- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- TALİD ARŞİV
- 12 - Türk Eğitim Tarihi
12 - Türk Eğitim Tarihi
4 Kasım 2008 Salı
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi’nin elinizdeki sayısı, daha önceki sayılarında dolaylı olarak ve ilgili konu çerçevesinde yer verdiği bir hususu; Türk eğitim tarihi literatürünü konu ediniyor. Bu sayıda; Osmanlı’dan Cumhuriyet’e eğitim tarihi alanında ortaya konmuş eserler ve müesseseler; kaynakları, yaklaşımları, müellif ve müessirler, diğer sayılarda ele alınan hususlar da dikkate alınarak, olabildiğince etraflı bir şekilde ortaya konmaya, değerlendirilmeye çalışıldı. Böylece müteakip dönemlerde yapılacak çalışmalar açısından bir başvuru kaynağı olmayı hedefledik.
Derginin bu sayısındaki yazılar, diğerlerinde olduğu gibi, ana hatları ile; değerlendirmeler, söyleşiler, kaynaklar ve tanıtımlar olmak üzere dört grup halinde tasnif edildi ve sıralandı.
Değerlendirme yazılarının ilki Mehmet Ö. Alkan’a ait. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e eğitim kurumlarının geçirdiği değişim ve -özellikle ideolojik- dönüşümü istatistikî verileri ve ders kitaplarını merkeze alarak tartışan Alkan, Osmanlı tecrübesinin Cumhuriyet’e bıraktığı mirası ve dolayısı ile Osmanlı modernleşme tecrübesi ile Cumhuriyet tecrübesi arasındaki sürekliliği vurgulaması itibari ile önemli tespitlerde bulunuyor.
Klasik dönem Osmanlı sıbyan mektepleri üzerine yaptığı çalışmalarda tebarüz eden Mefail Hızlı, bu sayıda “Osmanlılarda İlköğretimin Tarihi” adlı çalışması ile sıbyan mekteplerini, bir konu olarak sıbyan mekteplerinin kaynaklarını ve sıbyan mektepleri literatürünü değerlendiriyor.
Tasavvuf tarihi çalışmalarının önemli isimlerinden Mustafa Kara, 1925 yılına kadar eğitim müesseseleri içerisinde önemli bir yer işgal eden tekkelere, tekke eğitiminin öne çıkan yönlerine ve tekke eğitimi çerçevesinde en temel eserlere “Tekke Eğitimi ve Literatürü” başlıklı yazısı ile yer veriyor. Tekkeler ve medreseler dışında, saray, konak, kütüphane, darüşşifa, kütüphane gibi aynı zamanda sivil birer eğitim müesseseleri olan kurumlar ile ilgili literatür ise Salim Aydüz tarafından ele alınıyor.
“Osmanlı İmparatorluğu’nda Gayrımüslimlerin Eğitimi Üzerine” başlıklı yazısında Gayrimüslim Osmanlı teb‘asının eğitimine ve ilgili literatüre değinen Macit Kenanoğlu, Rum, Ermeni ve Yahudilerin eğitim kurumlarını ve ilgili literatürünü değerlendirirken literatürün barındırdığı problemler ve bu problemlerin kökenlerine ilişkin önemli tespitlerde bulunuyor. Özellikle 19. yüzyıl sonrasında sayılarında ciddi bir artış gözlenen yabancı okullar ve bu konuda oluşan literatür ise Ayşe Aksu’nun “Türkiye’deki Yabancı Okullar Üzerine Yapılan Çalışmalar” isimli çalışmasında irdeleniyor. Aksu 1980 yılını bir dönüm noktası olarak aldığı yazısında kapsamlı ve açıklamalı bir de bibliyografya sunuyor.
Osmanlı modernleşmesi ve hususen eğitimde modernleşme çerçevesinde önemli gelişmelerin yaşandığı ve ağırlıklı olarak ideolojik hesaplaşmaların “er meydanı” olan II. Abdülhamid dönemi ve eğitim tarihi literatüründe bu döneme ilişkin tartışmalar Mustafa Gündüz’ün “II. Abdülhamit Dönemi Eğitimi ve İdeolojisi Üzerine Tartışmalar” çalışmasında kapsamlı bir şekilde işleniyor.
II. Abdülhamid, II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde Türkiye’de etkinlikleri giderek artan Rusya Türkleri ile Osmanlı aydınları arasında yaşanan etkileşimin eğitim düşüncesi ve politikaları boyutu ise Ahmet Kanlıdere’nin “Eğitim Merkezli Etkileşim: Osmanlı ve Rusya Türkleri” üzerine yazdığı zengin kaynaklara dayanan çalışmasında inceleniyor.
