Sö­mür­ge­ci­li­ğe Kar­şı Ab­dül­hak Hâ­mid Ti­yat­ro­su

Sevim Kebeli

4 Ağus­tos 2008           
De­ğer­len­dir­me: Mi­ne İn­ce
 
Ağus­tos ayı Tez/Ma­ka­le su­num­la­rın­da Se­vim Ke­be­li’nin Bil­kent Üni­ver­si­te­si Türk Ede­bi­ya­tı Bö­lü­mü’nde ta­mam­la­dı­ğı “Sö­mür­ge­ci­li­ğe Kar­şı Ab­dül­hak Hâ­mid Ti­yat­ro­su” baş­lık­lı te­zi­ni tar­tış­tık. Tez­de, Tan­zi­mat dö­ne­min­de Ba­tı te­sir­le­ri­ni Türk şi­i­ri­ne so­kan, şa­ir-i azam ola­rak ka­bul edi­len şa­ir, ti­yat­ro ya­za­rı ve dip­lo­mat Ab­dül­hak Hâ­mid’in (1852-1937), İn­gi­liz sö­mür­ge­ci­li­ği­ni ko­nu edi­nen ti­yat­ro eser­le­rin­de­ki sö­mü­rü iliş­ki­le­ri, sö­mür­ge son­ra­sı ku­ram­lar­dan ya­rar­la­na­rak in­ce­len­mek­te­dir.
Ke­be­li, Hâ­mid’in İn­gil­te­re’ye git­me­den ön­ce yaz­dı­ğı Duh­ter-i Hin­dû (1876), Hin­dis­tan’da­ki gö­re­vin­den son­ra İn­gil­te­re’de iken yaz­dı­ğı Fit­nen (1898), Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı yıl­la­rın­da yaz­dı­ğı Ya­di­gar-ı Harb (1917) ve Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de yaz­dı­ğı Cü­nûn-ı aşk (1925-26) ile Ya­ban­cı Dost­lar (1924-25) oyun­la­rı üze­rin­den me­se­le­yi ele al­mak­ta­dır.
Ke­be­li’nin ifa­de­siy­le, bu ko­nu­yu seç­me­sin­de­ki en te­mel amil, XIX. yüz­yıl­da ya­şa­yan, İn­gil­te­re ve Fran­sa üze­ri­ne ya­zı­lar ya­zan, bu­nun da öte­sin­de çok si­ya­sî beş ta­ne ti­yat­ro ese­ri ka­le­me alan bir Os­man­lı en­te­lek­tü­eli­nin -Hâ­mid’in- eser­le­ri üze­ri­ne hiç ça­lı­şıl­ma­ma­sı­dır.
Yön­tem ola­rak, bi­rin­cil kay­nak­lar ağır­lık­lı ol­mak üze­re Av­ru­pa mer­kez­ci yak­la­şım­la­ra ce­va­ben or­ta­ya çık­mış sö­mür­ge son­ra­sı ku­ram­la­rı –özel­lik­le te­zi­nin bi­rin­ci bö­lü­mün­de- kul­la­nan Ke­be­li’nin te­zi dört bö­lüm­den oluş­mak­ta­dır. Te­zin bi­rin­ci bö­lü­mün­de Ab­dül­hak Hâ­mid’in Av­ru­pa’dan ye­ni tür­le­rin alın­ma­sı ve Os­man­lı ede­bi­ya­tı gi­bi ko­nu­lar­da­ki gö­rüş­le­ri­ni sa­hip­len­me, ulu­sal öz ara­yı­şı gi­bi kav­ram­lar­dan yo­la çı­ka­rak de­ğer­len­di­ren Ke­be­li, Hâ­mid’in Ba­tı’dan ye­ni tür­le­rin alın­ma­sı hu­su­sun­da bir sen­tez ara­yı­şın­da ol­du­ğu­nu ve bu­nu es­ki ede­bi­yat ge­le­ne­ği ile bir­leş­tir­di­ği­ni ile­ri sür­mek­te­dir.
Te­zin ikin­ci, üçün­cü ve dör­dün­cü bö­lüm­le­rin­de hem kro­no­lo­jik bir sı­ra, hem de ko­nuy­la doğ­ru­dan il­gi­si ne­de­niy­le, sı­ra­sıy­la Duh­ter-i Hin­dû, Fin­ten ve Cü­nûn-ı Aşk isim­li eser­le­ri in­ce­le­yen Ke­be­li, Ya­di­gar-ı Harb ve Ya­ban­cı Dost­lar ad­lı eser­le­re ise ko­nuy­la iliş­ki­le­ri çer­çe­ve­sin­de yer ver­mek­te­dir.
Te­zi­nin ikin­ci bö­lü­mün­de Hâ­mid’in Duh­ter-i Hin­dû ad­lı ti­yat­ro ese­ri­ni Hin­dis­tan’da­ki İn­gi­liz Sö­mür­ge­ci­li­ği’nin si­ya­sî eleş­ti­ri­si ola­rak oku­yan Ke­be­li, ça­lış­ma­sın­da Duh­ter-i Hin­dû’nun ön­sö­zü­nü te­mel al­mak­ta­dır. Hint­li bir kı­zın İn­gi­liz bir za­bi­te aş­kı­nı iş­le­yen oyun­da Hâ­mid, Ba­tı’nın Do­ğu’yu sa­hip­len­me­si­nin ya­lan­lar­la do­lu bir sü­reç ol­du­ğu­nu an­lat­mak­ta­dır. Bu­ra­da iki­li kar­şıt­lık­lar çok net bir şe­kil­de or­ta­ya kon­mak­ta­dır; zi­ra İn­gi­liz­ler olum­suz, Hint­li­ler de ma­sum tip­ler ola­rak res­me­dil­miş­tir.    
