Politics and Ethics in Islamic Thought

Mustafa Ebu Sway

4 Temmuz 2007             
De­ğer­len­dir­me: Mesut Özcan
 
Kü­re­sel Araş­tır­ma­lar Mer­ke­zi’nin Tem­muz ayı özel et­kin­lik ko­nu­ğu Fi­lis­tin’den Al Kuds Üni­ver­si­te­si öğ­re­tim üye­si Pro­fe­sör Mus­ta­fa Abu Sway ol­du. Ku­düs’te­ki gö­re­vi­nin dı­şın­da dün­ya­nın fark­lı ül­ke­le­rin­de ho­ca­lık yap­mış olan Sway, “İs­lâm Dü­şün­ce­sin­de Si­ya­set ve Ah­lâk” baş­lık ko­nuş­ma­sın­da, Pey­gam­be­ri­mi­zin sün­ne­tin­den ör­nek­ler­le ve İs­lâ­mi­yet’in ilk yıl­la­rın­dan iti­ba­ren ya­şa­nan ge­liş­me­ler­den anek­dot­lar­la si­ya­sî so­run­la­rın İs­lâm dün­ya­sın­da na­sıl ele alın­dı­ğı­nı an­lat­tı.
Ko­nuş­ma­sın­da dev­let baş­ka­nı­nın se­çi­mi, şu­ra, ka­dın­la­rın yö­ne­tim­de­ki ko­num­la­rı gi­bi tar­tış­ma­lı ko­nu­la­rı ele alan Sway, bu ko­nu­lar­da ayet ve ha­dis­le­rin ışı­ğın­da ken­di yo­rum­la­rı­nı di­le ge­tir­di. Se­çim­ler ko­nu­sun­da Pey­gam­be­ri­mi­zin ölü­mü son­ra­sın­da, si­ya­sî li­de­rin atan­ma­dı­ğı, çe­şit­li se­çim yön­tem­le­ri ile İs­lâm top­lu­mu­nun yö­ne­ti­ci­si­nin be­lir­len­di­ği­ni an­la­tan Sway, İs­lâm dün­ya­sı­nın bu­gün­kü ya­pı­sı içe­ri­sin­de se­çim­le­rin iş­le­vi­ni de de­ğer­len­dir­di. Tür­ki­ye’de se­çim­le­rin bü­yük öl­çü­de iş­lev­sel ol­du­ğu­na dik­kat çe­ken Fi­lis­tin­li pro­fe­sör, çev­re­miz­de­ki pek çok Arap dev­le­ti için ise böy­le bir şe­yin ge­çer­li ol­ma­dı­ğı­nı di­le ge­tir­di. İs­lâm ta­ri­hi­nin sey­ri içe­ri­sin­de dört ha­li­fe­nin se­çim­le ba­şa gel­me­si­nin ar­dın­dan ya­şa­nan dö­nem­de, ai­le ha­ne­dan­lık­la­rı­nın or­ta­ya çık­tık­la­rı dö­nem­le bir­lik­te dev­let adam­la­rı ile ule­ma ara­sın­da bir ay­rış­ma­nın mey­da­na gel­di­ği­ni di­le ge­ti­ren ko­nuş­ma­cı, İs­lâm ta­ri­hin­de te­ok­ra­si­nin hiç­bir za­man var ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­di. Ha­li­fe­le­rin hiç­bir za­man kut­sal bi­rer ki­şi­lik ol­ma­dı­ğı­na dik­kat çe­ken Sway, ha­li­fe­le­rin pek çok de­fa hal­ka on­la­rın da ken­di­le­ri gi­bi bi­rer in­san ol­duk­la­rı­nı ha­tır­la­ta­rak, ha­ta yap­tık­la­rın­da uya­rıl­ma­la­rı­nı is­te­dik­le­ri­ni ha­tır­lat­tı. Bu ne­den­le İs­lâm’a yö­ne­lik te­ok­ra­si eleş­ti­ri­le­ri­nin hak­sız ve bü­yük öl­çü­de İs­lâ­mo­fo­bik ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. Si­ya­set­çi­ler ve bi­lim adam­la­rı ara­sın­da­ki ay­rış­ma­nın gü­nü­mü­ze ka­dar de­vam et­ti­ği­ni di­le ge­ti­ren ko­nuş­ma­cı, bu­nun so­nu­cun­da da Müs­lü­man dü­şü­nür­le­rin fık­hın çok kü­çük de­tay­la­rı gi­bi ko­nu­lar­la il­gi­len­di­ği­ni ile­ri sür­dü. Gaz­za­li ör­ne­ğin­den ha­re­ket eden Sway, İh­ya-ı Ulu­mid­din ile kas­te­di­le­nin fı­kıh­ta kas­te­di­len şey­le­rin ori­ji­nal an­lam­la­rı­na dön­mek ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. Ona gö­re Gaz­za­li sa­de­ce te­mel bil­gi­le­re sa­hip olan fa­kih­le­rin de­ğil, ru­ha­ni­ye­ti de işin içi­ne ka­tan ki­şi­le­rin ye­tiş­me­si ge­rek­ti­ği­ni di­le ge­ti­ri­yor­du. Müs­lü­man âlim­le­rin si­ya­set­ten uzak­laş­ma­sı­nın bir di­ğer so­nu­cu ise, si­ya­set­te kul­la­nı­lan di­lin in­cel­me­si­nin, se­vi­ye­nin yük­sel­me­si­nin en­gel­len­miş ol­ma­sı­dır.
