İslâmî İlimler 11 Osmanlı’da Ulemanın Bürokratikleşmesi (1300-1600)

Abdurrahman Atçıl

17 Temmuz 2010 
De­ğer­len­dir­me: Halis Kaya
 
Me­de­ni­yet Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi ile Tür­ki­ye Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi’nin or­tak­la­şa dü­zen­le­di­ği top­lan­tı­da Ab­dur­rah­man At­çıl, Chi­ca­go Üni­ver­si­te­si’nde bi­tir­miş ol­du­ğu “The For­ma­ti­on of Ot­to­man Le­ar­ning Class and Le­gal Scho­lars­hip 1300-1600” baş­lık­lı dok­to­ra te­zi­nin bir bö­lü­mü­nü “Os­man­lı Ule­ma­sı­nın Bü­rok­ra­tik­leş­me­si 1300-1600” baş­lı­ğı al­tın­da sun­du. At­çıl, su­nu­mu­nun gi­riş kıs­mın­da, ule­ma­nın ta­nı­mı­nı ve ay­rı bir sı­nıf ola­rak or­ta­ya çı­kı­şı­nın ta­rih­sel ko­şul­la­rı­nı or­ta­ya koy­du. Da­ha son­ra, si­ya­sî meş­ru­iye­tin kay­na­ğı olan din ko­nu­sun­da oto­ri­te ko­nu­mun­da­ki ule­ma sı­nı­fı­nın, oto­nom bir ya­pı ola­rak or­ta­ya çı­kı­şı­nın en önem­li mu­ha­ta­bı­nın si­ya­sî ik­ti­dar ol­du­ğu­nu vur­gu­la­yan At­çıl, Mih­ne Ha­di­se­si’nin iki ta­ra­fın kar­şı kar­şı­ya gel­di­ği ilk va­kı­a ol­du­ğu­nu be­lirt­ti.
At­çıl, su­nu­mu­na ule­ma­nın oto­ri­te­si­ni kuv­vet­len­di­ren ge­liş­me­le­re de­ği­ne­rek de­vam et­ti. Med­re­se­le­rin or­ta­ya çı­kı­şı, ule­ma­nın oto­no­mi­si­ni sağ­la­yan va­kıf im­kân­la­rı­na ka­vuş­ma­sı açı­sın­dan önem­li bir ku­rum­sal ge­liş­me iken; Mo­ğol is­ti­la­sı da, si­ya­sî meş­ru­iye­tin kay­na­ğı ola­rak di­nin ye­ri­ne so­yu ge­tir­me­siy­le baş­lat­tı­ğı şe­ri­at-ya­sa tar­tış­ma­sın­da, ule­ma­nın tar­tış­ma­nın şe­ri­at ta­ra­fı­nı tem­sil et­me­si ne­de­niy­le oto­ri­te­si­ni ön pla­na çı­ka­ran bir ge­liş­me ol­muş­tur.
At­çıl, ça­lış­ma­sı­nın mer­ke­zî kav­ram­la­rın­dan “bü­rok­ra­tik­leş­me­”yi “va­ro­lan po­zis­yon­la­rın hi­ye­rar­şik ola­rak bir dü­ze­ne so­kul­ma­sı ve dev­let hiz­me­ti­nin ge­çi­ci bir ata­ma ola­rak de­ğil, da­ha çok ka­ri­yer ola­rak al­gı­lan­ma­sı” şek­lin­de ta­nım­lı­yor. Os­man­lı’dan ön­ce İs­lâm ül­ke­le­rin­de ol­ma­yan bu ya­pı Mem­lûk­lu­lar ta­ra­fın­dan bel­li bir dü­zey­de ha­ya­ta ge­çi­ril­me­ye ça­lı­şıl­dıy­sa da, Şam ule­ma­sı gi­bi ye­rel ule­ma­nın di­ren­ci ne­de­niy­le ba­şa­rı­lı ola­ma­mış­tı.
