- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 69 YIL: 2009
- Turgut Cansever ile Söyleşi
Turgut Cansever ile Söyleşi
Faruk Deniz
“İnsanı insan olmaktan çıkaran bir eğitim ve telkinler sistemi var.”
Faruk Deniz
Turgut Cansever’in 1949 yılında Edebiyat Fakültesi’nde Ernst Diez’in murakebesinde hazırladığı “Türk Sütun Başlıkları” konulu doktora tezinin basılmasına rıza gösterdiği günden beri bununla yatıp kalkıyordum. Metnin dizgisi yapılmıştı ama hata olma ihtimaline karşı satır satır orijinal metin ile mukabele ediyorduk. Fotoğraf albümlerinin bir cildi kayıptı. Kayıp fotoğraf albümünü bulamayacağımı anlayınca, kendim o albümü oluşturma çabası içerisine girmiştim. Bütün bu uğraşlar içerisinde en önemli yol göstericimizden hastalığı sebebiyle mahrum kalmamız bizi haliyle üzüyordu. Bu karmaşık duygular içerisinde Turgut Cansever hocamızla doktora ve doçentlik tezlerine dair konuşmak istedim. O konuları çalışmaya hangi saiklerle ve nasıl karar vermişti? Hocaları ile ilişkileri nasıldı? Tez aşamasında hangi zorlukları yaşadı? Geriye doğru baktığında nasıl görüyordu? Bu sorular muvacehesinde kapalı ve nisbeten soğuk bir İstanbul günü Çiftehavuzlar’daki sade hanelerinde kendisi ile görüşmeye gittim. Tarih 23 Ocak 2008. Salondaki kanepede uzanıyordu, hastalıklardan ve ileri yaşın yorgunluklarından olsa gerek biraz bitkindi. Konuşmaya başlayınca o yorgunluktan eser kalmadı. 4-4.30 saati bulan bir sohbet oldu. Hemen birçok konuda konuştuk. Sohbete yer yer muhterem eşi Nilüfer hanım da katıldı. Bazen tatlı tatlı atıştılar. Bunlara şahitlik etmek ayrıca güzeldi. Doçentlik tezini konuşmaya fırsat bulamadık, onu daha sonra konuşalım diye sözleştik. Fakat maalesef bu hiçbir zaman gerçekleşemedi. Konuşmanın büyük bir kısmını yakında yayınlayacağımız Osmanlı ve Selçuklularda Sütun Başlıkları kitabının giriş yazısında değerlendirdik. Doğrusu söyleşinin diğer kısımlarının zayi olmasına gönlüm el vermedi.
22 Şubat 2009 Pazar günü 13.00 sularında kaybettiğimiz Turgut Cansever ile yaptığım sohbetin bir kısmına aşağıda yer veriyorum. Öyle tahmin ediyorum ki, bu söyleşi vefatından evvel kendisiyle yapılmış son söyleşilerden biriydi. Bu açıdan da ayrı bir kıymet taşıyor.
Parça parça yayınlanan bu söyleşi, aslında tam da insan hakikatine işaret ediyor. İnsanın hiçbir kurguya sığmayan saf ve samimi düşünceleri ancak bu yolla dile gelebilirdi şüphesiz.
(Makalenin tamamını okumak için "indir"e tıklayınız.)
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