Hatıralarla Yakın Tarih-6: Selim Ali Selam Beyrut Şehremininin Anıları

10 Ekim 2008 
De­ğer­len­dir­me: Kazım Baycar
 
Os­man­lı’nın en önem­li vi­la­yet­le­rin­den bi­ri olan Bey­rut’un sos­yal, en­te­lek­tü­el ve si­ya­sî alan­lar­da ön­de ge­len ki­şi­ler­den bi­ri­dir Se­lim Se­lam (1868-1938). Onun 1908-1918 yıl­la­rı ara­sı­nı kap­sa­yan ha­tı­ra­tı, son dö­nem Os­man­lı Arap ay­dın­la­rı­nın gö­züy­le im­pa­ra­tor­lu­ğun yüz­leş­ti­ği te­mel si­ya­sî, ik­ti­sa­dî ve kül­tü­rel so­run­la­rın na­sıl al­gı­lan­dı­ğı üze­ri­ne kap­sam­lı bir ör­nek sun­mak­ta­dır. Se­lim Se­lam’ın ha­tı­ra­la­rı, ken­di­si­ne ait bir kı­sım el­yaz­ma­la­rı ile özel ev­rak­la­rı­nın da der­len­me­si so­nu­cu 1981 yı­lın­da Dr. Has­san Hal­lak ta­ra­fın­dan ya­yı­na ha­zır­lan­mış­tır. Hal­lak’ın Arap­ça ola­rak ha­zır­la­dı­ğı bu ça­lış­ma Ey­lül 2005 ta­ri­hin­de Kla­sik ya­yın­la­rı ta­ra­fın­dan “Arap Gö­züy­le Os­man­lı” se­ri­si kap­sa­mın­da Ha­lit Öz­kan’ın çe­vi­ri­siy­le ya­yın­lan­mış­tır.
Ki­tap iki bö­lüm­den oluş­mak­ta­dır: Bi­rin­ci bö­lüm, Hal­lak ta­ra­fın­dan ka­le­me alı­nan Se­lim Se­lam’ın do­ğu­mun­dan ve­fa­tı­na ka­dar­ki ya­şam öy­kü­sü­dür. İkin­ci bö­lüm ise Se­lim Se­lam’ın ka­le­me al­dı­ğı 1908-1918 yıl­la­rı ara­sı­nı kap­sa­yan ha­tı­ra­la­rı­dır.
Se­lim Se­lam 27 Tem­muz 1868 ta­ri­hin­de, Bey­rut’ta şeh­rin ön­de ge­len tüc­car ai­le­le­rin­den bi­ri­nin ço­cu­ğu ola­rak dün­ya­ya gel­miş­tir. Ba­ba­sı­nın er­ken ve­fa­tı üze­ri­ne eği­ti­mi­ni ya­rı­da ke­se­rek, da­ha on ye­di ya­şın­day­ken ba­ba­sı­nın iş­le­ri­ni dev­ral­mış­tır. Genç ya­şı­na rağ­men, kı­sa sü­re­de ti­ca­ret­te önem­li ba­şa­rı­lar el­de et­miş ve böl­ge­nin ön­de ge­len tüc­car­la­rı­nın il­gi ve tak­di­ri­ni ka­zan­mış­tır. Se­lim Se­lam’ın ti­ca­ret­te­ki bu ba­şa­rı­sı ken­di­si­nin bir dö­nem ti­ca­ret oda­sı üye­li­ği­ne (1903-1906) ve Zi­ra­at Ban­ka­sı baş­kan­lı­ğı­na (1900-1909) se­çil­me­si­ni sağ­la­mış­tır.
Se­lam ha­ya­tı­nın da­ha son­ra­ki dö­nem­le­rin­de ik­ti­sa­dî me­se­le­le­rin ya­nı sı­ra, si­ya­sî fa­ali­yet­le­re de ka­tıl­ma­ya baş­la­mış­tır. Pren­sip ola­rak Os­man­lı dev­le­ti­nin bü­tün­lü­ğün­den ya­na ta­vır al­mak­la bir­lik­te, bir kı­sım ıs­la­hat­la­rın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si­nin ka­çı­nıl­maz­lı­ğı­na da inan­mak­ta­dır. Is­la­hat­la­rın ka­lı­cı­lı­ğı için eği­ti­min öne­mi­ni vur­gu­la­yan Se­lam, bu ne­den­le eği­ti­min yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı­nı amaç­la­yan Ma­kâ­sıd-ı Hay­ri­ye-i İs­lâ­mi­ye Ce­mi­ye­ti’nde biz­zat yer al­mış­tır. 1909 ve son­ra­sın­da ak­tif ola­rak si­ya­se­te atı­lan Se­lam, İkin­ci Meş­ru­ti­yet’in ila­nın­dan son­ra bir sü­re Bey­rut Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı yap­mış­tır. 1913 yı­lın­da Arap­la­rın ge­le­cek­le­ri­ni ta­yin et­mek ama­cıy­la Pa­ris’te top­la­nan Bi­rin­ci Arap Kon­gre­si’ne ka­tıl­mış ve bu­ra­da Os­man­lı dev­le­ti­nin ya­nın­da ol­mak­la bir­lik­te, Lüb­nan’da ıs­la­hat­lar yap­mak ve bu ıs­la­hat­la­rı ha­ya­ta ge­çir­mek yö­nün­de­ki te­mel te­zi­ni sa­vun­muş­tur.
