Ha­tı­ra­lar­la Ya­kın Ta­rih-3: Şey­hü­lis­lâm Ce­ma­led­din Efen­di’nin Si­ya­sî Ha­tı­ra­la­rı

11 Tem­muz 2008          
De­ğer­len­dir­me: Sü­ley­man Ka­ya
 
Ha­tı­ra­lar­la Ya­kın Ta­rih oku­ma­la­rı­nın üçün­cü ki­ta­bı Şey­hü­lis­lâm Ce­ma­led­din Efen­di’nin Si­ya­sî Ha­tı­ra­la­rım isim­li ese­riy­di.
1848 do­ğum­lu olan Ce­ma­led­din Efen­di hem an­ne hem de ba­ba ta­ra­fın­dan soy­lu bir ai­le­nin ço­cu­ğu­dur. 24 ya­şın­da me­mu­ri­ye­te baş­lar, 31 ya­şın­da atan­dı­ğı Me­şi­hat Mek­tup­çu­lu­ğu gö­re­vin­de yak­la­şık 13 yıl ka­lır. Bu va­zi­fe­den son­ra di­rek şey­hü­lis­lâm­lı­ğa ata­nır. İl­mi­ye­de ken­di­sin­den da­ha kı­dem­li kim­se­ler ol­du­ğu hal­de Sul­tan Ab­dül­ha­mid’in ter­ci­hiy­le bu ma­ka­ma yük­se­lir.
Pa­di­şa­hın gü­ve­ni­ni o ka­dar ka­zan­mış­tır ki 17 yıl ara­lık­sız bu ma­kam­da ka­lır. Hat­ta pa­di­şah onu bir ara sad­ra­zam yap­ma­yı bi­le dü­şü­nür. So­nun­da İt­ti­hat ve Te­rak­ki’yle olan sür­tüş­me­sin­den ötü­rü pa­di­şa­hın her tür­lü ıs­ra­rı­na rağ­men sağ­lık so­run­la­rı­nı ba­ha­ne ede­rek emek­li­ye ay­rı­lır.
Meş­ru­ti­yet ta­raf­ta­rı olan Ce­ma­led­din Efen­di, meş­ru­ti­ye­tin ila­nı sı­ra­sın­da hal­kın coş­ku ve he­ye­ca­nı­na or­tak olur. Ka­nun-i Esa­si’ye bağ­lı­lık ko­nu­sun­da o ka­dar has­sas­tır ki II. Meş­ru­ti­ye­ti ilan eden hatt-ı hü­ma­yun­da yer alan “har­bi­ye ve bah­ri­ye na­zır­la­rı­nın pa­di­şah ta­ra­fın­dan se­çil­me­si”ni ön­gö­ren mad­de­ye şid­det­le kar­şı çı­kar. Pa­di­şah­tan, meş­ru­ti­ye­ti tek­rar as­kı­ya al­ma­ya­ca­ğı­na da­ir Kur‘an’a el ba­sa­rak söz alır. Av­ru­pa hay­ran­lı­ğı da dik­kat çe­ken Ce­ma­let­tin Efen­di’nin bu du­ru­mu­nu şu ifa­de­le­ri açık­ça or­ta­ya ko­yar: “… me­de­ni­yet fey­zi­ni ken­di­le­rin­den al­dı­ğı­mız er­dem­li ulus­lar …”
Ce­ma­led­din Efen­di sa­de­ce şey­hü­lis­lâm­lı­ğa ge­len me­se­le­le­re ce­vap ver­mek­le ye­tin­mez, as­ke­rî, si­ya­sî, ik­ti­sa­dî vb. her tür­lü ül­ke me­se­le­si­ne da­ir ka­na­at­le­ri­ni he­yet-i vü­ke­la­da di­le ge­ti­rir. Sul­tan Ab­dül­ha­mid’in Ce­ma­led­din Efen­di’nin ona­yı ol­ma­yan hiç­bir ka­ra­rı im­za­la­ma­ya­ca­ğı­nı bil­dir­me­si, onun ka­na­at­le­ri­ni önem­li kı­lar.
