Üni­ver­si­te ve Sos­yal Bi­lim So­run­la­rı -1930-40’lar De­ne­yi­mi

İb­ra­him Şi­rin

1 Tem­muz 2008            
De­ğer­len­dir­me: Mus­ta­fa Öz­türk
 
Bi­lim Sa­nat Vak­fı’nın dü­zen­le­di­ği Yaz Se­mi­ner­le­ri kap­sa­mın­da “Üni­ver­si­te ve Sos­yal Bi­lim So­run­la­rı –1930-1940’lar De­ne­yi­mi–” ad­lı su­nu­muy­la İb­ra­him Şi­rin, Tür­ki­ye’de­ki sos­yal bi­lim so­run­la­rı­nı ge­niş ola­rak ele al­dı. Türk ta­ri­hi ve ge­le­ne­ğin­de­ki tas­fi­ye ha­re­ket­le­rin­den yo­la çı­ka­rak, 1930-40’lar­da­ki üni­ver­si­te ve sos­yal bi­lim ko­nu­la­rın­da­ki ge­liş­me­ler­le bir­lik­te gü­nü­müz­de­ki Üni­ver­si­te ve sos­yal bi­lim so­ru­nu­nu bir te­me­le oturt­ma­ya ça­lış­tı.
Şi­rin, 1930-40’lı yıl­lar­da üni­ver­si­te ve sos­yal bi­lim­le­re ba­kıl­dı­ğın­da, gü­nü­müz­de­ki prob­lem­le­ri an­lam­lan­dı­ra­bi­le­cek önem­li üç tas­fi­ye ha­re­ke­ti­nin var­lı­ğı­na dik­kat çe­ke­rek söz­le­ri­ne baş­la­dı: Bu tas­fi­ye ha­re­ket­le­rin­den bi­rin­ci­si, Tan­zi­mat’la bir­lik­te med­re­se­le­rin ye­ri­ni alan Dâ­rül­fü­nun’un 1933 Üni­ver­si­te Re­for­mu’yla bir­lik­te tas­fi­ye­si; ikin­ci­si, bu re­form­da ön­cü ro­lü oy­na­yan, dö­ne­min ka­rı­şık at­mos­fe­rin­de Al­man­ya’da ba­rı­na­ma­mış ve re­for­mu ger­çek­leş­tir­mek için Tür­ki­ye’ye gel­miş bu­lu­nan Ya­hu­di Al­man aka­de­mis­yen­le­rin Tür­ki­ye’de­ki şart­la­rın zor­la­ma­sıy­la bir­lik­te ül­ke­den ay­rıl­ma­sı; üçün­cü­sü, yi­ne bu dö­nem­de An­ka­ra Üni­ver­si­te­si Dil Ta­rih ve Coğ­raf­ya Fa­kül­te­si’nde­ki tas­fi­ye ha­re­ke­ti ola­rak kar­şı­mı­za çık­mak­ta­dır.
Şi­rin, bu üç tas­fi­ye ha­re­ke­tin­de et­ki­li olan se­bep­le­rin, (1) dev­le­tin/ye­ni re­ji­min pro­pa­gan­da­sı sı­ra­sın­da Dâ­rül­fü­nun’un tas­fi­ye­sin­de çe­ki­nik kal­ma­sı, dev­rim­le­ri des­tek­le­me­me­si ve (2) üni­ver­si­te ho­ca­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­da­ki çe­kiş­me­le­rin ön pla­na çık­ma­sı ol­du­ğu­nu be­lir­te­rek, tas­fi­ye ha­re­ke­ti­nin Cum­hu­ri­yet’e has bir du­rum olup ol­ma­dı­ğı so­ru­suy­la ko­nu­ya fark­lı bir bo­yut ka­zan­dır­dı: “1930’lar­da baş­la­yan bu tas­fi­ye ha­re­ke­ti Cum­hu­ri­yet’e has bir du­rum mu? Sel­çuk­lu­lar­da ve Os­man­lı­lar­da böy­le bir tas­fi­ye ge­le­ne­ğin­den bah­se­di­le­bi­lir mi?”
“1930-40’lar ar­sın­da­ki ge­liş­me­le­ri an­la­mak için ta­ri­he dö­nüp İs­lâm dün­ya­sın­da­ki ilk med­re­se­le­rin ne­den ku­rul­du­ğu­nun araş­tı­rıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.”
Bu bağ­lam­da Sel­çuk­lu ve­zi­ri Ni­za­mül­mük’ün aç­tı­ğı “Ni­za­mi­ye Med­re­se­le­ri”nin ku­rul­ma ne­de­ni­ni sor­gu­la­yan İb­ra­him Şi­rin, 11. yüz­yı­la ge­lin­ce­ye ka­dar top­lum­da bil­gi­yi üre­ten iki ke­si­min var­lı­ğın­dan bah­set­ti: Ule­ma ve kâ­tip­ler.
