Türkiye-AB Müzakereleri Sürecinde Türkiye-İspanya İlişkileri

Akın Özçer

8 Mayıs 2010
De­ğer­len­dir­me: Ebru Afat
 
İs­pan­yol­ca ile İs­pan­ya ta­ri­hi ve si­ya­se­ti­ne iliş­kin de­rin bil­gi­si­nin ya­nı sı­ra Tür­ki­ye’nin AB ile iliş­ki­le­ri­nin ge­liş­me­si­ne yap­tı­ğı kat­kı­lar­la ta­nı­nan emek­li dip­lo­mat Akın Öz­çer, Tür­ki­ye-İs­pan­ya iliş­ki­le­ri ve iki ül­ke­nin ya­kın si­ya­sî ta­ri­hin­de­ki pa­ra­lel­lik­ler bağ­la­mın­da ufuk açı­cı bir ko­nuş­ma yap­tı. Ge­rek İs­pan­ya’da­ki ay­rı­lık­çı mil­li­yet­çi­lik­ler ge­rek­se bu ül­ke­nin as­ke­rî yö­ne­tim son­ra­sı de­mok­ra­tik­leş­me sü­re­ci ko­nu­sun­da uz­man olan Öz­çer’in Eus­kal Her­ri­a: İs­pan­ya Si­ya­si Ta­ri­hin­de Bask Mil­li­yet­çi­li­ği (2 cilt, Do­ğan Ki­tap, 1999) ve Ço­ğul İs­pan­ya: Ana­ya­sal Sis­te­mi ve Ay­rı­lık­çı Te­rör­le Mü­ca­de­le Mo­de­li (İm­ge, 2007) ad­lı ki­tap­la­rı bu­lu­nu­yor. Ay­rı­ca News­we­ek Tür­ki­ye der­gi­sin­de gün­cel me­se­le­le­ri de­ğer­len­di­ri­yor.
Öz­çer söz­le­ri­ne, 1995’te İs­pan­ya’nın AB Dö­nem Baş­ka­nı ol­ma­sıy­la bir­lik­te iv­me ka­za­nan Tür­ki­ye-İs­pan­ya iliş­ki­le­ri­nin, bun­dan on yıl ön­ce­si­ne gö­re çok ge­liş­ti­ği ve çe­şit­len­di­ği­ni be­lir­te­rek baş­la­dı. Ar­dın­dan İs­pan­ya’nın AB üye­li­ği ve de­mok­ra­tik­leş­me sü­re­ci­nin sey­ri­ni ana hat­la­rıy­la or­ta­ya koy­du.
İs­pan­ya’yı So­ğuk Sa­vaş bo­yun­ca Av­ru­pa si­ya­se­ti­nin pe­ri­fe­ri­sin­de bı­ra­kan as­ke­rî dik­ta yö­ne­ti­mi, İkinci Dün­ya Sa­va­şı’nın he­men ön­ce­sin­de ya­şa­nan İs­pan­ya İç Sa­va­şı’nı (1936-39) Cum­hu­ri­yet­çi­le­rin kay­bet­me­siy­le ül­ke­ye hâ­kim ol­du. Ken­di­si için “El Cau­dil­lo/Şef, Ön­der” ni­te­le­me­si­ni kul­la­nan ve 1947’de “İs­pan­ya Kral­lı­ğı’nın Nai­bi” sı­fa­tı­nı alan dik­ta li­de­ri Ge­ne­ral Fran­cis­co Fran­co, özel­lik­le La­tin Ame­ri­ka’da çok et­ki­li olan cau­dil­lis­mo (oto­ri­ter, po­pü­list si­vil/as­ker li­der­lik) ge­le­ne­ği­nin İs­pan­ya’da­ki ör­ne­ğiy­di.
