SAM YAYINLAR

Yücel Çakmaklı ile Milli Sinema Üzerine

 

Sanat Araştırmaları Merkezi

Yücel Çakmaklı ile Milli Sinema Üzerine, 2008.

BSV'nın Notlar serisinin sekizincisi Sanat Araştırmaları Merkezi tarafından Yücel Çakmaklı ile Milli Sinema Üzerine adıyla yayınlandı.

Türk sinemasında 1970 yılı, bu coğrafyanın tarihi dokusuna mündemiç olan maneviyat ikliminin ilk şuurlu adımına başlangıç teşkil etti. Yıllardır dışlanan sahici manevi perspektif, Yeşilçam’ın söylem normları cinsinden olsa da sinemaya, büyük gövdesiyle bir halk sineması görünümünde olan Yeşilçam’a sirayet etti. Bu yıllarda çekeceği filmlerin toplamının ‘Milli Sinema’ tanımlamasıyla literatüre geçecek olan Yücel Çakmaklı, 1964’te yayımlanan Tohum dergisinde yer alan ‘Milli Sinema İhtiyacı’ başlıklı yazısında şöyle bir açıklamada bulunuyordu: “Türk sineması ancak köylüsü ve şehirlisi ile manevi kıymetleri maddeden üstün tutan Müslüman Türk halkının inançları, milli karakterleri, gelenekleri ile yoğrulmuş Anadolu gerçeklerini yansıtan filmler vererek Milli Sinema hüviyetine kavuşabilecektir.” Bu amaçla çıktığı yolda Çakmaklı’nın ilk filmi Şule Yüksel Şenler’in ‘Huzur Sokağı’ romanından uyarladığı ‘Birleşen Yollar’ idi ve film bu akımın takipçileri için bir prototip olagelmişti. Yönetmenin manevi değerlere dönüş temalı diğer filmleri ise şunlardır: Çile, 1972 (Necip Fazıl’ın Deprem hikâyesinden uyarlama); Zehra, 1972 (Necip Fazıl’dan uyarlama); Oğlum Osman, 1973; Diriliş, 1974; Memleketim, 1975.

 

1977’nin özellikle psikolojik, felsefi ve varoluşsal tonlarıyla öne çıkan yapımı, bir Necip Fazıl uyarlaması olan ‘Bir Adam Yaratmak’ olmuştur. Bu film yönetmenin aynı dozda bir daha hiç denemeyeceği ruhi iç dünya tahlilleri, görüntülemenin mizansenle tam uyuşum içinde olması, görsel noktalamaların vurguları tam layıkıyla vermesi, bir karakterin varoluşsal dönüşümü fikri olarak tavizsiz bir biçimde sergilemesi gibi özelliklere sahiptir. 1980’deki ‘IV. Murat’la beraber Çakmaklı’nın uzun soluklu TV dizilerine adım attığını görürüz. TRT’ye yapılan en uzun ve masraflı prodüksiyon ise Osmanlı Devleti’nin kuruluş felsefesini ele aldığı, Tufan Güner ve Tarık Buğra’nın senaryolaştırdığı 1986-1987 tarihli ‘Kuruluş-Osmancık’ adlı çalışmadır.  (Dizi 2000’de, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun 700. Yıldönümüne ithafen sinema versiyonu şeklinde yeniden kurgulanacaktır.) Artık ‘Beyaz Sinema’ olarak tanımlanacak olan ama Yücel Çakmaklı’nın şahsında Milli Sinema olarak devam edegelen sürecin bir örneği 1989’da Feza Film adına, Hekimoğlu İsmail’in aynı isimli eserinden Bülent Oran’ın senaryolaştırdığı ‘Minyeli Abdullah’ ile verilir.

 

30 civarındaki film çalışması, sinemaya yazı ve fikir olarak katkısı ve yeryüzündeki varlık sebebimizi filmleriyle tekrar seyirciye hatırlatması gibi hasletlerle, Yücel Çakmaklı’nın esnek ve insani ruh dünyası Türk sineması için kıymet biçilmez bir değerdir.

 

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.