Rusya Türkleri ve Rus Basınında II. Meşrutiyet

İhsan Demirbaş

12 Ekim 2009
De­ğer­len­dir­me: Serkan Cihan
 
20. yüz­yıl baş­la­rı, Rus­ya (1905), İran (1906), Os­man­lı Dev­le­ti (1908) ve Çin (1911) gi­bi çe­şit­li ül­ke­ler­de ya­şa­nan ih­ti­lal­ler so­nu­cun­da mut­lak mo­nar­şi­ye da­ya­lı yö­ne­tim­le­rin bi­rer bi­rer ta­rih sah­ne­sin­den çe­kil­me­si­ne şa­hit ol­du. İh­san De­mir­baş, Mar­ma­ra Üni­ver­si­te­si’nde ta­mam­la­dı­ğı yük­sek li­sans te­zin­de bu ko­nu­yu ele alı­yor ve II. Meş­ru­ti­yet’in ila­nı­nın Rus­ya’da bul­du­ğu yan­kı­la­rı in­ce­li­yor.
Ko­nu­yu, Rus­ya Türk­le­ri ve Rus ba­sı­nı­nın II. Meş­ru­ti­yet’e ve dö­ne­min çe­şit­li prob­lem­le­ri­ne ba­kış açı­sı bağ­la­mın­da araş­tı­ran De­mir­baş’ın kul­lan­dı­ğı Va­kit, Yul­duz ve Ter­cü­man ga­ze­te­le­ri Rus­ya Türk­le­ri ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­lan ga­ze­te­ler: Va­kit, Fa­tih Ke­ri­mî’nin baş­ya­zar­lı­ğın­da, Ta­tar ve Baş­kurt­la­rın ço­ğun­luk­ta ya­şa­dı­ğı Oren­burg’ta ku­ru­lan ve li­be­ral, ce­dit­çi gö­rüş­le­ri sa­vu­nan bir ga­ze­te. Yul­duz, Ah­met Ha­di Mak­su­dî’nin baş­ya­zar­lı­ğın­da Ka­zan’da çı­ka­rı­lan ve li­be­ral Rus­lar­dan et­ki­le­nen, pan­tür­kist, ce­dit­çi bir ga­ze­te. Ta­tar bi­lin­ci­nin oluş­ma­sı­nı sağ­la­yan Ab­dul­lah Tu­kay da ga­ze­te­nin ya­zar­la­rın­dan. 1880’li yıl­lar­da Kı­rım-Bah­çe­sa­ray’da, İs­ma­il Gas­pı­ra­lı ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­lan Ter­cü­man’nın po­li­ti­ka­sı ise, bü­tün Türk­le­ri bi­ra­ra­ya ge­tir­mek; iş­te, dil­de ve fi­kir­de bir­lik. Pan­tür­kist dü­şün­ce­yi yay­ma­ya ça­lı­şan, bü­tün Türk ay­dın­la­rı­nın ta­kip et­ti­ği çok et­ki­li bir ga­ze­te.
Rus ba­sı­nın­dan ise Russ­ko­ye Slo­vo ve Mos­kovs­ki­ye Ve­do­mos­ti kay­nak ola­rak kul­la­nıl­mış­tır. 1917 yı­lın­da Bol­şe­vik ih­ti­la­liy­le bir­lik­te ka­pa­tı­lan Russ­ko­ye Slo­vo 1895’te ya­yı­na baş­la­yan, li­be­ral, öz­gür­lük­çü ha­re­ket­le­re des­tek ve­ren, dö­ne­mi­nin et­kin bir ga­ze­te­si. İkin­ci­si ise mu­ha­fa­za­kâr, Çar’a hiz­met eden bir ga­ze­te.
Tez­de iş­le­di­ği so­run­sa­lın da­ha açık­la­yı­cı ol­ma­sı açı­sın­dan, ge­rek psi­ko­lo­jik ge­rek­se mo­del oluş­tur­mak ha­se­biy­le II. Meş­ru­ti­yet’in ila­nı­na kat­kı sağ­la­dı­ğı­nı dü­şün­dü­ğü 1905 Rus İh­ti­la­li’ne de­ği­ne­rekko­nuş­ma­sı­na baş­la­yan De­mir­baş’a gö­re, Rus­ya Türk­le­ri II. Meş­ru­ti­yet’e, Os­man­lı’ya ve Türk-İs­lâm Dün­ya­sı­na ya­pa­ca­ğı et­ki ba­kı­mın­dan bü­yük önem ve­ri­yor. Bu dö­nem­de Türk­ler ara­sın­da ce­dit­çi­lik ve pan­tür­kizm çok güç­lü. Dün­ya­da­ki Türk ve Müs­lü­man­la­rın ba­ğım­sız­lı­ğı­nın tek re­çe­te­si ola­rak gö­rü­lü­yor Os­man­lı. Os­man­lı’yı II. Meş­ru­ti­yet’in ila­nı­na gö­tü­ren sü­reç ise, Ma­ke­don­ya so­ru­nuy­la iliş­ki­len­di­ri­li­yor. Ma­ke­don­ya’da Bul­gar­lar, Sırp­lar ve Rum­lar ara­sın­da baş gös­te­ren is­yan­lar ve çe­te mü­ca­de­le­le­ri Os­man­lı’yı bu sü­re­ce sü­rük­le­miş­tir. Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da, II. Meş­ru­ti­yet’in ila­nıy­la Ma­ke­don­ya so­ru­nu­nun çö­zül­dü­ğü; Sırp­la­ra, Bul­gar­la­ra ve Rum­la­ra is­te­dik­le­ri hak­la­rın ve­ril­di­ği; bun­dan son­ra Av­ru­pa­lı­la­rın Ma­ke­don­ya so­ru­nuy­la il­gi­li Os­man­lı’ya bas­kı yap­ma­ma­la­rı ge­rek­ti­ği be­lir­ti­li­yor.
