- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 66 YIL: 2008
- Mesnevi'den
Mesnevi'den
Kaybettiğiniz şeylere hayıflanmayın
Bir kervan muhafızı uyumuştu. Hırsız gelip kervanı soydu, aldığı malları toprağa gömdü. Sabahleyin kervan halkı uyandı. Malların, gümüşlerin, develerin yerinde yeller esiyordu. Mallarımız ne oldu yahu? Söyle bakalım dediler.
Dedi ki: Gece hırsızlar geldi. Gözümün önünde ne var ne yoksa hepsini alıp götürdüler.
Halk, a kum tepesine benzeyen herif, a arda kalasıca, sen ne yaptın? Dedi.
Dedi ki: Ben bir kişiydim. Onlar yiğit, gürbüz, silâhlı bir alay adamdı.
Halk, pekâlâ dedi, savaşmayacaktın bari uyanın, kalkın diye bağırsaydın.
Dedi ki: Bağırmak istedim ama tam o sırada bana bıçak, kılıç gösterip, sus yoksa acımadan seni keseriz demek istediler.
Ben de korkumdan ağzımı kapadım. Fakat şimdi istediğiniz kadar bağırıp çağırayım.
O zaman soluk bile alamıyordum. Fakat şimdi dilediğiniz kadar feryad edeyim!
Kötü ve rüsva, şeytan, ömrünü zâyettikten sonra, “Euzü” çekmek, “Fâtiha” okumak beyhudedir.
Beyhudedir ama yine de gaflete düşmek, feryad etmekten daha kötüdür ya.
Sen de beyhude olsa, tatsız tuzsuz bulunsa bile yine feryad et, sızlan; ey yüce ve üstün Tanrı de… Lûtfet, bu hor kişilere bir bak.
Feryada erişme zamanı da kadirsin, o zaman geçince de. Allahım senden bir şey eksilmez ki!
Sen “Kaybettiğiniz şeylere hayıflanmayın” diyen padişahsın. Dilediğin şey, nasıl olmaz?
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