1975’te Fran­co’nun ölü­mü­nün ar­dın­dan, Ju­an Car­los’un Kral ve Dev­let Baş­ka­nı ol­ma­sı ve 1976’da Adol­fo Suá­rez’in baş­ba­kan ola­rak atan­ma­sıy­la baş­la­yan İs­pan­ya’nın de­mok­ra­si­ye ge­çiş sü­re­ci, Ekim 1982’de dü­zen­le­nen ge­nel se­çim­ler ile ta­mam­lan­dı. Bu sü­re­cin dö­nüm nok­ta­la­rı, ser­best se­çim­ler ve ye­ni ana­ya­say­dı. Bü­tün an­ti­de­mok­ra­tik ku­rum­lar ve ka­nun­lar kal­dı­rıl­dı, ya­sak­la­nan bü­tün si­ya­sî par­ti­ler ye­ni­den açıl­dı ve 1977’de ya­pı­lan de­mok­ra­tik se­çim­ler­le olu­şan par­la­men­to ta­ra­fın­dan ha­zır­la­nan ye­ni İs­pan­ya ana­ya­sa­sı, 1978’de­ki re­fe­ran­du­mun ar­dın­dan yü­rür­lü­ğe gir­di. Ye­ni ana­ya­sa­nın ha­zır­lan­ma sü­re­ci ve de­mok­ra­tik hu­kuk dev­le­ti üze­rin­de önem­le du­ran Öz­çer’e gö­re İs­pan­ya, ana­ya­sa­la­rın –de­mok­ra­tik ol­mak kay­dıy­la– ku­ru­cu mec­lis­ler ta­ra­fın­dan ya­pıl­ma­sı ge­rek­me­di­ği­nin ba­şa­rı­lı bir ör­ne­ği.
De­mok­ra­tik ana­ya­sa­yı or­ta­dan kal­dır­ma­ya dö­nük bir dar­be gi­ri­şi­mi, or­du­da hi­ye­rar­şi dı­şı­na çı­kan bir grup as­ker ta­ra­fın­dan 23 Şu­bat 1981’de İs­pan­yol Tem­sil­ci­ler Mec­li­si’nin ba­sıl­ma­sıy­la ger­çek­leş­ti. Ül­ke­yi bö­lün­me­ye sü­rük­le­di­ği ge­rek­çe­siy­le –ki 1978 Ana­ya­sa­sı Bask, Ka­ta­lan­ya ve Ga­liç­ya böl­ge­le­ri­ne si­met­rik özerk­lik ge­ti­ri­yor­du– de­mok­ra­tik yö­ne­ti­me is­yan eden bu gru­bun dar­be gi­ri­şi­mi, Ju­an Car­los’un en­gel­le­me­siy­le ba­şa­rı­ya ula­şa­ma­dı ve 29 or­du men­su­bu yar­gı­lan­dı. Bun­dan son­ra İs­pan­ya’da as­ker-si­vil iliş­ki­le­ri­nin de­mok­ra­tik­leş­me sü­re­ci­ne uy­gun bir şe­kil­de ye­ni­den ta­nım­lan­ma­sı sü­re­ci hız­lan­dı. Or­du doğ­ru­dan Mil­li Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı’na bağ­la­na­rak as­ke­rin sis­tem için­de­ki özerk­li­ği kal­dı­rıl­dı. As­ke­rin iç gü­ven­lik­ten çe­ki­le­rek ta­ma­men yurt sa­vun­ma­sı­na ve ulus­la­ra­ra­sı mis­yon­la­ra odak­lan­ma­sı sağ­lan­dı. 1989’da çı­ka­rı­lan As­ke­rî Müf­re­dat Ka­nu­nu ile as­ke­rî eği­tim prog­ra­mı­nın müf­re­da­tı si­vil­ler ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir hâ­le gel­di.
De­mok­ra­tik­leş­me sü­re­cin­den ge­çen İs­pan­ya, Av­ru­pa Eko­no­mik Top­lu­lu­ğu’na (AET) üye­lik he­de­fi­ni de gün­de­mi­ne al­dı. As­ke­rî dik­ta­tör­lük ile yö­ne­til­di­ği için da­ha ön­ce red­de­dil­di­ği AET’ye 1977’de bir kez da­ha baş­vur­du. Uzun ve ol­duk­ça zor­lu bir sü­re­cin ar­dın­dan 1986’da Por­te­kiz ile bir­lik­te AET üye­si ol­du.
