- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 75 YIL: 2011
- Kalpten Kaleme İstanbul Semtleri 3 / Atikvalide
Kalpten Kaleme İstanbul Semtleri 3 / Atikvalide
Alim Kahraman
28 Şubat 2011
Değerlendirme: Emine Kaval
1977’den bu yana Üsküdar/Atikvalide’de sakin olan Âlim Kahraman, kitabının aslında semt içi gezinti sayılabileceğini, bu anlamda Atikvalide’yi merkeze alarak Üsküdar’ın farklı semtlerini daha ziyade sosyal tarih açısından ve kişisel anılarla zenginleştirerek okuyucuya aktardığını ifade ediyor. Üsküdar semtinde kitabın çıkmasından az bir zaman sonra mahalle isimlerine birtakım müdahalelerin yapıldığını ve bu suretle mevcut isimlerin bir anda siliniverdiğini üzülerek dile getiren Kahraman, İstanbul’daki mekân ve sokak isimlerinin bazılarının tarihten geldiği, bazılarının ise Osman Nuri Ergin’in hediyesi olduğu için sahip çıkılması gerektiğini düşünmekte. Zira, Osman Bey adeta şiir yazar gibi isim vermiştir sokaklara ve bu isimler sanki tarihin içinden gelir gibidir.
Atikvalide Külliyesini yaptıran III. Murad’ın annesi Nurbanu Vali-
de’dir. Külliye Mimar Sinan’ın eseri olup 1579’da başka mimarların da katılımıyla tamamlanmıştır. Tarihte Valide Sultan Külliyesi diye anılan mekân, III. Ahmed’in annesi Gülnur Valide Sultan’ın Üsküdar İskele Meydanı’ndaki Yeni Valide Camiini yaptırmasıyla “Eski Valide” diye anılır olmuş. Kahraman’a göre burası İstanbul’un sayılı saklı kalmış mekânlarından biridir ve külliye kendi manevi atmosferi ve birikimi içinde bozulmadan –fazla kimse gelip gitmediğinden– günümüze kadar gelebilmiştir.
Atikvalide semtini merkezde tutmak üzere kendi yaşadığı yılları da dikkate alarak, semtteki sosyal yaşantıyı ve değişimi anlatan, zaman zaman tarihine uzanan ve kendi dünyasından kesitlere de yer veren Kahraman, bu tip çalışmalarda romantizm tuzağına düşmemek gerektiğini vurguluyor. Özellikle İstanbul ile ilgili kitaplarda sıkça rastlanan romantizmden kaçınmak ve bunun ne kadar aldatıcı olduğunu göstermek için bir eleştiri unsuru olması babında kitabına “Bizim semtin kargası” başlıklı bir deneme ile başlıyor. Gayesi 200-300 yıl kadar yaşadıkları söylenen kargaların anlatacaklarının bizim 40-50 yıl gözlemlerimiz ile kıyaslandığında ne kadar gülünç kalacağını ve “Bizim zamanımızda şöyleydi” yollu söylemlerin ne kadar yanıltıcı olabileceğini okuyucuya göstermek.
Bir semtin dokusunu anlatırken sadece orada yaşayan insanların ele alınmasının yeterli olmayacağının altını çizen Kahraman’a göre, bir semt oranın insanları, hayvanları, bitkileri, ağaçları, çiçekleri ile bir bütün teşkil eder ve bir semtin yaşantısı derken onları da dâhil etmek gerekmektedir. Zaten küçük bir gezinti bunu anlamamıza yeter: Fıstıkağacı, Harmanlık, At Pazarı, Beygirciler Sokağı, Bülbülderesi Üsküdar’da hemen rastlayabileceğiniz mekân ve sokak isimlerinden sadece bazıları.
Atikvalide’de her mekân ve sokağın ya tarihi bir olaya istinat eden ya da bir şahıstan mütevellid bir hikâyesi vardır. İcadiyeve KuzguncukOsmanlı’nın mozaiğini karşımıza çıkarır; EskiToptaşıCaddesibizi Fatih devrine götürür; Zeynep-KamilHastanesibizleri Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın kızı Zeynep Hanım ve eşi Kamil Bey’in bazı zorluklarla başlayan evlilik hikâyesi ve Zeynep Hanım’ın hayır ve hasetnatlarıyla buluşturur; SalıSokağıadını orada bulunan Salı tekkesinden almıştır; Musahipzade Celal Sokağıbizleri Musahipzade Celal’in sanat dünyasıyla tanıştırır; ilahir...
Sokak ve mekân isimlerinin nereden geldiğini öğrenmek için “Yola çıkın, bulacaksınız”diyen Kahraman, yola çıkmakla ve bir şeyin peşine düşmekle insanın hiç tahmin etmediği kaynaklardan ummadığı bilgilere ulaştığını ve ana tablosunun eksik parçalarını tamamladığını söylüyor. Kahraman’ın bu noktada son olarak vurguladığı husus; hem eleştiri kabiliyetini geliştirmek, hem de kendine güven duygusunu arttırmak için bireysel ve toplumsal hafızayı canlı tutmanın gerekliliği.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