- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 73 YIL: 2010
- SEYRÜSEFER
SEYRÜSEFER
Princeton Postası
Serhat Aslaner
14 Şubat 2010. 9 ay 10 günlük Amerika seferinin ilk günü. Sabah 10.30 civarlarında kalkan uçağımız 14.30 gibi New York J. F. Kennedy Havalimanı’na iniş yaptı. Vakıa doğu vilayetlerimizin erken iftar açması vesilesi ile ne idüğünü anladığımız meridyen farkından kaynaklanan saat farklılığını, ziyadesiyle tecrübe ediyoruz. 11 saat süren yolculuk meğer 4 saat sürmüş, ömrüm 7 saat uzamış gibi… Güneşli bir hava ve fakat aynı zamanda keskin bir ayaz. Bir türlü öteleyemediğim –hararetten mütevellid– çay içme arzusu, altındaki dört tekerin dördünün de bir işe yaramadığı bavulum ve elimdeki kaba yol tarifi ile New Jersey/Princeton’a revan oluyorum. Yol, iz bilmezliğimi hesaba katarsak benimkisi “revan olmak”tan ziyade “Ya nasip” deyip yola düşmek. Gelgelelim her ne kadar yol, iz bilmesem de karamsar değilim. Darda kaldığım zamanlarda, ellerinde adresleri dahi olmaksızın Avrupalara giden Jön Türkler ve bâhusus Amerika’yı teşrif eden Ubeydullah Efendi hatırıma geliyor ve ferahlıyorum. Haddizâtında fakir de onlarla hemdem olmaya gayret etmiyor muyum?! Al işte bana fırsat… Havalimanından dışarıya adım atar atmaz şöyle bir durup etrafa bakıyorum. “Ulan Amerika ya ben seni fethedeceğim ya sen beni” makamında değilim ama herhalde bu durup bakmada Yeşilçam filmlerindeki Haydarpaşa sahnelerinin de etkisi olsa gerek. Aman efendim, limuzinlerin biri geliyor biri gidiyor…
(Makalenin tamamını okumak için "indir"e tıklayınız.)
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