Ce­ma­led­din Efen­di’nin ha­tı­ra­tı, II. Meş­ru­ti­yet’ten Bal­kan sa­vaş­la­rı­nın bi­ti­mi­ne ka­dar ge­çen sü­reç­te­ki si­ya­sî olay­la­ra da­ir­dir. İt­ti­hat ve Te­rak­ki’ye kar­şı açık­ça cep­he alan Ce­ma­led­din Efen­di bir yan­dan on­la­rın yap­tık­la­rı ha­ta­la­rı or­ta­ya ko­yar­ken, bir yan­dan da İt­ti­hat ve Te­rak­ki ta­ra­fın­dan, ge­li­nen kö­tü nok­ta­nın ye­gâ­ne so­rum­lu­su ola­rak gö­rü­len ve bun­dan do­la­yı yar­gı­lan­ma­la­rı­na ka­rar ve­ri­len dö­ne­min sad­ra­zam­la­rı Ga­zi Ah­med Muh­tar Pa­şa ve Ka­mil Pa­şa’yı ak­la­ma­ya ça­lı­şır.
Ce­ma­led­din Efen­di İt­ti­hat ve Te­rak­ki Ce­mi­ye­ti’nin Meş­ru­ti­yet ve Ka­nun-i Esa­si’ye bağ­lı­lık hu­su­sun­da bi­le sa­mi­mi ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nür. Ona gö­re, Meş­ru­ti­yet ve Ka­nun-i Esa­si’nin ko­ru­yu­cu­su ola­rak gö­rü­lüp Os­man­lı top­lu­mu ta­ra­fın­dan yü­cel­ti­len İt­ti­hat ve Te­rak­ki Ce­mi­ye­ti, Meş­ru­ti­yet’in ila­nın­dan al­tı ay son­ra Ka­nun-i Esa­si’ye ay­kı­rı yol­la­ra te­ves­sül ede­rek sad­ra­zam Ka­mil Pa­şa’ya el çek­tir­miş ve böy­le­ce Meş­ru­ti­yet’e ilk dar­be­yi vur­muş­tur. Üs­te­lik ce­mi­yet men­sup­la­rı bir­çok ko­nu­da ka­nun­la­rın dış bi­çi­mi­ni ko­ru­mak­la bir­lik­te as­lın­da ka­nun­la­rın özü­ne ay­kı­rı key­fi uy­gu­la­ma­la­ra im­za at­mış­lar­dır.
Ce­ma­led­din Efen­di Ye­men, Hav­ran, Ke­rek, Ar­na­vut­luk gi­bi böl­ge­ler­de çı­kan is­yan­la­rın da İt­ti­hat ve Te­rak­ki Ce­mi­ye­ti’nin ha­ta­la­rın­dan kay­nak­lan­dı­ğı­nı sa­vu­nur. Trab­lus­garp’ın kay­be­dil­me­si­nin ye­gâ­ne so­rum­lu­su da İt­ti­hat ve Te­rak­ki’dir. Böl­ge­de­ki bir­lik­le­rin ve mü­him­ma­tın baş­ka yer­le­re kay­dı­rıl­ma­sı böl­ge­nin ade­ta İtal­yan’la­ra tes­lim edil­me­si an­la­mı­na ge­lir.
Ce­ma­led­din Efen­di’ye gö­re Arap­la­rın Os­man­lı­ya kar­şı cep­he al­ma­sı­nın ar­ka pla­nın­da da, Arap böl­ge­le­rin­de yer alan mah­ke­me­ler ta­ra­fın­dan ve­ri­le­cek ilam­la­rın ön­ce­ki­le­rin ak­si­ne Türk­çe ya­zıl­ma­sı­na da­ir emir­ler ve­ril­me­si gi­bi ha­ta­lar var­dır. Bal­kan dev­let­le­ri­nin it­ti­fak ya­pıp Os­man­lı’ya sa­vaş aç­ma­sın­da ve sa­va­şın boz­gun­la ne­ti­ce­len­me­sin­de de İt­ti­hat ve Te­rak­ki’nin önem­li pa­yı var­dır. Ce­ma­led­din Efen­di so­nuç ola­rak İt­ti­hat ve Te­rak­ki Ce­mi­ye­ti’nin ba­riz ha­ta­la­rı ol­ma­say­dı baş­ta Bal­kan­lar ol­mak üze­re bir­çok ye­rin kay­be­dil­me­ye­ce­ği ka­na­ati­ni ser­de­der.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.