Mustafa Ergün’ün, ders kitapları ve özgün çalışmalar şeklinde başlıca iki gruba ayırarak Cumhuriyet dönemi eğitim tarihi literatürü çerçevesinde farklı disiplinlerin eğitim tarihine duyduğu ilgiyi ve bu ilginin sonuçlarını ortaya koyduğu “Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi” başlıklı makalesi, Cumhuriyet tarihi boyunca oluşan birikime dair bir fikir vermesi açısından önem taşıyor.
Ali Aslan ve Mustafa Selçuk, Tek Parti dönemini merkeze alarak “Üniversite ve Özerklik: Tek Parti Döneminde Yüksek Öğretim (1923-1946)” başlıklı çalışmalarında Darülfünun’dan Üniversite’ye geçiş sürecine, bu süreç içerisinde gündeme gelen önemli tartışmalardan birisi olarak özerklik konusuna, bu konu etrafında yaşanan tartışmalara dikkat çekiyor ve yazının müteakip bölümüne ilgili literatür ve literatüre dair değerlendirmeleri ilave ediyor.
Elif Ekin Akşit, özellikle Köy Enstitüleri, Millet Mektepleri ve Halkevlerinden hareketle erken dönem Cumhuriyet’in halk eğitimi politikalarını, söz konusu politikaların ulaşabildiği ve ulaşamadığı amaçlarını ve bu çerçevede oluşmuş eserleri “Halk Eğitiminin Başarı ve Başarısızlığı” bağlamında tartışıyor.
Türkiye’de din eğitimi, felsefe eğitimi ve tarih eğitimi tarihi literatürü bu konu kapsamında ele aldığımız diğer hususlardandır. Mustafa Öcal, “Türkiye’de Din Eğitimi Tarihi Literatürü”; İsmail Hakkı Demircioğlu, “Türkiye’de Tarih Eğitiminin Tarihi” başlıklı yazılarıyla söz konusu disiplinlerin eğitiminin tarihini inceliyor ve oluşan literatürü değerlendiriyorlar.
Bu sayımızda ilk sayımızdan beri süregelen söyleşi geleneğimize devam ederek, Türk Eğitimi Tarihi alanında önemli isimlerinden ikisi ile; Mehmet İpşirli ve Yahya Akyüz ile hem kendi serüvenlerini hem de konuya ilişkin önemli tespitlerini içeren, zevkle okuyacağınızı umduğumuz, iki söyleşi gerçekleştirdik. Mehmet İpşirli ile daha ziyade Osmanlı dönemi medreselerini ve ulemasını; Yahya Akyüz ile de modern dönem eğitim tarihini konuştuk.
Türkiye’de öğretmen yetiştirilmesi ile ilgili iki çalışma da bu sayıda yer almakta. Bunlardan ilkinde Cemil Öztürk “Türkiye’de Öğretmen Yetiştiren Kurumlar Tarihi Literatürü” başlığı altında ilgili kurumlar üzerine, özellikle 1980 sonrasında oluşmaya başlayan literatüre ve bu literatürün taşıdığı kaynak problemlerine dair kapsamlı bir değerlendirmede bulunmaktadır. Betül Batır’ın kaleme aldığı “Eğitim Enstitülerinden Eğitim Fakültelerine Türkiye’de Öğretmen Yetiştirmek” başlıklı ikinci çalışmada ise öğretmen yetiştirilmesi meselesi merkeze alınarak Köy Enstitülerinden Eğitim Fakültelerine geçiş süreci incelenmektedir.
Pek çok açıdan olduğu gibi eğitim tarihi açısından da önemli, kaynak niteliğini haiz süreli yayınlar ve hatıratlar da müstakil birer çalışmayla gündeme getirildi. Muhsin Hesapçıoğlu ve Levent Deniz’in birlikte kaleme aldıkları “Eğitim Tarihine İlişkin Süreli Yayınlar” başlıklı çalışma doğrudan eğitimi ve eğitim tarihini konu edinen süreli yayınları derleyerek araştırmacılara önemli bir liste sunuyor. Siyasî, iktisadî, sosyal vb. hemen her konuda başvurulması gereken kaynaklar grubundan olan hatıratları ise Alpaslan Durmuş yazdı. “Hatırlardaki Eğitim” başlıklı çalışması ile Durmuş, eğitim süreç ve kurumlarına dair bilgiler veren, farklı kesimlere mensup kişilere ait hatıratları derlediği ve bu yönü ile temsil gücü problemini bertaraf etmeyi amaçlayan açıklamalı bir hatırat bibliyografyası sunmakta.
Osmanlı eğitim tarihi yazımında; devlet arşivleri, vakfiyeler, mahkeme sicilleri, salnameler, biyografiler gibi müracaat edilmesi gereken kaynaklar ve bu kaynakların araştırmacılara sağladığı imkânlar Mefail Hızlı tarafından “Osmanlı Eğitim Tarihinin Arşiv ve Yazma Kaynakları” başlığı altında tanıtılıyor ve değerlendiriliyor. Şükran Fazlıoğlu ise “Osmanlı Medrese Müfredatına Dair Çalışmalar: Nereden Nereye’’ başlıklı iki bölümden oluşan çalışmasının ilk bölümünde medrese müfredatının tespit ve takip edileceği kaynaklar grubunu tanıtırken ikinci bölümünde konu ile ilgili mevcut eserlere yer veriyor.
