Yerel Tarihçilerle Buluşuyoruz 1 Bir Ömür Boyu Edirne Tarihi

Oral Onur

16 Kasım 2009
De­ğer­len­dir­me: N. Bilge Özel İmanov
 
Ye­rel ta­rih, ta­rih di­sip­li­ni içe­ri­sin­de “her şe­yin ta­ri­hin ko­nu­su sa­yıl­dı­ğı” dö­nem­ler­den iti­ba­ren ken­di­ne yer bu­lan alan­lar­dan bi­ri­si. An­cak yal­nız­ca aka­de­mik dü­zey­de ça­lı­şı­lan de­ğil, da­ha zi­ya­de “ye­rel” ki­şi ve grup­la­rın “gö­nül ver­di­ği” bir sa­ha. Tür­ki­ye Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi’nin Ara­lık ayın­da baş­lat­tı­ğı prog­ram di­zi­si “Ye­rel Ta­rih­çi­ler­le Bu­lu­şu­yo­ruz”da, şe­hir ta­ri­hi ve bi­yog­ra­fi ala­nın­da eser­ler ve­ren ye­rel ta­rih­çi­ler­den araş­tır­ma ve eser üret­me se­rü­ven­le­ri­ni din­le­ye­ce­ğiz. Aka­de­mi dı­şın­da sey­re­den bir sü­re­ce da­ir bu an­la­tı­lar, uma­rız aka­de­mi bün­ye­sin­de ça­lı­şan­la­ra da fi­kir ve­re­cek, zi­hin­ler­de ye­ni pen­ce­re­ler aça­cak­tır. Edir­ne­li ta­rih­çi Oral Onur, bu ye­ni prog­ra­mın ilk ko­nu­ğu ol­du.
Yıl 1929. Bul­ga­ris­tan göç­me­ni, öğ­ret­men bir an­ne ba­ba­nın ço­cu­ğu ola­rak dün­ya­ya ge­li­yor Oral Onur. Rüş­ti­ye me­zu­nu an­ne­si ve Dâ­rül­mu­al­li­mîn me­zu­nu ba­ba­sı­nın şah­sın­da dö­ne­min idea­list öğ­ret­men ti­piy­le ta­nı­şı­yor. Bu mü­ca­de­le­ci idea­list at­mos­fer, dev­rim­ler dö­ne­mi Tür­ki­ye’si için ar­zet­ti­ği öne­min ya­nı­sı­ra ken­di­si­nin mü­ca­de­le­ci bir ki­şi ola­rak ye­tiş­me­sin­de de et­ki­li olu­yor. Yıl 1942. Onur, 13 ya­şın­da, Or­ta 2 öğ­ren­ci­si. Ta­rih ho­ca­sı Os­man Nu­ri Pe­re­me­ci, ta­ri­hi hi­ka­ye­ler­le öğ­re­ten, sev­di­ren bi­ri­si. Sa­ha­sın­da bir ilk olan Edir­ne Ta­ri­hi’nin de ya­za­rı. Bu ki­tap Onur’un ta­ri­he olan me­ra­kı­nı bes­li­yor; ki­ta­be­le­re, es­ki ya­zı­ya il­gi­si­nin gün yü­zü­ne çık­ma­sı­nı sağ­lı­yor. 1948’de li­se son­da iken İs­tan­bul Sir­ke­ci’den 125 li­ra­ya tak­sit­le al­dı­ğı kö­rük­lü fo­toğ­raf ma­ki­ne­si ile Edir­ne’de­ki es­ki ev­le­rin, ko­nak­la­rın, ki­ta­be­le­rin re­sim­le­ri­ni çek­me­ye baş­lı­yor. 1960’la­rın 2. ya­rı­sı. Av­ru­pa’dan ge­lip Edir­ne’de­ki ta­ri­hî eser­ler hak­kın­da araş­tır­ma ya­pan tu­rist­ler, Edir­ne’de o yıl­lar­da tu­rizm sek­tö­rün­de fa­ali­yet gös­te­ren Onur’un, “Adam­lar bin­ler­ce ki­lo­met­re uzak­tan ge­li­yor, ben Edir­ne’de ya­şı­yo­rum, Edir­ne’yi bil­mi­yo­rum” şek­lin­de­ki öze­leş­ti­ri­si­ne yol açı­yor ve bir öm­rün Edir­ne’ye has­re­dil­me­sin­de za­ten mev­cut olan ze­mi­ni kuv­vet­len­di­ri­yor.
