Macedonia After the Fall of Communism(Komünizmin Düşüşünden Sonra Makedonya)

Mevludin İbish

10 Ocak 2009
De­ğer­len­dir­me: Volkan Yahşi
 
Kü­re­sel Araş­tır­ma­lar Mer­ke­zi’nin Özel Et­kin­lik top­lan­tı­la­rı­nın Ocak ayı ko­nu­ğu İtal­ya Bo­log­na Üni­ver­si­te­si’nde Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu Av­ru­pa Ça­lış­ma­la­rı Prog­ra­mı’nda yü­rüt­tü­ğü li­san­süs­tü ça­lış­ma­sı kap­sa­mın­da Mar­ma­ra Üni­ver­si­te­si Si­ya­set Bi­li­mi ve Ulus­la­ra­ra­sı İliş­ki­ler Bö­lü­mü’nde mi­sa­fir araş­tır­ma­cı olan Mev­lu­din İbish’ti. İbish, ko­mü­niz­min çök­me­si, So­ğuk Sa­vaş’ın so­na er­me­si ve Yu­gos­lav­ya’nın da­ğıl­ma­sı­nın ar­dın­dan ye­ni ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ka­za­nan Ma­ke­don­ya Cum­hu­ri­ye­ti’nin 1991 son­ra­sı ta­ri­hi­ni, iç ve dış so­run­la­ra iliş­kin re­fe­rans­lar­la ak­tar­dı. İbish, hem Ma­ke­don­ya’nın özel­lik­le ko­mü­nist re­jim son­ra­sın­da­ki ge­nel si­ya­sî çeh­re­si­ne; ya­şa­dı­ğı de­ği­şim­le­re; Av­ru­pa Bir­li­ği, NA­TO ve Bir­leş­miş Mil­let­ler gi­bi ak­tör­ler­le ve kom­şu­la­rıy­la iliş­ki­le­ri­ne ve bun­la­rın halk üze­rin­de­ki et­ki­le­ri­ne hem de Ma­ke­don­ya’nın ve böl­ge­nin şu an için­de bu­lun­du­ğu du­ru­ma da­ir bil­gi­le­ri­ni biz­ler­le pay­laş­tı.
Bi­lin­di­ği gi­bi Ma­ke­don­ya, böl­ge­yi ele ge­çir­mek is­te­yen Bal­kan dev­let­le­ri ara­sın­da 19. yüz­yıl ba­şın­dan gü­nü­mü­ze ka­dar bir so­run ol­muş­tur. Dil ve ta­rih ben­zer­li­ği­ni göz önü­ne alan Bul­ga­ris­tan, 1878 yı­lın­da Os­man­lı Dev­le­ti’nin güç­süz­lü­ğün­den ya­ra­la­na­rak böl­ge­yi kon­trol al­tı­na al­ma­ya ça­lış­tı. Ar­dın­dan çı­kan I. Bal­kan Sa­va­şı so­nun­da Sır­bis­tan, Yu­na­nis­tan ve Bul­ga­ris­tan Ma­ke­don­ya’yı üçe ayır­dı. Bul­ga­ris­tan, I. Dün­ya Sa­va­şı’nda Sır­bis­tan’a ait bö­lü­mü iş­gal et­me­si­ne rağ­men, 1919’da ken­di top­rak­la­rı­nın bir kıs­mı­nı kay­be­de­rek böl­ge­den çe­kil­di. II. Dün­ya Sa­va­şı’ndan son­ra ise Ma­ke­don­ya’nın Sır­bis­tan’a ait bö­lü­mü Yu­gos­lav­ya’ya bı­ra­kıl­dı. Ti­to re­ji­mi ve çift ku­tup­lu dün­ya sis­te­mi­nin so­na er­me­siy­le da­ğı­lan Yu­gos­lav­ya’nın ar­dın­dan ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ilan eden Ma­ke­don­ya’nın ta­nın­ma­sı prob­lem ol­du­ğu gi­bi, özel­de Yu­na­nis­tan’ın bay­ra­ğı­na ve adı­na olan iti­raz­la­rıy­la da so­run ol­muş­tur.
Bu bağ­lam­da dev­le­tin şu an­da­ki du­ru­mu­na iliş­kin ge­nel bir tab­lo çi­ze­rek su­nu­mu­na baş­la­yan İbish’in ver­di­ği bil­gi­le­re gö­re yak­la­şık iki mil­yon nü­fu­sa sa­hip Ma­ke­don­ya’nın yak­la­şık 1/4 ül­ke dı­şın­da ya­şa­mak­ta­dır. 1990 so­nun­da ya­pı­lan çok par­ti­li ilk ge­nel se­çim son­ra­sı bir koa­lis­yon hü­kü­me­ti oluş­muş, Ki­ro Gli­go­rov dev­let baş­ka­nı se­çil­miş­tir. Ocak 1991’de Ma­ke­don­ya Mec­li­si ege­men­li­ği­ni ilan et­miş­tir. Bu­nun ön­ce­sin­de, ko­mü­nist re­jim, in­san­la­rı ulu­sal kim­lik ye­ri­ne kar­deş­lik ba­ğıy­la bi­ra­ra­da tut­ma­ya ça­lış­mış; bu­nu bas­kı yo­luy­la yer­leş­tir­mek is­te­miş; hal­ka Sov­yet kim­li­ği­ni da­yat­mış ve bu­nun olu­şu­mu için uğ­raş­mış­tır. Bu­na rağ­men, Yu­gos­lav­ya’nın ku­ze­yin­de­ki böl­ge­ler gü­ne­yi­ne