Ke­be­li, te­zi­nin üçün­cü bö­lü­mün­de ele al­dı­ğı Fin­ten’de İn­gi­liz top­lu­mu ve sö­mür­ge­ler­den ge­len­ler ara­sın­da­ki ça­tış­ma­lar ve sö­mür­ge­ci­li­ğin psi­ko­lo­jik et­ki­le­ri üze­rin­de dur­mak­ta ve Fin­ten’in sö­mür­ge po­li­ti­ka­la­rın­da iş­lev­sel olan Sha­kes­pea­re’le iliş­ki­si­ni in­ce­le­mek­te­dir. Ke­be­li bu­ra­da yer­le­şim me­kâ­nı­nın Hin­dis­tan’dan Lon­dra’ya geç­ti­ği­nin al­tı­nı çiz­mek­te ve kah­ra­ma­nın ise bir Hint­li de­ğil Ka­na­da­lı ol­du­ğu­na dik­kat çek­mek­te­dir. Bu eser­de Ka­na­da­lı bir ka­dın (Fin­ten)’in bir İn­gi­liz ile ev­le­nip İn­gi­liz top­lu­mu­na ka­tıl­ma ça­ba­sı an­la­tıl­mak­ta­dır. Ke­be­li’nin ifa­de­siy­le, bu­ra­da yal­nız Do­ğu­lu bi­re­yin Ba­tı’ya ka­tıl­ma ça­ba­sı de­ğil, ay­nı za­man­da Ba­tı’da­ki İn­gi­liz sı­nıf sis­te­mi dı­şın­da ka­lan top­lum­la­rın da İn­gi­liz sı­nıf sis­te­mi­ne ka­tıl­ma ça­ba­sı gö­rül­mek­te­dir. Hâ­mid’in Fin­ten’de Sha­kes­pe­are­va­ri bir tu­tum iz­le­me­si­nin po­li­tik ne­de­ni­ni de araş­tı­ran Ke­be­li, Hâ­mid’in Sha­kes­pea­re’in eser­le­ri­ne -özel­lik­le Mach­beth’e- ben­zer ya­za­rak “Türk­çe’yle de Sha­kes­pea­re tar­zın­da bir ti­yat­ro ya­za­bi­li­rim”i gös­ter­me gay­re­ti içi­ne gir­di­ği­ni vur­gu­la­mak­ta­dır.    
Ke­be­li, te­zi­nin son bö­lü­mün­de Cü­nûn-ı Aşk’tan ha­re­ket­le em­per­ya­liz­min kül­tü­rel et­ki­le­ri­ne de­ğin­mek­te­dir. Hem İn­gil­te­re hem de Hin­dis­tan’da ge­çen Cü­nûn-ı Aşk, bir mih­ra­ce­nin ken­di iç dün­ya­sın­da­ki ça­tış­ma­lar üze­ri­ne ku­ru­lu. Hint­li mih­ra­ce ka­rak­te­ri ne ken­di hal­kı ne de İn­gi­liz­ler ta­ra­fın­dan be­nim­sen­miş bir tip. Eser­de, sö­mür­ge­ci­li­ğin esas iti­ba­riy­le in­san­la­rın zi­hin­le­ri­ni ele ge­çir­mek ol­du­ğu an­la­tıl­mak is­te­ni­yor. Ke­be­li’ye gö­re bu­ra­da sö­mür­ge­ci­lik da­ha kar­ma­şık, so­yut bir bo­yut­ta kar­şı­mı­za çı­kı­yor.
Ya­di­gâr-ı Harb, Ya­ban­cı Dost­lar ve Cü­nûn-ı Aşk’ta or­ta­ya çı­kan Av­ru­pa­lı sev­gi­li ve va­tan ara­sın­da se­çim yap­ma ça­tış­ma­sı­nı, kül­tür ve em­per­ya­lizm­le iliş­ki­li ola­rak oku­yan Ke­be­li, ça­lış­ma­nın so­nun­da Hâ­mid’in, sö­mür­ge­ci­li­ği sa­de­ce si­ya­sî yön­le­riy­le de­ğil kül­tü­rel ve psi­ko­lo­jik bo­yut­la­rıy­la da ele al­dı­ğı so­nu­cu­na ulaş­mak­ta­dır. Bu oyun­lar­da sö­mür­ge­ci­li­ğin İn­gil­te­re ile sı­nır­lan­dı­rı­la­rak eleş­ti­ril­me­si­ne de dik­kat çe­ken Ke­be­li, Hâ­mid’in, eser­le­rin­de sa­de­ce sö­mür­ge­ci­li­ği eleş­tir­me­di­ği­ni ay­nı za­man­da Şar­ki­yat­çı­lık gi­bi öz­cü söy­lem­le­rin de al­tı­nı oy­du­ğu­nu id­di­a et­mek­te ve Hâ­mid’in Şar­ki­yat­çı­lı­ğı eleş­ti­rir­ken kar­şı­lı­ğın­da ok­si­dan­ta­liz­mi ge­tir­me­di­ği­ni be­lirt­mek­te­dir. 
Son ola­rak Türk Ede­bi­ya­tı ça­lış­ma­la­rın­da­ki mev­cut ku­ram­la­rın ye­ni­den göz­den ge­çi­ril­me­si ge­rek­ti­ği­ni ifa­de eden Ke­be­li, fark­lı yak­la­şım yol­la­rı­nın ge­liş­ti­ril­me­si­nin öne­mi­ne de işa­ret ede­rek su­nu­mu­nu bi­tir­di.
 

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.