- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 69 YIL: 2009
- Hatıralarla Yakın Tarih-11: Cemal Paşa, Hatıralar
Hatıralarla Yakın Tarih-11: Cemal Paşa, Hatıralar
6 Mart 2009
Değerlendirme: M. Talha Çiçek
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin en önemli simalarından Cemal Paşa’nın hatıraları hem modern Türkiye’yi kuran zihniyeti hem de İttihatçı ideolojiyi anlamak için önemli bir kaynak niteliğindedir. İttihat ve Terakki Cemiyeti üzerine yapılan çalışmalar neticesinde varılan sonuçlardan hareketle, hem yazıldığı dönem itibariyle hem de yazarının konumu dolayısıyla hatıratın İttihatçı zihniyeti anlamak açısından temsil gücü en yüksek hatırat olduğunu söyleyebiliriz.
Hatıratın Türk siyaset tarihi açısından dikkati çeken özelliği İttihat ve Terakki döneminde yapılan tartışmalı icraatlara İttihatçı bir bakış ile cevap vermesidir. İttihatçı pozisyonu savunmaya yönelik bu çaba, hatıratta yer yer apolojist bir üslûbun tercih edilmesine sebep olmuştur. Hatıratta hikâye edilen Mahmud Şevket Paşa cinayeti ile bu olaydaki mesuliyetinden dolayı idam edilen Damat Salih Paşa vakalarının karşılaştırılması hatıratın bu yönünü göstermektedir.
Damat Salih Paşa’nın neden idam edildiğini anlatırken karşılaştığımız Cemal Paşa portresi ile Mahmud Şevket Paşa cinayetine kadarki süreçte çizilen portre birbirinden çok farklıdır. Birincisinde ajanları vasıtasıyla bütün süreci takip edebilen tüm bilgilere hâkim bir İstanbul Muhafızı varken, ikinci olayda kulağına zaman zaman dedikodular gelen bir idareci karşımıza çıkmaktadır.
Hatıratın satır aralarından çıkardığımız bir başka sonuç da Cemal Paşa’nın Teşkilat-ı Mahsusa üzerinde büyük bir tesirinin bulunduğudur: Teşkilat-ı Mahsusa’nın önde gelen isimleri tarafından II. Balkan Harbi’ni müteakip Batı Trakya’da kurulan İslâm Cumhuriyeti’nin, muharip devletlerle varılan anlaşma gereği feshedilmesi gerekiyordu. Fakat Eşref Kuşçubaşı, Süleyman Askerî gibi Teşkilat’ın önde gelen isimlerinin de aralarında bulunduğu kimseler, kurdukları bu hükümetin mevcudiyetine son vermek istemiyorlardı. Bunun üzerine İstanbul Muhafızı Cemal Paşa, bölgeye gönderilmiş ve Teşkilat-ı Mahsusa üyelerini ikna ederek mezkûr hükümeti lağvettirmiştir. Bütün bu süreç Cemal Paşa’nın Teşkilat-ı Mahsusa üzerindeki nüfuzunu ortaya koymaktadır.
Yazının başında da ifade ettiğimiz gibi hatıratın bir diğer önemli özelliği İttihatçı düşüncenin anlaşılması konusunda sağladığı imkândır. Yazarın düşünceleri ile Kemalist zihniyetin karakteristikleri arasındaki benzerlikler özellikle dikkate değerdir: Cemal Paşa kadınların toplumsal hayata katılmaları, toplumun tepeden dönüştürülmesi, eğitimin böyle bir misyonla donatılması gibi konularda Kemalist zihniyet ile neredeyse tamamen aynı fikirlere sahiptir. Üsküdar Mutasarrıflığı döneminde erkeklerin sokakta entari giymesini yasaklaması ve Suriye Genel Valiliği esnasında kadınları peçe takmaktan men etmesi, hatıratı okuyanların zihninde Cemal Paşa’nın kendisine toplumu medenileştirici bir misyon biçtiği izlenimini uyandırmaktadır. Bu da Kemalist proje ile İttihatçı zihniyetin Cemal Paşa örneğinde ne kadar benzeştiğini göstermektedir.
