2008
- Hatıralarla Yakın Tarih-8: Samet Ağaoğlu Babamın Arkadaşları
Hatıralarla Yakın Tarih-8: Samet Ağaoğlu Babamın Arkadaşları
5 Aralık 2008
Değerlendirme: F. Samime İnceoğlu
Yakın dönem Türk siyaset tarihinin bugün hâlâ yüzlerini unutmadığı isimler vardır. Demokrat Parti’de bakanlık ve başbakan yardımcılığı yapan, 1960 İhtilali’nde İmralı’da yargılanan, müebbet hapis cezasına hüküm giyen, 1964’teki afla tahliye edilen Samet Ağaoğlu (1909-1982) bu isimlerden biri. S. Ağaoğlu, yalnız Türk siyasetindeki yeri cihetinden değil yazdığı eserleri ile de dünü bugüne bildik/tanıdık kılan bir isim. Gerek hatıra gerek siyasi günlük ve inceleme türü yazıları ile bize yakın tarihin olaylarını, siyaset ve fikir erbabını, bilinmeyen yüzleriyle canlı birer portre olarak aktarmaktadır. Bunda, hiç şüphesiz, Ahmet Ağaoğlu’nun oğlu olmasının payı büyüktür.
Türkçülüğü ve liberal düşünceyi savunan Ahmet Ağaoğlu (1869-1939) yakın tarihin önemli simalarından; yazar ve siyasetçi. İttihat ve Terakki döneminde aktif siyasetin içinde yeralan A. Ağaoğlu, Türkçülük hareketinin ve Türk Ocaklarının öncü isimlerinden. Cumhuriyet’in ilk yıllarında II. ve III. Meclis’te milletvekilliği yapan A. Ağaoğlu, çok partili sisteme geçiş çabalarının bir sonucu olarak kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın da kurucularından.
Hatıralarla Yakın Tarih Okumaları’nın 8. toplantısında öykü, inceleme, anı türünde eserler kaleme alan Samet Ağaoğlu’nun, I. Meşrutiyet yıllarının sonunda başlayan, mütareke, milli mücadele ve nihayetinde Cumhuriyet’in ilanı ve inkılaplarla neticelenen bir tarihî süreçte siyasî ve ilmî faaliyetlerin içinde bulunan babasının arkadaşlarını kendi zihninde yer ettikleri özellikleri ile aktardığı Babamın Arkadaşları adlı kitabı üzerine konuştuk.
1956, 1958 ve 1969 olmak üzere üç ayrı baskısı bulunan ve her baskısında yeni isimler eklediği eserinde S. Ağaoğlu, her biri Türk tarihine muhtelif bakımlardan girmiş, yakından tanıdığı bazı insanların resimlerini, yalnız kendinde bıraktıkları izlerden ibaret olarak çizdiğini belirtiyor. S. Ağaoğlu’na göre bu isimlerle ilgili haksız hükümler verilmiş, “sırf cemiyette mevki sahibi oldukları için” iyi veya kötü diye tanınmışlardı. Yazarın amacı “memleket politika hayatını aşağı yukarı yarım yüzyıl örmüş bu insanların birçoğu”nu “bir büyük tablonun çerçevesi içinde ve her biri kendi yerinde ve köşesinde, ama aynı kaderin, arkadaşlık kaderinin birer halkaları halinde” (İletişim, 1998, s. 9-14) sunmaktır.
Kitapta Gökalp’ten Akçura ve Hüseyinzade Ali’ye, Ömer Naci’den Hamdullah Suphi’ye, Celal Sahir’den Tunalı Hilmi ve M. Emin Yurdakul’a, Topçu İhsan’dan Ali Çetinkaya ve Reşit Galip’e, Dr. Nazım’dan Kara Kemal’e, Recep Peker’den Fuat Körülü’ye, Halide Edip’ten Abdullah Cevdet ve Hüseyin Cahit’e kadar birçok önemli simanın fiziksel ve fıtri özellikleri ve bunlar özelinde dönemin önemli olayları aktarılıyor. Abdül Reşit, Seyit Tahir, Halim Sabit, Nuri Paşa, Esat Işık, Karslı İbrahim Cihangir Aydın, Tevfik Hadi, Akil Muhtar Özden, Haydar Rıfat, Memduh Esendal ve annesi Sitare Hanım da eserde anlatılan kişilerden.
Bu isimlerden bazıları babasının İttihat ve Terakki için birlikte çalıştığı, bazıları Türkçülük ülküsü etrafında beraber hareket ettiği isimler; kimileri TBMM’deki mesai arkadaşları, kimileri Serbest Fırka’nın kuruluşunda beraberinde bulunanlar, kimileri ise mütareke yıllarında işgal kuvvetlerince Malta’ya sürülen kader arkadaşları.
Samet Ağaoğlu, bu isimler etrafında dönemin bazı önemli olaylarına da değinmektedir. Mesela, garip bir avukat diye nitelediği Haydar Rıfat ölüm tehditleri aldığı halde, Kafkasya’daki Ermeni-Türk mücadelesinin sorumlusu olarak gördüğü Behbut Han Civan’ı öldüren Ermeni Torlakyan davasının üzerine cesurca gitmiştir. Topçu İhsan, tarihe Havuz-Yavuz Olayı olarak geçen olaydan hüküm giymiştir. Yavuz Fırkateyninin onarımı için Fransız şirketinden rüşvet aldığı iddiası ile Yüce Divan’da yargılanır Topçu İhsan. Bu karar Yüce Divan’ın Cumhuriyet tarihinde verdiği ilk karardır. Ömer Naci 1913 Babıali Baskınının kilit ismidir. Babasının Paris’te tanıştığı İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden Dr. Nazım, Kara Kemal ve Hüseyinzade Ali 1926 İzmir suikastinde suçlu bulunan kişilerdendir. Kara Kemal bu nedenle intihar etmiş, Dr. Nazım ise İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkum edilmiştir. İbrahim Cihangir Aydın ise Milli Mücadele’nin meçhul kalmış yüzüdür. Oysa Şark Cephesi dendiğinde Kazım Karabekir kadar bu şahsın da gayretleri söz konusudur. Tunalı Hilmi, Türk askerine ‘Mehmetçik’ diyen ilk kişidir. Dinsiz mütefekkir Abdullah Cevdet’e kalan ise dinsizlik uğrunda dövüşmektir. Zira Gökalp milliyetçi fikrin mürşidi, Süleyman Nazif ise ümmet ve İslâmcılık düşüncesinin rehberidir.
Kitap, I. Meclisteki I. ve II. grup tartışmaları, 1933 Üniversite Reformu ile Darulfünun’da gelişen olaylar, Nihal Atsız’ın yazıları ile başlayan 19 Mayıs (1944) tevkifleri, Kafkas Cephesi’nde Nuri Paşa komutasında verilen mücadele, çok partili döneme geçiş çabaları gibi başka birçok olayı da içermektedir. Kitabın dikkat çekici bir diğer yönü anlatılan olaylar ve alıntılanan anekdotlar çerçevesinde satır aralarından okuyucusuna bir Mustafa Kemal portresi de sunmasıdır.
Babamın Arkadaşları adlı bu kitap üzerine ulaşabildiğimiz kadarıyla, İsmet Bozdağ, Rauf Mutluay, Muhtar Körükçü ve Sami N. Özerdim’in makaleleri mevcuttur. Ertan Örgen ve Muzaffer Çandır, S. Ağaoğlu’nun hatıralarını değerlendiren makalelerinde bu esere de yer vermişlerdir.
SEMINARS
As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.
MORE INFO