- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- DÎVÂN ARŞİV
- SAYI 30 YIL: 2011
SAYI 30 YIL: 2011
21 Haziran 2011 Salı
Gazzâlî hakkında, İslam düşünce tarihinin başka hiçbir büyük siması hakkında sahip olmadığımız kadar “sözde kesin ve genel-geçer” yargılara sahip olsak da bunların pek çoğunun hakkıyla sorgulandığını ya da temellendirildiğini söylemek hayli zordur. Bu yargıların en meşhuru, “Gazzâlî’nin felsefeye yönelttiği eleştirinin, İslam medeniyetinde felsefenin ve dolayısıyla bilimin hayatiyetini kaybetmesine yol açtığı” şeklindedir. Gazzâlî ile birlikte mantığın İslamî ilimlerin ayrılmaz bir parçası haline geldiği, Gazzâlî’nin tasavvuf sünnîleştirdiği, nedensellik ilkesini reddederek bilimin önüne set çektiği, kelâmı yadsıdığı, tasavvufu hakikate götüren yol olarak değerlendirmesiyle İslam düşüncesinin mistik bir istikamette ilerlemesine yol açtığı, siyasetin emrinde bir hayat sürdüğü, iktidarı meşrulaştıran bir siyaset anlayışını pekiştirdiği türünden pek çok yargıyla bu listeyi uzatmak mümkündür.
Bu yargıların sorgulanmasına vesile olmasını ümit ettiğimiz Gazzâlî sayılarımızın ilkinde, bu çerçevede iki İngilizce makaleye ve bir bibliyografya çalışmasına yer veriyoruz.
Dîvân: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi
Sunuş metninin devamı ve yazıların özetleri için bkz.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