MECMUA
Kevâkibîzâdeler: Osmanlılarda Bir Ulema Ailesi*
Zeynep Altuntaş**
Giriş
Ulemanın çocuklarından veya yakınlarından bazıları ailelerinden gelen mesleği sürdürerek müderris, kadı, kadıasker olmuş hatta bir kısmı şeyhülislâmlığa kadar yükselmişlerdir. Onların ilmiye içindeki görevlerinin nesilden nesile devam etmesiyle de “Osmanlı ulema aileleri” teşekkül etmiştir. Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinden başlayarak son dönemlerine kadar varlıklarını sürdüren ulema aileleri, yapılan araştırmalarda yeterince incelenmemiş, ailelerdeki âlimler tek tek araştırılsa da bu konudaki boşluklar henüz doldurulamamıştır.
Halep’ten İstanbul’a uzanan yolda, ilmiye ricalindeki görevleriyle ve özellikle son dönemlerde birbirinden farklı tavırlarıyla dikkat çeken Kevâkibîler de bu tür bir çalışmayı bekleyen ulema ailelerinden biridir. “Kevâkibî ailesinde kimler vardı? Bu kişilerin menşeleri neydi? Hangi eğitim süreçlerinden geçmiş ve hangi görevlerde bulunmuşlardı? İlmî, sosyal ve siyasî hayattaki rolleri neydi?” gibi sorulardan yola çıkarak başladığımız çalışmamızda, Osmanlı Devleti sınırları içinde 17. yüzyılın ilk yarısından itibaren isimlerinden bahsedilen ve günümüze kadar çeşitli statü ve makamlarda bulunan Kevâkibî ailesini genel hatlarıyla ortaya koymaya çalıştık. Araştırmalarımız neticesinde elde ettiğimiz sınırlı verilerden yola çıkarak bir ulema ailesinin kimlerden oluştuğunu, hangi eğitim süreçlerinden geçtiklerini, evliliklerini kimlerle yaptıklarını ve siyasetle olan bağlantılarını değerlendirdik. Ayrıca medfun oldukları yerleri, ilmî eserlerini ve vakıflarının kayıtlarını da kullanarak fizikî mirasları olan yalı, köşk, cami, medrese ve türbelerini tespit ettik.
Kevâkibî ailesine geçmeden önce daha çok ulema ailelerindeki âlimleri inceleyen sınırlı sayıdaki çalışmaları görelim:
1. Majer Hans Georg, Vorstudien zur Geschichte der İlmiye im Osmanischen Reich. I. Zu Uşakîzade, seiner Familie und seinem Zeyl-i Şakayık, Münih 1978 [Beitrage zur Kenntnis Südosteuropas und des Nahen Orients, XXXII], IV+347 s.
Majer kitabına Osmanlı Devleti’nde ilmiye sınıfı hakkında yazılan veya bu konuda basılan eserlerin tanıtımı ve tenkidiyle başlamış, ardından Zeyl-i Şakayık yazarı Uşakizâde’nin ailesi üzerinde durmuştur. Ayrıca ailenin servetini tereke defterlerinden tespit ederek bir Osmanlı âliminin portresini çizmeye çalışmıştır.1
2. Faruk Bilici, “Büyük Bir Şeyhülislâm Ailesinin Son Halkası: Dürrizâde Abdullah Efendi”, Bekir Kütükoğlu’na Armağan, Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1991, s. 307-318.
Bilici, Dürrizâde ailesini tanıtıcı genel bilgiler verdikten sonra Abdullah Efendi’nin hayat hikâyesini kısaca anlatmıştır. Makalede Dürrizâde’nin Anadolu’da sürdürülen mücadele ile ilgili fetvaları da ele alınmıştır.
3. Mîrzâ-Zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Atabey Kılıç (haz.), Kitabevi, İstanbul 2004, 573 s.
Eser esas itibariyle edebî ve siyasî bakımdan 18. yüzyılın önemli simalarından Ahmet Neylî’nin en önemli eseri olan Divânı’nın tenkitli metnini ihtiva etmektedir. İlmiye tarikinde önemli görevler alan Ahmed Neylî’nin hayatından, edebî şahsiyetinden ve Mirzazâde ailesinden bahsetmesi sebebiyle ulema ailesi çalışmaları içinde zikredilmesi gereken örnek bir eserdir.
(Makalenin tamamını PDF olarak okumak için "indir"e tıklayınız.)
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