Mo­dern dö­ne­me iliş­kin de­ğer­len­dir­me­le­rin­de ise Mus­ta­fa Abu Sway, İs­lâm üm­me­ti­nin mev­cut bil­gi dü­ze­yi­nin ol­duk­ça dü­şük ol­du­ğu­na dik­kat çe­ke­rek, bu­nun İs­lâ­mî ilim­ler ça­lı­şan­lar da da­hil pek çok ki­şi için ge­çer­li ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. Gü­nü­müz­de si­ya­set fel­se­fe­si ala­nın­da İs­lâm dün­ya­sın­da bir sı­kın­tı­nın ol­du­ğu­nu di­le ge­ti­ren ko­nuş­ma­cı, Av­ru­pa mer­kez­ci ya­yın­la­rın ter­cü­me edi­le­rek İs­lâm dün­ya­sı­na ak­ta­rıl­dı­ğı­nı söy­le­di. Yak­la­şık ay­nı dö­nem­de ulus dev­let­le­rin oluş­ma­sı ve Av­ru­pa kay­nak­lı ana­ya­sa­la­rın ve hu­ku­kî dü­zen­le­me­le­rin uy­gu­la­ma­ya kon­ma­sı da bu ge­liş­me­nin bir yan­sı­ma­sı ola­rak kar­şı­mı­za çık­mak­ta­dır. Son­ra­ki dö­nem­de or­ta­ya çı­kan pan-İs­lâ­mî ha­re­ket­le­ri bu ge­liş­me­ye bir tep­ki ola­rak de­ğer­len­di­ren ko­nuş­ma­cı, Af­ga­ni, Ab­duh ve Re­şit Rı­za çiz­gi­si­ni ör­nek gös­ter­di. Bu çiz­gi za­man içe­ri­sin­de ki­şi­sel bir ko­num­dan bir ha­re­ke­te dö­nüş­tü. İs­lâ­mî de­ğer­le­ri ve İs­lâ­mî top­lu­mu ye­ni­den or­ta­ya çı­kar­ma ama­cı­nı gü­den bu ha­re­ke­tin çok so­fis­ti­ke ol­ma­dı­ğı­nı be­lir­ten Sway, gü­nü­müz­de kar­şı kar­şı­ya kal­dı­ğı­mız so­run­la­rın çö­zü­mü­nün Müs­lü­man­lar açı­sın­dan ol­duk­ça zor­lu ola­ca­ğı­nı söy­le­ye­rek ko­nuş­ma­sı­nı bi­tir­di.
Ko­nuş­ma­sı sı­ra­sın­da ge­nel bir İs­lâm ta­ri­hi an­la­tı­mı et­ra­fın­da ba­zı kav­ram­la­rı de­ğer­len­di­ren Sway’a su­nu­mun­da so­ru­lar sor­du­ğu ama ce­vap­lar ver­me­di­ği eleş­ti­ri­si ge­ti­ril­di. Ta­ri­hi dö­nem­len­dir­me içe­ri­sin­de İs­lâm dün­ya­sı­nın kar­şı kar­şı­ya kal­dı­ğı so­run­la­rın az çok bi­lin­di­ği var­sa­yıl­dı­ğın­da, eleş­ti­ri­ler ta­ma­men hak­sız sa­yı­la­maz. Mus­ta­fa Abu Sway ise, bir fel­se­fe­ci ola­rak ce­vap ver­mek­ten zi­ya­de so­ru sor­ma­sı­nın nor­mal ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. Gü­nü­müz­de Müs­lü­man­la­rın kar­şı kar­şı­ya kal­dık­la­rı so­run­la­rın çö­zü­mü nok­ta­sın­da en can alı­cı so­ru­nun ne ol­du­ğu­na yö­ne­lik tar­tış­ma­lar­da ise, Sway Bil­gi­nin İs­lâ­mi­leş­ti­ril­me­si ko­nu­sun­da ya­şa­nan ör­ne­ğe vur­gu yap­tı. Bu tec­rü­be­de ba­zı iyi nok­ta­lar ol­du­ğu gi­bi ba­zı so­run­lu nok­ta­la­rın da ol­du­ğu­nu be­lir­ten ko­nuş­ma­cı, aka­de­mik ola­rak baş­la­yan bir ha­re­ke­tin sü­reç içe­ri­sin­de ku­rum­sal­laş­tı­ğı­nı be­lirt­ti. Ku­rum­sal­laş­ma baş­la­yın­ca ba­zı ki­şi­le­rin bun­dan fay­da­lan­ma­ya ça­lış­tı­ğı­nı ve Bil­gi­nin İs­lâ­mi­leş­ti­ril­me­si­nin bir ide­olo­ji ha­li­ne gel­di­ği­ni söy­le­di. Bu du­rum­da eleş­ti­ri­ler de çok hoş kar­şı­lan­ma­ma­ya baş­la­mış­tı. Bu ku­rum­sal­laş­ma ise kar­şı bir kit­le oluş­tur­du ve bir ra­hat­sız­lık or­ta­ya çık­tı.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.