- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 66 YIL: 2008
- İnkılâb Yayınları
İnkılâb Yayınları
Hasan Güneş
24 Mart 2008
Değerlendirme: Hatice Çolak Yentürk
Türkiye Araştırmaları Merkezi, Türkiye araştırmaları bünyesinde değerlendirilebilecek, Türkiye üzerine yayın yapan dergi ve yayınevleriyle Türkiye’ye dair yayıncılık yapmanın problemlerini, bugününü ve geleceğini tartışmaya devam ediyor. Bu minval üzere düzenlenen TAM Sohbet programının ikinci konuğu olan İnkılâb Yayınları’nın kurucularından ve aynı zamanda genel yayın yönetmeni Hasan Güneş ile yayınevinin tarihçesi, yayın politikası, sorunları ve geleceği üzerine konuştuk.
Yayıncılığa 1983’te ilk kitabı olan ve şimdiye kadar 20 baskı yapan Hüsnü Aktaş’ın Kelimeler ve Kavramlar’ını basarak adım atan İnkılâb Yayınları’nın kuruluş hikayesini anlatan Güneş, öykülerinin çok profesyonelce, bir yayınevi kuralım şeklinde başlamadığını, bu serüvene lise yıllarında Millî Türk Talebe Birliği’nde çıkardıkları mecmua ile atıldıklarını, üniversite yıllarında İstanbul Kültür Ocağı’nın çıkardığı aylık mecmua ile devam ettiklerini söyledi. Derginin darbe sonrası yayınlanmadığı 80’li yıllarda, bir daha ayrılmayacakları semt olan Fatih’te kurdukları kitabevine, o günkü atmosferin etkisiyle verdikleri İnkılâb ismi şimdiki yayınevine isim babalığı yapmıştır. 80’li yılların entelektüelleri için yayınevleri buluşma yeridir ve bu yıllardan sonra meramlarını artık mecmua ile değil kitap yoluyla anlatmaya çalışmışlardır.
Yayıncılığa başladıkları dönemde Sebil, Diriliş, Hilal, Cağaloğlu, Pınar gibi az sayıda yayınevi bulunmaktadır. Bu nedenle kitap tirajları oldukça fazladır (her baskı beş bin-on bin civarında). Türkiye’de yayıncılık, özellikle kültür yayıncılığı, büyük kuruluşların vakıf adı altında destekleri ile ilerlemektedir. Cemaat yayıncılığı ve kişisel yardımlar meselenin bir başka veçhesidir. Burada Güneş, kendi yayınevlerinde bunların hiçbirinin söz konusu olmadığını vurgulayarak kendilerinin şirket kurup ortaya koydukları sermaye ile dört beş kitap çıkardıklarını, yeni kitap yayınlamak için bunların kârının toplanmasını beklediklerini ve bunun getirdiği sıkıntıları aktardı.
Yayınevi için hâlâ belli sıkıntılar devam etmektedir. Daha çok fikir kitabı yayınladıkları için kampanya yapamayan yayınevi, kırtasiye satışlarında kitap hediye ederek kitaplarını yaymaya çalışmaktadır. Yayıncılığı gelir getiren bir sektör olarak görmedikleri için ticaret yaparak, kırtasiye, fotokopi, dijital baskı gibi çok farklı alanlarda oluşturdukları hizmet sektöründen edindikleri artı geliri kitap haline dönüştürmekte ve ancak satılmayacak da olsa “bu kitap mutlaka çıkmalı” dedikleri kitapları yayınlamaktadırlar.
Çoğunlukla ilk dönem İslâm Tarihi, Hadis ve Kuran bilimlerine yönelik kitapları basan yayınevinin halihazırda 93 kitabı mevcuttur. Bu bağlamda kaynak kitap sayılabilecek İslâm Kültür Atlası ileMevdûdi’nin Tercüman-ı Kuran kitaplarını çeviren yayınevi günümüzün ihtiyacına binaen Verimli Ders Çalışma Notları, İş Hayatında Başarı gibi bu çizginin dışında kalan kitapları kendi anlayışları çerçevesinde yayınlamaya başlamıştır. Ayrıca, 1996 sonrası ara verilen ve yeni tekliflere rağmen bazı imkânsızlıklar nedeniyle devam edilemeyen, 9 sayı yayımlanmış İslâmî Sosyal Bilimler Dergisi de yayınevinin önemli çalışmalarından biridir.
Diğer taraftan çeviri çalışmalarına da önem veren yayınevi için, Vahhabi akımın hurafeci akımla çarpışmasından orta bir yol oluşması gibi, Türkiye dışından kitapların çevrilmesi ile kendilerine yeni açılımlar sağlamaları söz konusudur. Burada, yayınevinin temel hedefi “Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman düşüncesinin mirasından ne alabiliriz?” ve “Türkiye’deki entelektüele bunlar bir ışık olabilir mi?” sorularının izini sürmektir.
Son olarak zaman değiştiği için Mevdûdi gibi bazı büyük İslâm düşünürlerini artık okumaya gerek kalmadığı, onların aşıldığı görüşüne katılmadığını belirten Güneş, istikameti düzgün olan bu tür düşünürlerin kitaplarının günümüzde satmamasının tek nedeninin nesil değişikliği ile izah edilemeyeceğini belirtip, önceden öğretmenlerin, çeşitli imamların, kanaat önderlerinin bu kitapları tavsiye ettiğini, bir noktaya kadar anlatacağını anlattıktan sonra kişileri bu kitaplara yönlendirdiğini, şimdi ise bu tür bir tavsiye ve bir fikir mücadelesi kalmadığını iddia ediyor. Bugün hoşgörü-müsamaha adı altında kendi fikrimizi anlatma ve arkasında durabilme direncimizi yitirerek genel olarak asıl misyonumuzu da kaybettik diyen Güneş’e göre, misyon kaybedilince okunan kitaplar da, her şey de değişmiştir. Artık gemisini kurtaran kaptan, kişisel gelişim tarzı yayınlar revaçtadır.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