Se­lim Se­lam da­ha son­ra, 1914 ve 1918 yıl­la­rı ara­sın­da Bey­rut me­bu­su ola­rak Os­man­lı Mec­lis-i Me­bu­sa­nı’na se­çil­miş­tir. Os­man­lı yö­ne­ti­mi­nin or­ta­dan kalk­ma­sı­nın ar­dın­dan ku­ru­lan kı­sa ömür­lü Arap hü­kü­me­tin­de yer alan Se­lam ha­ya­tı­nın son dö­nem­le­ri­ni, Fi­lis­tin top­rak­la­rı için Si­yo­nist ha­re­ket­le mü­ca­de­le ede­rek ge­çir­miş­tir. Bu amaç doğ­rul­tu­sun­da sa­hip ol­du­ğu Hû­le ara­zi­le­ri­ni var gü­cüy­le mu­ha­fa­za­ya ça­lış­mış­tır. 1934 yı­lın­da, Hû­le ara­zi­le­ri elin­den alın­dık­tan son­ra, Se­lim Ali Se­lam ener­ji­si­ni Lüb­nan’da­ki Fran­sız man­da­sı­na kar­şı fa­ali­yet­le­re sarf et­miş­tir.
Se­lim Se­lam’ın Os­man­lı’nın si­ya­sî du­ru­mu hak­kın­da­ki fi­kir­le­ri­ni dört baş­lık al­tın­da özet­le­mek müm­kün­dür:
1. Se­lim Se­lam ne­re­dey­se ta­as­sup de­re­ce­sin­de Os­man­lı­cı­dır ve Arap dün­ya­sı­nın Os­man­lı dev­le­tin­den ay­rıl­ma­sı­na ke­sin­lik­le kar­şı­dır. Bu­nun­la be­ra­ber, Arap coğ­raf­ya­sın­da­ki mev­cut so­run­la­rın da far­kın­da­dır. Se­lam söz ko­nu­su prob­lem­le­rin ger­çek­leş­ti­ri­le­bil­me­si muh­te­mel kök­lü ıs­la­hat­lar­la ve yö­ne­ti­min ye­rel ida­re­le­re trans­fer edil­me­siy­le aşı­la­bi­le­ce­ği ka­nı­sın­da­dır. (s. 73) Bu açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da ken­di­si­ni adem-i mer­ke­zi­yet­çi ola­rak ta­nım­la­mak müm­kün­dür.
2. Se­lim Se­lam, İn­gi­liz ve Fran­sız mü­da­ha­le­ci­li­ği­ne kes­kin bir şe­kil­de kar­şı­dır. Her ne ka­dar ha­ya­tı­nın er­ken dö­nem­le­rin­de Fran­sız yö­ne­ti­mi­ne ya­kın­lık gös­ter­miş­se de te­mel­de Av­ru­pa­lı dev­let­le­rin yö­ne­tim ta­le­bi­ne kar­şı çık­mış ve bu dev­let­ler­le iş­bir­li­ği ya­pan ar­ka­daş­la­rı­na da tep­ki gös­ter­miş­tir. (s. 45)
3. Se­lim Se­lam di­ne ve mez­he­be da­ya­lı ay­rı­lık­la­ra kar­şı dur­muş, Lüb­nan’ın bü­tün­lü­ğün­den ya­na ta­vır al­mış­tır. Bu du­ru­şun öne­mi, Lüb­nan’ın çok çe­şit­li di­nî ve et­nik grup­la­rı bir ara­da ba­rın­dır­dı­ğı göz önün­de tu­tul­du­ğun­da, da­ha da an­lam ka­zan­mak­ta­dır.
4. Se­lim Se­lam el­zem gör­dü­ğü ıs­la­hat­la­rın, dı­şa­rı­dan it­hal edi­le­cek ya­ban­cı tek­nok­rat­lar ye­ri­ne böl­ge­nin ye­tiş­ti­re­ce­ği genç ve eği­tim­li in­san­lar ta­ra­fın­dan uy­gu­lan­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şün­mek­te­dir. Bu açı­dan genç ne­sil­le­rin eği­ti­mi­ne özel bir önem at­fe­der. Ni­te­kim biz­zat ken­di­si­nin ku­ru­cu­la­rı ara­sın­da yer al­dı­ğı ce­mi­yet­ler­de de genç­le­rin iyi eği­til­me­si doğ­rul­tu­sun­da fa­ali­yet­ler­de bu­lu­nur.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.