Bunların yanı sıra, Tuncay Zorlu’nun “Klasik Osmanlı Eğitim Sisteminin İki Büyük Temsilcisi: Fatih ve Süleymaniye Medreseleri” başlıklı çalışması Türk eğitim tarihinin bu iki önemli müessesesi hakkında kapsamlı bir bibliyografya içermektedir.
Derginin son kısmında ise Türk eğitim tarihinde eserleri veya icraatları ile ön plana çıkmış isimlerin tanıtımı yer alıyor. Bu çerçevede; F. Samime İnceoğlu, “Münif Paşa: İntişâr-ı Ulûm u Maarife Adanmış Bir Ömür” başlıklı yazısında II. Abdülhamit devri Maarif nazırlarından Münif Paşa’yı; Meryem Üke, “Emrullah Efendi ve Tuğba Ağacı Nazariyesi” başlıklı yazısında II. Meşrutiyet dönemi Maarif nazırlarından ve Tuba Ağacı nazariyesi ile de eğitim tartışmaları çerçevesinde önemli bir yere sahip olan Emrullah Efendi’yi ve Yücel Bulut, “Hasan Âli Yücel: İcraatları ve Eserleriyle Bir Eğitim Bakanının Portresi” başlıklı yazısında Cumhuriyet döneminin Milli Eğitim bakanları içerisinde farklı bir yerde duran ve en çok tartışılan isimlerinden birisi olan Hasan Âli Yücel’i tanıttı. Böylece yakın tarihin üç önemli dönemi üç önemli isim üzerinden incelenmiş oldu.
TALİD’in Türk Şehir Tarihi sayısında Cumhuriyet devrinin ilk şehir tarihçisi olarak değerlendirilen Osman Nuri Ergin; eğitim tarihi literatüründe çok merkezi ve etkili bir konumda bulunması ve Türkiye Maarif Tarihi’nin müellifi olması hasebiyle bir kez daha tanıtıldı. Ali Adem Yörük’ün “Osman Nuri Ergin: Eğitim Tarihimizin Kırkanbar Müellifi” başlıklı yazısı yöntemi, kaynakları ve siyaseti çerçevesinde bir eğitim tarihçisi olarak Osman Nuri Ergin’e ve eserlerine değiniyor. Kişiler çerçevesinde gündeme getirilen isimlerden bir diğeri de kütüphaneci yönü ile ön plana çıkmasına rağmen ilköğretim tarihi literatürünün temel kaynaklarından birisini yazan Aziz Berker’dir. Ali Birinci, “Aziz Berker: Eğitim Tarihimize Dair Eser Veren Kütüphanecinin Hayat Hikayesi” başlıklı yazısında Aziz Berker ve eserlerini yazdı. Bu sayıda kişi tanıtımları çerçevesinde yer verilen son isim ise İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu. Özelikle pedagoji alanındaki çalışmaları ile eğitim tarihi içerisinde önemli bir yerde duran Baltacıoğlu, Filiz Meşeci Giorgetti’nin “İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu: Bir Ömür Pedagoji” başlıklı yazısı ile ele alındı. Bu sayının son yazısı ise Mustafa Selçuk tarafından kaleme alınan, Mahmud Cevad’ın Maârif-i Umûmiyye Nezâreti Tarihçe-i Teşkîlât ve İcraatı adlı eserini konu edinen çalışmadır.
Derginin son bölümü, geride bıraktığımız altı ay içerisinde Türkiye araştırmaları üzerine yayınlara yer veren ulusal ve uluslararası dergilerdeki ilgili makaleleri dikkatlerinize sunuyor.
Selçuklu dönemi ve erken modernleşme dönemi eğitim tarihi, elimizde olmayan çeşitli nedenlerden dolayı bu sayıda yer veremediğimiz temel konular arasında yer aldı. Bunun yanısıra; diğer sayılara nazaran daha fazla kurum, kişi ve eser tanıtımı içermeyi gerektiren bu sayıda yine benzer nedenlerden dolayı ele alınamayan konular oldu. Bunların başka çalışmalarda telafi edileceğini umuyor ve eksiklikler için hoş görünüze sığınıyoruz. Son olarak şunu da belirtelim ki; Türk Bilim Tarihi sayısında müstakil bir makale ile ele alınan Osmanlı medreseleri konusuna burada ayrıca bir çalışma olarak yer verilmemiştir.
Türk Mimarlık Tarihi literatürünün konu edileceği bir sonraki sayıda görüşmek dileği ile…
|
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