İran’da Sinema Eğitimi

Feyza Aksoy

17 Şubat 2010
De­ğer­len­dir­me: Pınar Duran
 
Ken­di­ne has üs­lû­bu ve ulus­la­ra­ra­sı ba­şa­rı­la­rıy­la adın­dan sık­ça söz et­ti­ren İran si­ne­ma­sı, bu ül­ke­de­ki si­ne­ma eği­ti­mi­ni de sa­nat gün­de­mi­ne ta­şı­ma­ya de­vam edi­yor. Tah­ran Sa­nat Üni­ver­si­te­si’nde si­ne­ma öğ­re­ni­mi­ni sür­dü­ren Fey­za Ak­soy’la İran’da si­ne­ma eği­ti­mi ve İran si­ne­ma­sı üze­ri­ne ko­nuş­tuk.
So­ru ve ce­vap­lar­la şe­kil­le­nen söy­le­şi­de ön­ce­lik­le baş­vu­ru sü­re­ci­ni de­ğer­len­di­ren Ak­soy, Tür­ki­ye’den gi­de­cek öğ­ren­ci­ler için kon­ten­jan sı­nır­la­ma­sı­nın bu­lun­ma­dı­ğı­na, an­cak yaş had­di­nin yir­mi iki ola­rak be­lir­len­di­ği­ne ve li­se not or­ta­la­ma­sı­nın da bu sü­reç­te önem­li ol­du­ğu­na de­ğin­di. Baş­vu­ru­su­nun ka­bu­lü­nün he­men son­ra­sın­da git­ti­ği Kaz­vin’de ta­mam­la­dı­ğı bir yıl­lık dil eği­ti­mi­nin ar­dın­dan si­ne­ma bö­lü­mün­de iki yıl te­mel ders­ler al­dı­ğı­nı, son­ra­sın­da da bö­lü­mün yö­net­men­lik, mon­taj, se­nar­yo ya­zar­lı­ğı ve ka­me­ra­man­lık gi­bi kı­sım­la­ra ay­rıl­dı­ğı­nı be­lirt­ti.
Ba­şör­tü­lü ola­rak oku­ya­bil­me­si Ak­soy’un İran’ı ter­cihin­de ön­ce­lik­li rol oy­na­mış. Ay­rı­ca mad­di an­lam­da uy­gun­lu­ğu, si­ne­ma­sı­nın ka­li­te­li olu­şu ve kül­tü­rü­nün bi­ze ya­kın­lı­ğı bu ül­ke­ye yö­nel­me­sin­de­ki di­ğer önem­li et­ken­ler. An­cak La­tin harf­le­ri­ne alı­şık ol­ma­sı Fars­ça­nın ya­zı di­li ko­nu­sun­da ken­di­si­ni ol­duk­ça zor­la­mış.
Üni­ver­si­te­de si­ne­ma­nın hem sa­nat hem de mes­lek ola­rak de­ğer­len­di­ril­di­ği­ni, esa­sın­da da si­ne­ma­yı bir sa­nat ola­rak ic­ra ede­bil­mek için eko­no­mik bo­yu­tu­nun da dü­şü­nül­me­si ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nen Ak­soy, İran’da öğ­ren­ci­le­rin ken­di gay­ret­le­riy­le film çek­mek is­te­dik­le­rin­de ra­hat­lık­la iyi bir ça­lış­ma gru­bu ku­ru­la­bil­di­ği­ni, ah­lâ­kî za­af ya da açık­ça re­jim aleyh­tar­lı­ğı içer­me­di­ği müd­det­çe spon­sor ve mad­dî kay­nak bul­ma­nın zor ol­ma­dı­ğı­nı vur­gu­la­dı.
“Üni­ver­si­te­de­ki öğ­re­tim gö­rev­li­le­ri­nin ço­ğun­lu­ğu Rus­ya, ABD, Fran­sa gi­bi ya­ban­cı ül­ke­ler­de eği­tim al­mış, do­la­yı­sıy­la ho­ca­la­rın se­çi­mi­ne önem ve­ri­li­yor” di­yen Ak­soy, bu­nun ya­nın­da ala­nın­da ba­şa­rı­lı ba­zı ho­ca­la­rın si­ya­sî söy­lem­le­rin­den ötü­rü okul­dan uzak­laş­tı­rıl­ma­sı­nın ka­li­te­yi dü­şür­dü­ğü­ne de işa­ret et­ti. Ak­soy’a gö­re ka­li­te­yi olum­suz yön­de et­ki­le­yen bir di­ğer un­sur da üni­ver­si­te­nin tek­nik im­kân­la­rı­nın ye­ter­siz­li­ği­dir.
