BSV, BAHARI ÇOCUK VE SANAT BULUŞMASIYLA KARŞILADI

16 Mart 2009 Pazartesi

 

Etkinliğin omurgasını oluşturan “Çocuk Dilinde Sanat” başlıklı panel, vakfın Vefa’daki merkezinde gerçekleştirildi. Program, ihmal edilmiş bir konuyu gündeme getirmek, çocuk gerçekliğinde sanat ürünlerinin nasıl algılandığını tartışmak ve çocuk yayıncılığını bu açıdan sorgulamak amacını taşıyordu.

 

Sanat Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği panel, Mustafa Özel’in alışılmadık tarzdaki açış konuşmasıyla başladı. “Çocukluğun Ekonomisi, Sosyolojisi, Psikolojisi, Epistomolojisi, Mitolojisi ve Metafiziği” başlığıyla sunulan metnin içindeki bu ‘ciddi yüzlü’ sözlerin altında, dinleyicileri, dev şairlerin ‘çocuk-luğu’ anlattıkları usta işi şiirleri bekliyordu. “Çocuk Dilinde Sanat”, konusuna yakışır bir biçimde, her anında beklenmedik unsurlar barındıran bir toplantı olacağının işaretini en başından verdi.

 

Mor Ağaç Yapraklarını Takdir Etmeyi Öğrendiğimizde Çok Şey Değişecek

 

Ali Pulcu’nun yönettiği panelde ilkin Fatih Erdoğan, yazar ve yayıncı kimliğiyle, ülkemizde bireylerin çocukluk dönemlerinden itibaren kitapla olan ilişkisizliğini etkili bir biçimde vurguladı,  Bugünkü Çocuklar ve Edebiyat” başlığını taşıyan sunumunda çocuklara yönelik edebiyatın dünü ve bugününü değerlendirdi. Yazarla çocuk tabiatının birbirine benzerliğini dillendiren Erdoğan, mevcut sorunların düzelmesi için yazarlara ve çocuklara yönelik, yüksek dozda beklentiler oluşturulmaması gerektiğini söyledi. Yazar, gittikçe incelen sorularıyla dinleyenleri de meselenin üzerinde düşünmeye sevketti. “Sırf canı öyle istediği için ağacın yapraklarını mor renge boyayan çocuğu takdir ettiğimiz zaman herkes daha çok kitap okuyacak.” cümlesiyle sözlerine bir noktalı virgül koyan yazar, konuşmasını, “Bir Küçücük Oğlancık” başlıklı fevkalade bir metinle noktaladı.

 

On yıldır Ihlamur Kasrı’nda çocuklara resim eğitimi veren ressam Emel Kehri, “Çizgilerin Çocuklar Üzerindeki Büyülü Etkisi” başlıklı sunumunda çizgilerin çocuk dünyasındaki yansımalarını sanatçı penceresinden yorumladı. Ihlamur Kasrı’ndaki resim atölyesinde yapılan çalışmalardan örneklerle renklendirdiği konuşmasında, kendisinin eğitim verdiği çocuklardan edindiği izlenimleri aktardı. Çocukların kendi ürünlerini ortaya koymaları ve bu süreçte kendilerini değerlendirmeleri, günün en kulak kesilerek dinlenilen bölümlerindendi.

 

Çizer Osman Turhan ise, “Çocuk Ressamlar ve Çocukların Görsel Algıları” başlığı altında, kitaplar konusunda en az besin maddeleri kadar seçici olunması gerektiğini belirtti. Karar mekanizmasının başında duran anne babaların bir kitaba görsel açıdan da emek verildiğine dikkat etmelerinin altını çizdi. Mevlana İdris’in Kardan Tavşan kitabına yaptığı illüstrasyonlar üzerinden, bir çizerin ağzından çocukların dünyasına nasıl girdiğini duymayı umuyorduk ama ne yazık ki bunu Turhan’dan dinleyemedik. Bu değişikliğin gerekçesi, çocukların resimleriyle dünyalarının tüm zenginliğini ortaya koydukları bir ortamda, bir sanatçının bile kendisini anlatmaktan kaçınmasıydı.

 

Konuya ilişkin akademik bakış ise Dr. Nilgün Canel tarafından aktarıldı. Rehberlik ve Psikolojik danışmanlık bölümünde öğretim üyeliği yapan Canel, “Sanatın Çocuk Gerçekliğindeki Yansımaları” başlıklı sunumunda önce çocukların sanat algısının nasıl oluştuğuna değindi. Bu kısımda, çocukların niçin resim çizdikleri, hangi dönemden itibaren hayal gücünden söz edilebileceği gibi merak edilen soruları irdeledi. Çocuk için resim, oyun demekti; oyunsa çocuğun bütün dünyasıydı. O halde resim, çocuğun duygusal ve düşünsel dünyasını yansıttığı bir oyundu. Konuşmasının ikinci kısmında çocuklardaki yaratıcılığın dönemlerine göre hangi evrelerden geçtiğini anlatan Canel’in sunumu, ilgiyle takip edildi.

 

Programın en ilgi çekici sürprizlerinden biri, anaokulundaki çocuklarla kendi çizdikleri resimler üzerine yapılan söyleşilerin yer aldığı kısa film gösterisiydi. Çocukların bütün saflığıyla ortaya koydukları çizgileri ve cümleleri çok da fazla söze mahal bırakmıyordu aslında; büyüklerin kendileri hakkındaki onca teori ve yorumlarının  -en kestirmeden- ete kemiğe bürünmüş hâliydi.

 

Gülümsemeye bir Adım

 

“Çocuk ve Sanat Buluşması”na elbette çocuklar da dahildi; onlar bir cumartesi günü boyunca resim ve masallarla haşır neşir oldular. Erdem Yayınları’ndan Özlem Mumcuoğlu’yla, masal sandığından çıkan objelerden yola çıkarak masalların dünyasında gezindiler, Reza Hemmatirad’la boyalara ellerini daldırıp gönüllerince eğlendiler. Meselenin asıl öznelerine, çocuklara da yer açmak, büyüklerin ayak uydurmakta zorlanmasına sebep olsa da, şunu öğrendik ki çocuklar ufak aksaklıkları hoş görüyor, emekleri asla görmezden gelmiyorlardı.

 

 Çocuklardan ve sanattan dem vuran bir “buluşma”da Ali Pulcu’nun renkli yorumlarıyla güleryüzlülüğün tescillendiği panel, katılımcılarında kalıcı bir iz bırakacağa benziyor. Bilim ve Sanat Vakfı, tarihinde ilkleri yaşarken, çocukların mutlu ayrıldığı bir günde bizim payımıza da bir kazanç düşmüştü: gülümsemeyi hatırlamak… İlk adımları atılan bu verimli toplantıların devamının gelmesi, siyaset ve ekonomi gündemiyle meşgul olurken kimileyin daralan zihnimizde çocukların ve sanatın daha çok yer edinebilmesi umuduyla…

 

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.