Türk ve İs­lâm Dün­ya­sı açı­sın­dan da önem­li gör­dük­le­ri II. Meş­ru­ti­yet’in ila­nı, Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da mem­nu­ni­yet­le kar­şı­la­nı­yor. Ah­met Ağa­oğ­lu, Meş­ru­ti­ye­tin ila­nı­nı “İs­lâm Âle­mi­ne Müj­de” baş­lı­ğıy­la du­yu­ru­yor. Fa­tih Ke­ri­mî, Va­kit’te “İs­lâm âle­mi­nin ile­ri­ye at­tı­ğı bü­yük bir adım” ola­rak de­ğer­len­di­ri­yor. İs­ma­il Gas­pı­ra­lı ise II. Meş­ru­ti­yet’in sa­de­ce Os­man­lı’ya de­ğil, bü­tün dün­ya­ya te­sir ede­ce­ği­ni; bun­dan son­ra Av­ru­pa’da­ki hür­ri­yet ha­re­ket­le­ri­nin ve fi­kir­le­ri­nin Os­man­lı üze­rin­den de­vam ede­ce­ği­ni; Meş­ru­ti­ye­tin İs­lâm âle­mi­ne en bü­yük kat­kı­sı­nın da bu ola­ca­ğı­nı sa­vu­nu­yor.
Os­man­lı ve Rus meş­ru­ti­yet­le­ri­ni her yö­nüy­le kar­şı­laş­tı­ran Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nı­na gö­re Rus­ya’da­ki Meş­ru­ti­yet bir halk ha­re­ke­ti­dir ve gay­ri Rus un­sur­lar­ca ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir. Os­man­lı’da ise Türk­ler, ih­ti­la­li biz­zat ken­di­le­ri yap­mış­lar ve hak­la­rı gay­ri­müs­lim­le­re ken­di el­le­riy­le ver­miş­ler­dir. Rus ba­sı­nı ise, II. Meş­ru­ti­yet ko­nu­sun­da kar­şıt gö­rüş­le­re sa­hip. Li­be­ral ba­sın, Genç Türk­le­ri des­tek­ler­ken sağ­cı ba­sın Çar’ın du­ru­mu­nu pe­kiş­tir­mek için II. Ab­dül­ha­mid’e ge­nel­lik­le des­tek ve­ri­yor. Çar ta­raf­tar­la­rı ken­di çı­kar­la­rı­na hiz­met et­ti­ği öl­çü­de Os­man­lı’da mut­la­kı­ye­tin de­vam et­me­si yo­lun­da atı­lan adım­la­rı des­tek­li­yor­lar.
Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da ise II. Ab­dül­ha­mid, hal­ka ve ay­dın­la­ra bas­kı ya­pan, ge­rek­ti­ğin­de ay­dın­la­rı öl­dür­ten müs­te­bit bi­ri­si ola­rak an­la­tı­lı­yor. II. Meş­ru­ti­yet’in ila­nıy­la bir­lik­te bu al­gı da de­ği­şi­yor. Ab­dül­ha­mid yan­lı­sı ya­yın­lar baş­lı­yor. An­cak taht­tan in­di­ril­dik­ten son­ra yi­ne Ab­dül­ha­mid’i kö­tü­le­yen ya­yın­lar baş­lı­yor. Genç Türk­ler’e yak­la­şım­la­rı ise ço­ğun­luk­la olum­lu. Zi­ra her iki ta­raf da Av­ru­paî fi­kir­ler­den, de­mok­ra­tik­leş­me ve hür­ri­yet fi­kir­le­rin­den çok et­ki­len­miş­ler. An­cak Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da, Genç Türk­le­rin yap­tı­ğı ba­zı yan­lış uy­gu­la­ma­lar eleş­ti­ri­li­yor ve on­la­ra tav­si­ye­ler­de bu­lu­nu­lu­yor.
Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da yer bu­lan di­ğer bir ko­nu Bul­ga­ris­tan’ın ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ilan et­me­si ve Avus­tur­ya’nın Bos­na-Her­sek’i il­hak et­me­si. Bu olay­lar­dan son­ra hem Rus hem Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da Do­ğu So­ru­nu ye­ni­den gün­de­me ge­li­yor. Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da Rus­ya’nın Os­man­lı po­li­ti­ka­sı eleş­ti­ri­li­yor. Av­ru­pa­lı­la­rın Os­man­lı’yı Av­ru­pa’dan at­ma işi­ni Rus­ya’ya ver­mek­le be­ra­ber mi­ra­sı­na kon­ma­yı ken­di­le­ri­nin üst­len­di­ği vur­gu­la­nı­yor. Rus­ya’nın bu tu­tu­mu­nu de­ğiş­tir­me­si, Os­man­lı’yla iyi iliş­ki­ler kur­ma­sı is­te­ni­yor. Bir baş­ka ko­nu ise, 31 Mart ha­di­se­si­dir. Bu olay, Rus­ya Türk­le­ri ba­sı­nın­da, ya­ban­cı un­sur­la­rın par­ma­ğı ol­mak­la be­ra­ber Türk si­ya­sî ve top­lum­sal di­na­mik­le­ri­nin iç he­sap­laş­ma­sı şek­lin­de al­gı­la­nı­yor ve İs­lâm âle­mi­nin en acı gü­nü di­ye ni­te­len­di­ri­li­yor. Meş­ru­ti­yet’ten son­ra ve­ri­len hak­la­rın ko­run­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne dik­kat çe­ki­li­yor.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.