Edir­ne’ye da­ir 40 ci­va­rın­da eser ve­ren Sü­heyl Ün­ver’in öğ­ren­ci ve asis­tan­la­rıy­la Edir­ne’ye yap­tı­ğı zi­ya­ret­ler­de ‘çö­mez’i ola­rak pe­şi­ne ta­kı­lıp bir şey­ler öğ­ren­me­ye ça­lı­şan Onur, Edir­ne’nin 5-6 km ça­pın­da kü­çük bir şe­hir ol­ma­sı­na rağ­men 1700 eser ba­rın­dır­dı­ğı­nı on­dan öğ­re­nir. Edir­ne ta­ri­hin­de bir boş­luk ol­du­ğu dü­şün­ce­si, Edir­ne’de­ki ta­ri­hî eser­le­rin bi­rer bi­rer yok ol­du­ğu/edil­di­ği sü­re­cin de hız ka­zan­ma­sıy­la iyi­ce pe­ki­şir ve Onur, “şeh­rin ta­pu­la­rı” de­di­ği bu eser­le­rin ko­run­ma­sı ve kay­da ge­çi­ril­me­si uğ­run­da “bir ömür” sü­re­cek mü­ca­de­le­si­ne kol­la­rı sı­var.
Ve bir­bi­ri ar­dı­na ge­len yir­mi­ye ya­kın ki­tap… Edir­ne’nin, bir mer­di­ven yar­dı­mıy­la fo­toğ­raf­la­rı çe­ki­len ki­ta­be­le­ri, çe­şit çe­şit mi­na­re­le­ri, Mi­mar Si­nan’ın 40 km uzak­tan su ge­ti­ri­şi­nin ta­nık­la­rı olan ka­nal­la­rı, künk­le­ri, ke­mer­le­ri, çeş­me­le­ri, se­bil­le­ri, han­la­rı, ha­mam­la­rı, kü­tüp­ha­ne­le­ri, ka­dı­la­rı, Er­me­ni ve Ya­hu­di gay­ri­müs­lim ce­ma­at­le­ri, Ada­let Kas­rı, Edir­ne is­tas­yon bi­na­sı­nı yap­tı­ran na­fia­cı Ha­cı Adil Bey, Ata­türk’ün ya­şa­mın­da Edir­ne… Her­bi­ri ay­rı ay­rı ki­tap­la­ra ko­nu olu­yor.
Ar­tık ‘ya­şa­ma­yan’ bir­çok ya­pı­yı fo­toğ­raf­lar Oral Onur ve “mü­te­ah­hit­le­rin üşüş­tü­ğü” Edir­ne’de ta­ri­hi ya­pı­lar bi­rer bi­rer yı­kı­lır­ken Onur’un re­sim­le­ri ta­ri­hî bel­ge ni­te­li­ği ka­za­nır. “1975’te Edir­ne ‘sit ala­nı’ ilan edil­di­ğin­de za­ten gi­den git­miş­ti” di­yor. Bir de al­büm ça­lış­ma­sı var Onur’un, bu re­sim­ler­den ha­re­ket­le ha­zır­la­dı­ğı, an­cak he­nüz ta­mam­lan­ma­mış: “Sul­tan­la­rın Şeh­ri, Şe­hir­le­rin Sul­ta­nı”.