“Ule­ma sı­nı­fı­nın o dö­nem­de dev­let­le her­han­gi bir ba­ğı yok­tu. Bu ke­sim eko­no­mik an­lam­da öz­gür­lü­ğü elin­de bu­lun­du­ru­yor­du. Bu da on­la­ra ra­hat ha­re­ket et­me im­kâ­nı ve­ri­yor­du. Ama Ni­za­mi­ye Med­re­se­le­ri ku­ru­lun­ca bu ke­sim, dev­let ta­ra­fın­dan kon­trol edi­lir ha­le gel­di ve dev­le­tin ide­olo­jik bir ay­gı­tı­na dö­nüş­tü. Ni­te­kim da­ha son­ra bu med­re­se­ler Şi­i­li­ğe kar­şı pro­pa­gan­da ya­pa­rak Sün­ni İs­lâm’ı des­tek­le­me­ye baş­la­dı­lar.”
Os­man­lı’nın da bu mi­ras­tan pay al­dı­ğı­nı be­lir­ten Şi­rin, Fa­tih dö­ne­min­de dev­let­ten İm­pa­ra­tor­lu­ğa ge­çiş sü­re­cin­de, med­re­se­ler bün­ye­sin­de Ga­zâ­lî ge­le­ne­ğiy­le İbn Rüşd ge­le­ne­ği­nin tar­tı­şıl­ma­sı­na ve İbn Rüşd ge­le­ne­ği­nin tas­fi­ye edil­me­si­ne ek ola­rak, dö­ne­min önem­li ilim adam­la­rın­dan bi­ri olan Mol­la Lüt­fü’nün de med­re­se­den tas­fi­ye edil­di­ği­ni be­lirt­ti.
Tan­zi­mat dö­ne­mi­ne ge­lin­di­ğin­de med­re­se­le­rin ye­ri­ni, Dâ­rül­fü­nun’la­rın al­dı­ğı­nı söy­le­yen Şi­rin, Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de bu ku­ru­mun tas­fi­ye edil­me­si­nin ge­ri­sin­de ya­tan ne­den­le­ri açık­la­ma­ya ça­lış­tı. Ona gö­re, ge­rek Tan­zi­mat dö­ne­min­de tas­fi­ye edi­len med­re­se­ler, ge­rek­se de Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de tas­fi­ye edi­len Dâ­rül­fü­nun bi­lim adı­na de­ğil, po­li­tik çı­kar­lar adı­na tas­fi­ye edil­miş­ler­di.
Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ta­ri­hin­de ya­pı­lan her dar­be­den son­ra ilk el­den ge­çi­ri­len ku­ru­mun üni­ver­si­te­ler ol­du­ğu­nu ve ya­pı­lan mü­da­ha­le­ler ne­ti­ce­sin­de bir­çok tas­fi­ye ha­re­ke­ti­nin vu­ku bul­du­ğu­nu söy­le­yen Şi­rin, bu du­ru­mun üni­ver­si­te­ler­de ve sos­yal bi­lim­ler­de yol aç­tı­ğı prob­lem­le­ri sor­gu­la­dı: “Üni­ver­si­te­le­rin kad­ro­la­rı her mü­da­ha­le­nin ar­dın­dan bu­da­nı­yor. Sos­yal bi­lim de­ni­len şey bir ge­le­nek­le, bir bi­ri­kim­le bir­lik­te olu­şur. Bu tür tas­fi­ye­ler ise bu bi­ri­kim­le bir­lik­te ge­le­ne­ği de yok edi­yor.”
İb­ra­him Şi­rin, dev­le­tin ide­olo­jik ay­gı­tı­na dö­nü­şen ku­rum­la­rın ken­di bün­ye­le­rin­de­ki prob­lem­ler­den de bah­set­ti. Bu nok­ta­da ön pla­na çı­kan prob­le­min, üni­ver­si­te­ler bün­ye­sin­de­ki çı­kar ça­tış­ma­la­rı ol­du­ğu­nu be­lirt­ti.
Sos­yal bi­lim­de öz­gür ol­ma­nın ve eleş­ti­rel ol­ma­nın en önem­li şart­lar ol­du­ğu­nu be­lirt­tik­ten ve Tür­ki­ye’de­ki sos­yal bi­lim­le­rin ide­olo­jik bir mis­yon­la yük­lü ol­du­ğu­nu ifa­de et­tik­ten son­ra söz­le­ri­ni şu şe­kil­de nok­ta­la­dı:
“Biz­de bir dü­şün­me ge­le­ne­ği­nin, bir bi­ri­ki­min ol­ma­ma­sı­nın ne­de­ni­ni ken­di ta­ri­hi­miz­de ara­dı­ğı­mız­da cid­di bir tas­fi­ye ha­re­ke­tiy­le kar­şı­la­şı­yo­ruz. Dev­le­tin si­ya­sî er­ki­nin bu­nu yap­tı­ğı­nı, soy­sal bi­lim­ci­le­rin ken­di için­de bu­nu yap­tı­ğı­nı ve bir sos­yal bi­lim­le­ri ge­liş­ti­re­me­di­ği­mi­zi gö­rü­yo­ruz.”

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.