İs­pan­ya’nın AET/AB üye­lik sü­re­cin­de­ki ve son­ra­sın­da­ki söy­lem­le­ri­ni, Tür­ki­ye’nin söy­lem­le­ri ile kar­şı­laş­tır­ma­lı bir şe­kil­de izah eden Öz­çer, iki ül­ke­nin po­li­ti­ka­la­rı ara­sın­da­ki pa­ra­lel­lik­le­re de dik­kat çek­ti. İs­pan­ya ve Por­te­kiz’in ger­çek an­lam­da Av­ru­pa­lı ol­ma­dı­ğı­nı öne sü­ren Fran­sız po­li­ti­ka­cı­la­ra kar­şı İs­pan­yol po­li­ti­ka­cı­lar, sü­rek­li ola­rak İs­pan­ya’nın Av­ru­pa­lı­lı­ğı­na vur­gu ya­pı­yor­lar­dı; bu­gün de Tür­ki­ye, Fran­sa ve Al­man­ya’nın ben­zer tez­le­ri­ne Av­ru­pa­lı ol­du­ğu id­di­asıy­la kar­şı çı­kı­yor. Ay­rı­ca, İs­pan­ya Av­ru­pa ile Ak­de­niz ve Av­ru­pa ile La­tin Ame­ri­ka ara­sın­da bir köp­rü ol­du­ğu­nu id­di­a et­ti­ği gi­bi Tür­ki­ye de Do­ğu ile Ba­tı ara­sın­da bir köp­rü ol­du­ğu­nu ifa­de edi­yor.
Ta­rih­sel ola­rak İs­pan­ya hep bir Ak­de­niz gü­cü ola­gel­di. Ay­rı­ca 15. yüz­yı­lın son­la­rın­dan iti­ba­ren La­tin Ame­ri­ka’da bir sö­mür­ge im­pa­ra­tor­lu­ğu ku­ra­rak 19. yüz­yı­lın so­nu­na ka­dar bu böl­ge­yi doğ­ru­dan ida­re et­ti. İs­pan­ya, iş­te bu ta­rih­sel geç­mi­şi­ne da­ya­na­rak ken­di­si­ni, AB’nin Ko­pen­hag Kri­ter­le­ri’ni La­tin Ame­ri­ka’ya ak­ta­ran ül­ke po­zis­yo­nu­na oturt­ma­ya ça­lı­şı­yor. Di­ğer yan­dan İs­pan­ya, Tür­ki­ye üze­rin­den Or­ta­do­ğu ve Or­ta As­ya’ya açı­lır­ken; Tür­ki­ye de İs­pan­ya üze­rin­den La­tin Ame­ri­ka’ya açı­lı­yor. İs­pan­ya Baş­ba­ka­nı Za­pa­te­ro’nun, Baş­ba­kan Tay­yip Er­do­ğan ile bir­lik­te Me­de­ni­yet­ler İt­ti­fa­kı çer­çe­ve­sin­de İs­lâm Dün­ya­sı ile Hris­ti­yan Ba­tı ara­sın­da­ki ön­yar­gı ve prob­lem­le­ri aşıp kar­şı­lık­lı di­ya­lo­ğun ge­liş­ti­ril­me­si yö­nün­de­ki ça­ba­la­rı, bu­nun bir yan­sı­ma­sı.
İs­pan­ya, 1990’la­rın so­nun­dan be­ri AB’nin te­mel­le­ri­ni atan Fran­sa-Al­man­ya iki­li­si­nin Av­ru­pa’da­ki ege­men­li­ği­ne kar­şı mü­ca­de­le yü­rü­tü­yor ve bu çer­çe­ve­de Tür­ki­ye’nin AB üye­li­ği­ni des­tek­li­yor. Tür­ki­ye’nin İs­pan­ya ile iliş­ki­le­ri­nin ge­liş­me­sin­de AB çı­pa­sı çok önem­li. Öz­çer tam bu nok­ta­da, Tür­ki­ye’nin tüm Av­ru­pa ku­ru­luş­la­rı için­de yer al­ma­sı­na rağ­men AB’nin ba­zı ko­şul­la­rı­nı ye­ri­ne ge­tir­me hu­su­sun­da, “ken­di­ne öz­gü ko­şul­la­rı”nı öne sü­re­rek ayak di­re­me­si­nin, AB üye­li­ği­ni zor­laş­tır­dı­ğı­na vur­gu yap­tı. Tür­ki­ye’nin, İs­pan­ya’nın de­mok­ra­tik­leş­me de­ne­yim­le­ri­ni dik­kat­le in­ce­le­me­si ve AB üye­li­ği için da­ha yo­ğun ça­ba har­ca­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni di­le ge­tir­di.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.