Ak­soy ko­nuş­ma­sı­nın de­va­mın­da İran si­ne­ma­sı üze­ri­ne de de­ğer­len­dir­me­ler­de bu­lun­du. İran’ın en par­lak yö­net­men­le­rin­den -Eli Hak­kın­da fil­mi­nin yö­net­me­ni- As­gar Fer­ha­di’nin hem halk ta­ra­fın­dan be­ğe­nil­di­ği­ni hem de film­le­ri­nin ka­li­te­li ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. Me­cid Me­ci­di’nin sü­rek­li ken­di­ni tek­rar­la­yan film­ler yap­mak­la, Ab­bas Ki­ya­rüs­te­mi’nin ise Ba­tı’ya göz kırp­mak­la eleş­ti­ril­di­ği­ni ifa­de et­ti. Ti­yat­ro kö­ken­li Beh­ram Bey­za­i’nin film­le­rin­de de te­at­ral bir ya­pı ol­du­ğu tes­pi­ti­ni ak­tar­dı. Ay­rı­ca Ca­fer Pe­na­hi, Dar­yuş Mehr­cui ve Sa­mi­ra Mah­mel­baf gi­bi mu­ha­lif ta­vır­la­rıy­la dik­kat çe­ken yö­net­men­ler­den de kı­sa­ca bah­set­ti.
Ak­soy, Türk film­le­ri­nin İran’da bul­du­ğu kar­şı­lık­tan da bah­set­ti. Si­ne­ma öğ­ren­ci­le­ri en be­ğe­ni­len Türk yö­net­men­le­rin­den bi­ri­nin, Nu­ri Bil­ge Cey­lan ol­du­ğu­nu; Yıl­maz Gü­ney’in Yol (1981) fil­mi­nin de ay­nı çev­re­ler­ce bi­lin­di­ği­ni an­lat­tı. İran’da ya­ban­cı film­ler viz­yo­na gi­re­me­se de ka­li­te­li olan­la­rın dev­let te­le­viz­yo­nun­da ya­yın­lan­ma im­kâ­nı bul­du­ğu­nu be­lir­te­rek Se­mih Kap­la­noğ­lu’nun Yu­mur­ta (2007) ve Süt’ünün (2008), Yıl­maz Er­do­ğan’ın Vi­zon­te­le Tuu­ba’sının (2003) te­le­viz­yon­da ya­yın­la­nan Türk film­le­ri ara­sın­da yer aldığını söyledi. Ay­rı­ca Sır Ka­pı­sı ve Hak­kı­nı He­lal Et gi­bi Türk di­zi­le­ri­nin de İran’da ya­yın­lan­dı­ğı­nı ve halk ta­ra­fın­dan da ol­duk­ça rağ­bet gör­dü­ğü­nü ifa­de et­ti.
Film­le­rin fi­kir ve an­lam dün­ya­sı­na iliş­kin bir so­ru üze­ri­ne Ak­soy “gö­rü­ne­nin öte­si” an­la­mın­da­ki mâ­ve­râ söz­cü­ğü bağ­la­mın­da, İran si­ne­ma­sın­da­ki si­ne­ma-i mâ­ve­râ kav­ra­mı­na dik­kat çe­ke­rek, bu­nu Me­ci­di film­le­riy­le ör­nek­len­dir­di.
Fey­za Ak­soy’a gö­re İran si­ne­ma­sı sek­tör­leş­me yo­lun­da ve bu du­rum ko­nu­la­rın faz­la­ca tek­ra­rı­na yol açı­yor. An­cak her şe­ye rağ­men İran­lı­lar, güç­lü sa­nat­çı­lar çı­kar­ma­ya de­vam ede­cek, çün­kü sa­na­ta yat­kın, kül­tür ve geç­miş­le­ri­ne düş­kün bir top­lum. İran si­ne­ma­sı ya­ban­cı gö­züy­le iz­len­di­ğin­de otan­tik ge­le­bi­lir ya da ör­ne­ğin Ca­fer Pe­na­hi’nin si­ya­sî di­li eleş­ti­rel ve pro­pa­gan­dist bu­lu­na­bi­lir di­yen Ak­soy, içe­ri­den ba­kıl­dı­ğın­da fil­min han­gi yö­nü­nün sa­nat­çı­nın ba­kı­şı­nı, ne­re­si­nin o top­rak­la­ra öz­gü at­mos­fe­ri yan­sıt­tı­ğı­nı da­ha iyi an­la­ma­nın müm­kün ol­du­ğu­nu ifa­de et­ti.
Son ola­rak Ha­yal Per­de­si Si­ne­ma Atöl­ye­si’nin ça­lış­ma­la­rı­na da de­ği­nen Ak­soy, ken­di­si­nin de geç­miş­te bu et­kin­lik­le­re ka­tıl­dı­ğı­nı, eği­tim sü­re­cin­de de bu tec­rü­be­den ol­duk­ça fay­da­lan­dı­ğı­nı, bir grup dâ­hi­lin­de ya­pı­lan film oku­ma­la­rı­nın ay­nı fil­mi de­fa­lar­ca iz­le­mek­ten da­ha is­ti­fa­de­li ol­du­ğu­nu be­lir­te­rek söy­le­şi­si­ni ta­mam­la­dı.
 

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.