na­za­ran ön­ce­lik­li gö­rül­müş; Sırp­lar ve Slo­ven­ler bi­rin­ci sı­nıf va­tan­daş ola­rak al­gı­lan­mış; Ma­ke­don­lar, Boş­nak­lar, Müs­lü­man­lar, Türk­ler ve Ro­man­lar ikin­ci sı­nıf va­tan­daş ye­ri­ne kon­muş­tur. Ulu­sal kim­lik in­şa­sı sı­ra­sın­da dev­let­ler ken­di­le­ri­ne düş­man­lar ve öte­ki­ler oluş­tur­muş­tur; ça­tış­ma­la­rın ana se­be­bi de bu in­şa­nın sa­kat­lı­ğı­dır. Bu bağ­lam­da -İbish’in ifa­de et­ti­ği üze­re- Yu­na­nis­tan ile bay­rak ve isim prob­le­mi; Bul­ga­ris­tan’la or­tak dil ve ikon­lar so­ru­nu; Sırp Or­to­doks Ki­li­se­si’nin Ma­ke­don­ya’da­ki ki­li­se­ye kar­şı tu­tu­mu ve Ar­na­vut azın­lık­la­ra iliş­kin kü­çük bo­yut­lu an­laş­maz­lık­lar Ma­ke­don­ya’nın kar­şı­laş­tı­ğı so­run­lar­dır.
Bu bağ­lam­da 2001 yı­lın­da al­tı ay sü­ren ve Ma­ke­don­ya’da ger­çek­le­şen ça­tış­ma­lar­da, sa­de­ce ül­ke­nin et­nik ve di­ni ya­pı­sı de­ğil; kom­şu­la­rı­nın Ma­ke­don­ya’ya ba­kı­şı ve ye­rel/böl­ge­sel uyuş­maz­lık­lar da et­kin­dir. Zi­ra Sır­bis­tan, Ma­ke­don ulu­su­nu ta­nı­yıp Ma­ke­don­ya Cum­hu­ri­ye­ti’ni ta­nı­ma­mak­ta; Bul­ga­ris­tan ise Ma­ke­don­ya Cum­hu­ri­ye­ti’ni ta­nı­ma­sı­na rağ­men, Ma­ke­don ulu­su­nu ta­nı­ma­mak­ta­dır. Yu­na­nis­tan ise ta­ma­men ret et­mek­te­dir; ya­ni ne dev­le­ti ne de ulu­su ta­nı­mak­ta­dır. Ar­na­vut­luk ise hem dev­le­ti hem ulu­su ta­nı­mak­ta; fa­kat ül­ke­de­ki Ar­na­vut azın­lı­ğın ta­lep­le­ri­ne du­yar­sız kal­dı­ğı için Ma­ke­don­ya’ya kar­şı olum­suz bir po­li­ti­ka iz­le­mek­te­dir. 2001 yı­lın­da çı­kan olay­lar son­ra­sın­da im­za­la­nan Oh­ri Ant­laş­ma­sı’nın -Day­ton Ant­laş­ma­sı ka­dar kap­sa­yı­cı ol­ma­dı­ğı gi­bi- Av­ru­pa Bir­li­ği ve Ame­ri­ka men­şe­li ol­du­ğu­nu be­lir­ten İbish, ant­laş­ma met­ni­nin sa­de­ce İn­gi­liz­ce ka­le­me alın­dı­ğı­nı ve uy­gu­la­ma­da bü­yük ak­sak­lık­lar ol­du­ğu­nu be­lirt­miş­tir.
Ma­ke­don­ya dev­le­ti­nin için­de bu­lun­du­ğu bu si­ya­si so­run­la­rın ya­nı sı­ra eko­no­mik so­run­la­ra da de­ği­nen İbish, Ma­ke­don­ya’nın bu da­ğı­nık ya­pı­sı do­la­yı­sıy­la or­ta­ya çı­kan is­tik­rar­sız­lı­ğın öte­den be­ri eko­no­mi­yi olum­suz yön­de et­ki­le­di­ği­ni; iş­siz­li­ğin iki bin­le­rin ba­şın­dan 2008’e ka­dar %35’ten %40’la­ra ka­dar var­dı­ğı­nı; bu­na pa­ra­lel ola­rak suç ör­güt­le­ri­nin oluş­tu­ğu­nu, bu du­ru­mun da eko­no­mi­yi da­ha da kö­tü­ye gö­tür­dü­ğü­nü be­lirt­ti. Ül­ke­nin ya­ban­cı ser­ma­ye çe­ki­ci­li­ği­nin çok dü­şük ol­ma­sı­nı da eko­no­mi­de­ki bu du­ru­mun ne­den­le­ri ara­sın­da sa­yan İbish’e gö­re bu du­rum­dan çı­kış an­cak kre­di ve ya­tı­rım ta­le­biy­le ola­bi­lir. Bu bağ­lam­da hal­kın ço­ğu bu gi­di­şat­tan kur­tul­mak için ça­re­yi Av­ru­pa Bir­li­ği’ne üye ol­mak­ta gö­rü­yor; bu nok­ta­da Yu­na­nis­tan, isim ve bay­rak do­la­yı­sıy­la prob­lem çı­ka­rı­yor. Bu­nun ya­nı sı­ra, ka­tı­lım­cı ve uz­laş­ma­cı de­mok­ra­si bağ­la­mın­da Ma­ke­don­ya’nın ya­şa­dı­ğı so­run­la­ra de­ği­nen İbish, nü­fu­sun %35’e ya­kı­nı­nı oluş­tu­ran Ar­na­vut­la­rın %3 ka­dar kü­çük bir oran­la tem­sil edil­di­ği­ni be­lirt­ti. Su­num ka­tı­lım­cı­la­rın so­ru­la­rı ve kat­kı­la­rıy­la so­na er­di.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.