Os­man­lı coğ­raf­ya­sın­da­ki ule­ma­dan, sa­de­ce Os­man­lı’nın mer­ke­zin­de bu­lu­nan ya da mer­kez­le iliş­ki içe­ri­sin­de ka­la­rak her da­im mer­ke­zi tem­sil eden ule­ma­yı “Os­man­lı Ule­ma­sı” di­ye ta­nım­la­yan At­çıl, bu­nun dı­şın­da ka­lan­la­ra ör­nek ola­rak da İbn Nu­ceym, Mol­la Fe­nâ­rî, Sey­yid Şe­rif Cür­câ­nî ve Ce­mâ­led­dîn Ak­sa­râ­yî gi­bi âlim­le­ri ve­ri­yor.
At­çıl’a gö­re, İs­tan­bul’un fet­hi da­ha ön­ce Ti­mur­lu­la­ra ye­ni­len Os­man­lı’nın ken­di­si­ne ba­kı­şın­da çok kök­lü bir de­ği­şim mey­da­na ge­tir­di. İm­pa­ra­tor­luk viz­yo­nuy­la si­ya­se­ti­ne yön ver­me­ye baş­la­yan Fa­tih, dev­let­te mer­ke­zi­yet­çi bir sis­tem in­şa et­me­ye baş­la­dı. Ule­ma sı­nı­fı da bü­rok­ra­tik­le­şe­rek bu sis­tem­de­ki ye­ri­ni al­mış ol­du. Mer­ke­zi­yet­çi ya­pı­ya ge­çiş­te­ki önem­li adım­lar­dan bi­ri­si de ba­zı va­kıf­la­rınnesh yo­luy­la mî­rî top­ra­ğa dö­nüş­tü­rül­me­siy­di. Alı­nan bu tür ön­lem­ler­le çe­şit­li güç odak­la­rı ve kay­nak­la­rı kon­trol al­tın­da tu­tu­lu­yor­du.
Mer­ke­zi­yet­çi­lik yö­nün­de­ki en önem­li adım­lar­dan bi­ri­nin de Fa­tih Ka­nun­na­me­si ol­du­ğu­nu be­lir­ten At­çıl, Ka­nun­na­me’nin otan­ti­se­si tar­tış­ma­la­rı­na de­ğin­se de, ken­di­si açı­sın­dan önem­li olan ka­nun­na­me­nin üçün­cü bö­lü­mün­de­ki dev­let me­mur­la­rı­nın hi­ye­rar­şi­si ve ata­ma ku­ral­la­rı üze­rin­de dur­du. Me­mu­ri­yet ma­kam­la­rı­nın ve ata­ma­la­rın ka­nu­na bağ­lan­ma­sı, sis­tem­de bir ön­gö­rü­le­bi­lir­lik oluş­tur­du­ğu için hem sis­tem için­de­ki hem de sis­tem dı­şın­da­ki ule­ma­da bir bek­len­ti oluş­tur­muş ve bu da mer­kez et­ra­fın­da bir bağ­lı­lık ve ta­lip­lik hal­ka­sı mey­da­na ge­ti­re­rek mer­ke­ze güç sağ­la­mış­tır.
İkin­ci Ba­ye­zid ve Ya­vuz dö­ne­min­de ada­let ve ka­nu­na ya­pı­lan vur­gu­nun art­mış ol­ma­sı­na dik­kat çe­ken At­çıl, bu sa­ye­de ule­ma­nın da­ha oto­nom bir sta­tü­ye ka­vuş­tu­ğu­nu ve sul­tan­la iliş­ki­le­rin da­ha gay­ri­şah­sî/res­mî bir ma­hi­yet ka­zan­dı­ğı­nı ifa­de et­ti. Bu­na de­lil ola­rak da, bu dö­nem­de ya­pı­lan ata­ma­la­rın ka­nu­na uy­gun ola­rak ya­pıl­mış ol­ma­sı­nı gös­ter­di. Ay­rı­ca, bu dö­nem­de İs­lâm top­rak­la­rın­da­ki ida­rî is­tik­rar­sız­lık­lar ve Os­man­lı’da­ki pat­ro­naj sis­te­mi ule­ma­nın Os­man­lı’ya yö­nel­me­si­ne ne­den ol­muş­tur.
