- ANA SAYFA
- YAYINLAR
- BÜLTEN ARŞİV
- SAYI 64 YIL: 2007
- Osmanlı Minyatüründe Kadın (Levnî Öncesi Üzerine Bir Deneme)
Osmanlı Minyatüründe Kadın (Levnî Öncesi Üzerine Bir Deneme)
Hesna Haral
6 Haziran 2007
Değerlendirme: Ayşenur Gönen
Ağustos ayının ilk Çarşambası, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü öğrencisi Hesna Haral’la “Osmanlı Minyatüründe Kadın (Levnî Öncesi Üzerine Bir Deneme)” isimli tezini müzakere ettik.
Kendisini çalışmaya sevk eden etkenler ve bu konuda yapılan çalışmaların geçmişi hakkında bilgi vererek sunumuna başlayan Haral, çalışmasının konu itibariyle kapanmamış bir dosya olduğunu söyledi.
Osmanlı minyatürü hakkında yapılan çalışmalarda sanat tarihi araştırmacılarının karşılaştığı güçlüklere ve Osmanlı minyatürü konulu çalışmaların niteliğine dikkatleri çektiği ön değerlendirme aşamasında, mevcut çalışmaların konu ve metot bakımından zayıflığına değindi. 90’lara kadar Osmanlı minyatürünü konu alan çok az çalışma yapıldığını, bu gecikmenin nedeninin de Topkapı Sarayı ve yazma eser bulunduran kütüphanelerin yarım asır öncesine kadar hem yerli hem de yabancı araştırmacılara kapalı tutulması olduğunu hatırlattı. Bu problemin halen tam anlamıyla aşılamadığına; minyatürle metin ilişkisini kurmaya yarayan, minyatürdeki figürlerin kim olduğunu tanımlayan ve minyatürlerin ölçüsünü veren bir kataloglama çalışmasının halen mevcut olmadığına dikkatleri çekti. 90’lardan sonra yapılan çalışmaların da karşılaştırmalı değil tanımlayıcı çalışmalar olarak kaldığını, bunun nedeninin de büyük ölçüde bu güçlükler olduğunu söyledi. 1960’lara kadar Osmanlı minyatürünün İran minyatürünün gölgesinde kalmış olarak algılanmasının ve dünya tarihçilerinin Osmanlı minyatürünü yeterince tanımamasının başlıca nedenini de yine bu zorluklara bağladı.
“Osmanlı Minyatüründe Kadın” konulu tez XV., XVI. ve XVII. yüzyılları yani Levnî öncesi dönemi kapsıyor. Haral çalışmasının kapsamı hakkında şunları söyledi:
Kadın imgesinin XVIII. yüzyıldan sonra minyatürde sıklıkla görülmesinin nedeni, XVII. yüzyıldan sonra tek figürlü albüm resimlerinin çalışılmaya başlanmasıdır. Fakat XVIII. yüzyıl öncesi Osmanlı minyatüründe de kadın imgesi çok daha zengin bir biçimde ve çeşitli konularda yer almaktadır. Bu dönem, daha çok araştırılan Levnî dönemi ve sonrasına göre daha zengin bir dönemdir. Tezin amaçlarından birisi de az bilinen XVIII. yüzyıl öncesi Osmanlı minyatüründeki mevcut kadın imgelerinin belli kategoriler eşliğinde incelenmesidir.
Haral çalışmasında takip ettiği metodu ise şöyle özetledi:
Minyatürdeki kadın kimdir?
Resmedildiği mekân neresidir?
Mekânla kadının ilişkisi nedir?
Metinle minyatür arasındaki ilişki nedir?
Osmanlı minyatüründe üç tip kadın imgesi bulunmaktadır. Bunlar dinî kişilikler, toplumsal tipler ve edebî tipler olarak sınıflandırılabilir. Toplumsal tipler, kamusal alanda ve ev içi mekânda resmedilen tipler; dinî tipler din konulu yazmalardan alınan Havva, Belkıs, Züleyha gibi tipler; edebî tipler ise edebiyat yazmalarında görülen genellikle aşk temasının işlendiği minyatürlerdeki kadın imgeleri ya da hayalî kadın yaratıklardır.
Toplantıda ilk incelenen minyatür örneği Havva’nın Adem’e yasak meyveyi sunması minyatürü idi. Bu örnekle, 1594 tarihli Cennetten çıkarılma minyatürü karşılaştırılmalı olarak incelendi ve Havva tiplemesinin bu iki örnekteki uygulamaları üzerinde katılımcılarla karşılıklı değerlendirmeler yapıldı. Eserlerin metinleri incelenerek nakkaşın sahneye kattığı unsurların tahlili ve eleştirisinden başka, önceki dönem minyatürlerindeki Havva imgesi ile örnekteki imge arasındaki benzerlikler ve ayrılıklar üzerinde değerlendirmeler yapıldı.
Adem ve Havva on üç ikiziyle minyatürü ve başka örneklerin de incelendiği toplantı, ileri bir tarihte devamı kararlaştırılarak sonlandı.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