Oral Onur sa­de­ce ki­tap yaz­mı­yor el­bet­te. Ec­da­dın yap­tık­la­rı­nın ha­tır­lan­ma­sı ge­rek­ti­ği şi­a­rın­dan ha­re­ket­le Edir­ne’de bir­çok anı­tın di­kil­me­si­ne ön­cü­lük edi­yor: Sırp­sın­dı­ğı Anı­tı, Lo­zan Anı­tı, Ça­nak­ka­le Şe­hit­li­ği’nin ih­ya­sı, Edir­ne’nin sem­bol­le­rin­den Kırk­pı­nar Anı­tı, Fa­tih Hey­ke­li… Edir­ne Sa­ra­yı’nın ka­lın­tı­la­rı­nın bu­lun­du­ğu ve hal­kın şim­di­ler­de pik­nik için git­ti­ği ye­re sa­ray hak­kın­da bil­gi içe­ren lev­ha­la­rın ko­nul­ma­sı, ha­zi­re­ler­de­ki önem­li isim­le­ri Os­man­lı­ca bil­me­yen­ler de ta­nı­sın di­ye mer­mer açık­la­ma ta­be­la­la­rı­nın ya­zıl­ma­sı, eser­le­rin vak­fi­ye­le­ri­nin ya­pı­la­ra iliş­ti­ril­me­si gi­bi hal­kın bil­gi­len­di­ril­me­si­ne ma­tuf hiz­met­ler­de bu­lu­nu­yor. Bu iş­ler için kay­nak te­mi­niy­le de biz­zat uğ­ra­şı­yor. Ta­ri­hî eser­le­rin ka­lın­tı hâ­lin­de da­hi ol­sa ko­run­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni be­lir­ten Onur, yı­kı­mı plan­la­nan is­tas­yon bi­na­sı­nı kur­tar­ma uğ­run­da ver­di­ği mü­ca­de­le­yi an­lat­tı. Bu tür yı­kım­la­ra elin­den gel­di­ğin­ce en­gel ol­ma­ya ça­lı­şı­yor ama bir­çok da yı­kım hi­ka­ye­si var: Ba­bıâ­li’nin mu­adi­li Pa­şa Ka­pı­sı bi­na­sı­nın dö­ne­min va­li­sin­ce yık­tı­rı­lı­şı; Bal­kan ve Ça­nak­ka­le sa­vaş­la­rın­da ya­ra­lı­la­rın ge­ti­ril­di­ği has­ta­ne­nin kış­la in­şa­atı­na taş te­mi­ni için yık­tı­rı­lı­şı gi­bi... Ye­rel der­gi ve ga­ze­te­ler­de de ya­zı­lar ya­zan Onur, hep­si ka­yıt­lı ol­mak üze­re 2000 kay­nak eser­den mü­te­şek­kil bir de özel kü­tüp­ha­ne oluş­tur­muş.
Ye­rel ta­rih­le söz­lü ta­ri­hin içi­çe geç­miş­li­ği­nin bir ka­nı­tı ola­rak, sa­tır ara­la­rın­da dö­ne­min si­ya­sî ve kül­tü­rel ha­ya­tın­dan, İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı son­ra­sı yıl­lar­dan, DP dö­ne­min­den, gay­ri­müs­lim­le­rin şeh­re kat­tı­ğı renk­ler­den de bah­set­ti. Edir­ne kül­tür tu­ru da yap­mış ol­duk Onur Oral’ı din­ler­ken. Edir­ne’de­ki Tür­ki­ye’nin en bü­yük ker­van­sa­ra­yın­dan ci­ğe­rin ve ba­dem ez­me­si­nin ta­ri­hi­ne, Edir­ne’nin en es­ki köf­te­ci­le­rin­den mar­zi­pa­na ve acı­ba­dem ku­ra­bi­ye­si­ne, Se­li­mi­ye Ca­mi­i’nin çev­re­sin­de yer alan Mi­mar Da­vut’un se­bi­lin­den, 120 oda­lı Bal­ka­pa­nı Ha­nı’na, sul­tan sa­ray­la­rın­dan Mat­ba­a-i Âmi­re’ye... Edir­ne’yi gö­rün, yok­sa cen­ne­te gi­re­mez­si­niz di­yor Onur.
Ah­met Ham­di Tan­pı­nar’ın, “Bir baş­kent dai­ma baş­kent­tir. Sus­tu­rul­sa da­hi ko­nu­şur” tes­pi­ti­nin Edir­ne için de ge­çer­li ol­du­ğu­na yü­rek­ten ina­nan Onur, bir ömür, söz­le, ya­zıy­la, ki­tap­la­rıy­la ko­nuş­tur­muş Edir­ne’yi ve hâ­lâ da ko­nuş­tu­ru­yor...

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.