Ka­nu­ni dö­ne­min­de en dik­kat çe­ki­ci ge­liş­me­nin bü­rok­ra­tik ya­pı­nın hem ge­niş­le­me­si hem de ge­liş­me­si ol­du­ğu­nu be­lir­ten At­çıl, bu ge­liş­mey­le bir­lik­te ule­ma­nın ted­ris ve ka­za alan­la­rın­da­ki rol­le­ri­nin da­ha da ön pla­na çık­tı­ğı­nı be­lirt­ti. Bu ge­niş­le­me­de fet­he­di­len Arap top­rak­la­rı­nın da et­ki­si ol­muş­tu. Ka­zaî fa­ali­yet­ler da­ha ön­ce­le­ri bah­se ko­nu olan böl­ge­den se­çi­len ve mer­kez­den onay­la­nan ye­rel ule­ma ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­lür­ken, ar­tık mer­kez­den gön­de­ri­len ule­ma bu fa­ali­yet­le­ri üst­len­me­ye baş­la­dı.
Bu­nun dı­şın­da, Ka­nu­ni dö­ne­min­de or­ta­ya çı­kan ye­ni bü­rok­ra­tik tek­nik­le­rin do­ğur­du­ğu ye­ni uz­man­lık­la­ra da de­ği­nen At­çıl, ule­ma­nın bu dö­nem­de bü­rok­ra­tik ve ma­lî iş­le­rin gö­rül­dü­ğü mer­kez­ler­den gi­de­rek uzak­laş­tı­rıl­dı­ğı­nı ak­tar­dı. Bu bü­rok­ra­tik mer­kez­ler ken­di uz­man­la­rı­nı şa­kird-kal­fa sis­te­mi ara­cı­lı­ğıy­la ken­di­le­ri ye­tiş­tir­me­ye baş­la­dı­lar. Bu­nun bir so­nu­cu ola­rak il­miy­ye ken­di için­de da­ha faz­la ku­rum­sal­laş­mış­tır.
At­çıl’a gö­re, “Os­man­lı ule­ma­sı” de­nen tip bü­tün un­sur­la­rıy­la (Os­man­lı gi­bi gi­yi­nen, dav­ra­nan, his­se­den) bu dö­nem­de or­ta­ya çık­mış­tır. Bun­lar için ka­nu­na ve ge­le­ne­ğe ita­at çok önem­liy­di. Bü­rok­ra­si­de en üst ma­kam­la­ra çık­mış olan­la­rın ve­re­bil­di­ği ve ter­fi için ge­rek­li olan “mü­lâza­met bel­ge­si” uy­gu­la­ma­sı sa­ye­sin­de mer­kez, kül­tü­rü­nü yay­ma ve ide­al tip­le­ri­ni ye­tiş­tir­me me­ka­niz­ma­sı oluş­tur­muş­tu.
Su­nu­mu­nun so­nun­da At­çıl, bah­se­di­len bü­rok­ra­tik­leş­me­yi ne­den Os­man­lı’nın ba­şa­ra­bil­diği so­ru­su­na; “zira Os­man­lı mev­cut bir med­re­se sis­te­mi­nin ol­ma­dı­ğı Hris­ti­yan top­rak­la­rı­na doğ­ru ge­niş­le­miş ve bu­ra­da ken­di sis­te­mi­ni in­şa ede­bil­me ola­na­ğı bul­muştur.” ce­va­bı­nı ve­re­rek su­nu­mu­nu nok­ta­la­dı.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.