Cemal Paşa’nın en çok tartışılan idarî görevi -hiç şüphesiz- Birinci Dünya Savaşı esnasında üstlendiği Suriye Genel Valiliğidir. Cemal Paşa’nın Suriye’deki icraatları hem İttihatçı zihniyeti anlamak hem de Türk-Arap ilişkilerinin tarihî seyrini ve bugününü açıklamak bakımından önemlidir. Suriye’de modern devletin kuruluş sürecinin en önemli ayaklarından birini Cemal Paşa’nın valiliği temsil etmektedir. Hatıratta Suriye’ye yönelik projeleri ve Suriye’deki muhalif milliyetçi gruplarla mücadelesini anlatırken kullandığı üslûp, hem İttihatçı projedeki Arapların konumunu anlamak hem de Osmanlı merkezî otoritesinin tesis edilmesinde İttihatçı metodu belirlemek bakımından dikkate değerdir.
Bu bağlamda, Cemal Paşa’nın en çok tartışılan icraatı Suriye’nin önde gelen ailelerine mensup Arap milliyetçilerini idam ettirmesidir. Muhalefet hareketini bastırmak için gösterdiği şiddet ve bu dönemde Suriye’de estirdiği ‘terör’, Cemal Paşa’nın devlet otoritesine itiraz edilmesi hususunda ne kadar müsamahasız olduğunu göstermektedir. Hatıratında Arap milliyetçilerinden ayrılıkçılar diye bahsetmesi ve çok sert bir dil kullanması bu müsamahasızlığın liberal bir ifadesidir.
Cemal Paşa’nın hatıratta özellikle bahsetmekten kaçındığı; fakat onun Arap milliyetçiliği ile mücadelesinde üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da sürgünlerdir. Suriye’den Anadolu’nun muhtelif kentlerine yaklaşık iki bin Arap’ın sürülmesi, Suriye’de Arap milliyetçiliğinin ve Arapçılığın etkisini azaltarak Merkez’in nüfuzunu kurmaya yönelik en mühim girişimlerden biridir. ÖnemliArap kentlerine Anadolu’dan sürülen Ermenileri yerleştirmesi de, Araplara karşı Ermenileri bir denge unsuru olarak düşünüp düşünmediği sorusunu akla getirmektedir.
Cemal Paşa’nın bölgede yürüttüğü faaliyetleri tamamlayan bir diğer icraatı ise, Türk milliyetçiliğinin mühim simalarından Halide Edip rehberliğinde açtırdığı okullardır. Halide Edip’in de hatıratında belirttiği gibi, bu okulların açılmasındaki amaç, Türkçe eğitim yoluyla bu unsurları imparatorluğa entegre etmek ve -belki de- imparatorluğu homojen bir yapıya dönüştürmektir. Modern devletin tek-tipleştirici doğası da dikkate alındığında bu okulların modern devletin inşasında önemli bir yeri olduğu söylenebilir.
Hatırattan anladığımız kadarıyla, Cemal Paşa’nın Suriye’de devlet otoritesinin kurulması noktasındaki bir diğer faaliyeti Kudüs, Beyrut ve Şam gibi Biladu’ş-Şam’ın önemli şehirleri hakkında Alman mimarların rehberliğinde hazırlattığı dönüşüm projeleridir. Yine hatırata atıfla ifade edersek: Bu şehirler için geniş yollar, parklar, meydanlar, hükümet binaları vb. tasarlanmıştır. Hatta bunların büyük bir kısmı hayata geçirilmiştir. Cemal Paşa, geniş meydanlarda hükümet binaları kurarak, otoriteyi Suriye’de görünür kılmak istemiştir. Biladu’ş-Şam’da kurulan ilk modern kentlerden Bi’rü’s-Sebi’nin inşasının Cemal Paşa zamanında tamamlanması manidardır.
Son tahlilde, Cemal Paşa’nın hatıraları modern bir İttihatçı idarecinin fotoğrafıdır. Hatırata yansıyan tablodan ortaya çıkan zihniyetin parametreleri büyük ölçüde Modern Türkiye’nin teşekkülünde belirleyici olmuştur. Kısacası hatırat, hem tarihsel hem de güncel olarak yeniden okunması gereken önemli bir belge niteliğindedir.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