- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 69 YIL: 2009
- Timaş Yayınları
Timaş Yayınları
Emine Eroğlu
19 Ocak 2009
Değerlendirme: Zeynep Süslü Berktaş
Türkiye’de yayıncılık yapmanın problemlerini, bugününü ve geleceğini tartıştığımız yayınevleri toplantısının yedinci misafiri Timaş Yayınları Yayın Yönetmeni Emine Eroğlu’ydu. Eroğlu’ndan “misyon yayıncılığı”ndan “sektörel yayıncılık”a Timaş’ın serüvenini dinledik.
Kısa özgeçmişi ve yayıncılık serüvenini anlatarak konuşmasına başlayan Eroğlu’nun belirttiği üzere, Hekimoğlu İsmail, Şule Yüksel Şenler ve Ahmet Günbay Yıldız gibi yazarlarla birlikte bir “misyon yayınevi” olarak kurulan Timaş, zamanla klasikleri de uyarlayarak Anadolu’da kendine önemli bir pazar oluşturmuş ve daha sonrasında bu “misyon yayınevi”, Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinde kitap ile okuyucusunu buluşturan kurumsal bir yapıya dönüşmüştür.
Eroğlu’nun ifadesiyle Timaş Yayınları’ndaki kariyerine editör olarak başladığı sırada yayınevinin çok iyi bir pazarlama ve satış birimi bulunmakla beraber editör ekibi aynı durumda değildi. Bu durumun fark edilmesiyle ekibe konusunda uzman, yetenekli editörler eklenerek, alan tefrikine gidilmiş ve Emine Eroğlu da bu vesile ile yayın yönetmeni unvanını alarak görevine devam etmişti. Yayınevindeki bu değişimle birlikte çocuk, gençlik, tarih, aktüel-siyaset, psikoloji kitapları tek bir editör tarafından değil; farklı editörler tarafından takip edilmeye başlanmıştı. Böyle bir tefrikteki en mühim gaye ve hedef, her bölümün bir yayınevi mantığıyla çalışmasıdır. Bu durum editörlerin kendi alanlarındaki çalışmaları daha iyi takip etmelerine, konusunda uzman yazarlara ulaşılmasına imkân sağlamıştır. Böylece, tarih alanında İlber Ortaylı, Mustafa Armağan ve Kemal Karpat; edebiyat alanında Nazan Bekiroğlu, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Ali Ayçil ve Hilmi Yavuz; psikoloji alanında Nevzat Tarhan, Kemal Sayar, Oğuz Tan ve Mustafa Ulusoy yazar kadrosuna eklenmiştir. Bu durum yayınevinin farklı alanlarda birçok eseri ve yazarı bünyesinde bulundurmasına zemin hazırlarken, yazara da eserini okuruyla buluşturmanın maddî ve manevî hazzını yaşatmaktadır.
Diğer taraftan yayınevindeki bu kategorizasyon tabii sürecinde devam ederken, yeni alanların açılmasını ve uzmanlaşmayı da beraberinde getirmiştir. Eroğlu, bu bağlamda “Hatırat Kitaplığı” adı altında, bir döneme tanıklık etmiş mühim insanlara ait hatıratlar, mektuplar, raporlar ve diğer önemli evrakları toplayarak örgün tarih yazımının dışında bir tarih yazımı gerçekleştirmeyi amaçladıklarını ve buna kaynaklık edecek yüzlerce hatta binlerce hatırat yayınlama hayalleri olduğunu söyledi. Timaş’ın, bu türden hayalleri gerçekleştirmeye müsait bir yapısı ve daha da önemlisi bütçesi bulunduğunun altını çizen Eroğlu için bu, kendisinin Timaş’ta kalmasının da en büyük amillerindendir.
Bugüne kadar 2000’in üzerinde kitap basan Timaş’ın, 2009 itibariyle de çeşitli kategorilerde 350 kitap yayınlamayı hedeflediğine değinen Eroğlu, yayıncılığın, gelen dosyaları değerlendirmekten ibaret olmadığına, yayınevlerinin hedeflerinin ve yayın planlarının bulunması gerektiğine dikkat çekti. Bu bağlamda, kendilerinin de bir sene öncesini geride bırakarak yeni yazarlarla, farklı alanlardaki kitapları yayınlamak ve her geçen gün ivme kazanarak yayıncılık yapmak istediklerini anlattı. Bu noktada reklam ve basın tanıtımının yayıncılık için önemine de işaret eden Eroğlu, artık gelenekten gelen yayınevlerinin bile bu aracı kullandıklarını (kullanmak zorunda kaldıklarını) ifade etti. Eroğlu’na göre, yayın için bütün birimlerin aynı bünyede teşekkül etmesi ve insicamlı bir şekilde çalışmanın yanı sıra çıkan kitapların ilgili basın aracılığıyla tanıtımını yapmak dünya kriterlerinde bir yayınevinin en mühim vasfıdır. Bu sayede yayınevleri kitap basımından kazandıklarını yine kitaba dönüştürebileceklerdir.
Yayınevinin, çalışmalarına sadece kendisinin belirlediği amaçlarla değil; ilgili diğer kurumların ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak devam etmesi gerektiğini belirten Eroğlu, Timaş’ın bu mânâda çocuk yayınları için anaokulları ve ilkokullarla beraber çalıştığını söyledi. Profesyonel danışmanlık kuruluşlarıyla çalışan Timaş’ın yurtdışındaki fuarlara nasıl hazırlandığına da değinen Eroğlu, bu tür fuarlarda dünya çapında bir yayınevi olmak için telif satışlarının gereğine işaret etti.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