İbn Sina ve Descartes’ta Kendini Bilme

Burak Şaman

Bilim ve Sanat Vakfı Medeniyet Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği Tezgâhtakiler toplantı dizisinin Nisan ayındaki ikinci konuğu 29 Mayıs Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Şaman’dı. Kendisi, Galatasaray Üniversitesi Felsefe Ana Bilim Dalı’nda hazırladığı “Ruh ve Beden Ayrımı Açısından İbn Sina ve Descartes’ta Bilginin Kesinliği” başlıklı doktora tezini merkeze alan bir sunum gerçekleştirdi.

Şaman, öncelikle tezini tarihsel bir hesaplaşmadan ziyade felsefi bir düşünme faaliyeti olarak değerlendirdiğini belirtti. Ardından, hem Antik Yunanca ve Latinceye ait kavramların yardımıyla hem de Aristo metafiziğinden yaptığı alıntılarla “İbn Sina ve Descartes’ta Kendini Bilme” başlığını aydınlatmaya çalıştı. Bilginin kesinliği meselesini ruh-cisim (beden) ayrımı temelinde ele alırken bizlere kesinliğin imkânına dair yeni bir bakış açısı sundu. Şaman, kesinlik bahsinin ancak ve ancak aracısız bir bilmeyle mümkün olabileceğini savundu ve bu tür bir bilmenin benin bilgisiyle yani “kendini bilme” sayesinde gerçekleşebileceğinin altını çizdi.

Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Şaman, İbn Sina ve Descartes’ın “kendini bilme” ve “benin bilgisi” meselelerine verdikleri örnekleri kıyaslayarak “düşünüyorum” demenin bir çıkarımdan ziyade, kendi üzerine düşünmeyi mümkün kılan bir bilinç hâli ve bir tür farkındalık olarak değerlendirilebileceğine dikkat çekti. Bu bağlamda Descartes’ın “cogito ergo sum” (düşünüyorum o halde varım) sözü ile İbn Sina’ya ait bir düşünce deneyi olan “uçan adam” örneğini bir arada ele aldı. İbn Sina’nın “uçan adam” metaforuna getirdiği yorumda Şaman, kişinin kendisini bedensel ve cismani olandan tamamen soyutlayarak havada asılı kaldığı durumda dahi varlığından bir şekilde haberdar olacağını ifade ederek benin bilgisinin ve kendilik bilincinin önemini vurguladı. Benzer bir okumayı Descartes’ın Meditasyonlar kitabı için de yaptığının altını çizen Şaman, “Her şeyden şüphe edebilirim ancak şu an şüphe eden bir benin varlığından şüphe edemem.” düşüncesinin üzerinde durdu. Şaman, her iki düşünme biçiminin de bizleri bir tür “kendini bilme” kesinliğine ulaştırdığını vurguladı ve her şeye eşlik eden bilinç hâlinin “kendini bilmek” üzerinden okunabileceğini belirtti. Bu bağlamda, özellikle Descartes söz konusu olduğunda, “cogito ergo sum”un bir çıkarım değil de, bir bilinç hâli olduğunu savundu. Şaman bu minvalde “Düşünüyorum o halde varım” yargısının kendini bilme bilincinin bir getirisi olduğunu ifade etti.

Şaman, Yunus Emre’nin “İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir” dizeleriyle başladığı sunumunu, İbn Sina ve Descartes’ın bilginin kesinliği meselesine dair ortaya koydukları düşüncelerin “kendilik bilinci” üzerinden değerlendirilebileceğine ilişkin savını destekleyecek örneklerle zenginleştirdi ve soru-cevap faslının ardından program nihayete erdirildi.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.