2017’de Bilim: Buluşlar, Yenilikler ve Beklentiler

Mehmet Baysan

Değerlendirme: Derin Hülya Ziyaoğlu

Mehmet Baysan, 2017 yılının bilimsel ve teknolojik gelişmelerinin tartışıldığı toplantıda çeşitli alanlardaki çalışmaları derleyerek bu gelişmelerin farklı cephelerdeki olası etkilerinin bir halitasını ve haritasını sundu.

Konuşmasına 2017’de yaşanan bir astronomik vakayla başladı Baysan: İki nötron yıldızının çarpışmasına şahit olduk.  Yıldızların parlaklığından ötürü bu olay teleskop aracılığıyla dünyadan da gözlemlenebildi. Bu olayın sonuçlarını ölçmek için gezegenin çeşitli yerlerinde alıcı merkezler oluşturuldu ve bu merkezlerle yerçekimini etkileyen dalgaların üç boyutta nereden kaynaklandığı tahmin edildi. 2016’da iki kara deliğin çarpışmasına şahit olmuştuk ve bu da büyük dalgalar halinde yer çekimini etkilemişti. Fizikçiler bu çarpışmanın ardından yeni modellemeler üreteceklerdir. Şu an kabul edilen teknolojiye göre ağır metallerin -demir, altın vb.- molekül oluşumunun bu tarz büyük basınçlar ile olduğu düşünülüyor.

Teknolojideki önemli bir gelişme “Cryo-Elektron Mikroskopu” hakkında. Bu teknoloji maddenin üç boyutlu şeklini yüksek çözünürlükte görüntülemek hususunda önemli bir role sahip. Zika virüsü gibi virüs ve bakterilerin şeklinin ve boyutunun tespitinde gelişmelere kapı açacağı düşünülüyor.

Çin’den uzay yörüngesine kuantum maddesi ışınlanması fizik alanın dikkat çekici gelişmeleri arasındaydı. İki küçük molekülden oluşan bu parçacığın uzak mesafeye gönderilmesini ışınlanma teknolojisinin ilk aşaması olarak kabul edebiliriz.

İlaç sektöründe yapılan bir çalışmaya göre ise hastanın ilacı alıp almadığını kontrol etmek hapların içine konulan bir sensör sistemi ile mümkün kılındı. Midedeki kimyasalların etkileşimi ile aktifleşen bu sensör dışarı sinyal göndererek bir takip mekanizması oluşturuyor. Etik onayı alan bu gelişme piyasaya sürülmeye hazırlanıyor.

Kendisi de biyomedikal mühendislik alanında çalışan Baysan, özellikle biyoloji ve tıp alanlarına odaklanarak teknolojinin hayati olanı nasıl etkilediğine de değindi. Genetik haritanın değiştirilmesinden bahseden Baysan, bu gelişmenin hastalık mutasyonlarını önlemek açısından faydalı olacağını ekledi. Yakın zamana kadar kodu kesilemeyen ve hedeflenemeyen gen, yeni teknolojik gelişmeler ile belli bir noktayı hedefleyip kodu değiştirilebilir hale geldi. Benzer bir teknoloji ile insan embriyosu da değiştirilebilir hale getirildi. Dominant olan gen hastalıklarında, hasarlı olan gen kesilerek hasarsız gen ile yer değişimi yapılabiliyor. Bu teknoloji geçtiğimiz yıl itibarıyla uygulanabilir duruma erişti.

Genetik alanında yapılan buluşlar kanser tedavisinde de gelişmelere yol açtı. Kanser türlerinde temel olarak genetik düzensizlik görülür ve kolon kanseri için bulunan yeni ilaç bu düzensizlikleri gidermeyi hedef alıyor. Daha evvel kanser hastalığı organ üzerinden tanımlanıp o organda düzeltilmeye çalışılıyordu ama bu ilaç daha bütünsel bakarak kanserin genetik yönüne odaklandı. Bunun hastalığı bitiren bir deva olduğu söylenemez ancak önemli bir ilerleme sayılmalı.

“Kimera” olarak bilinen ve Yunan mitolojisinden gelen karışık canlı anlayışı, kök hücre çalışmalarına bir örnek oluşturdu. Farklı hücre tiplerine dönüştürülebilinen bir kök hücre sıçandan alınarak fareye enjekte edildi. Bazı organları fare bazı organları sıçan tipi olan bu canlı organ çalışmalarına öncü oldu. Enjekte edilen hayvanda belirli bir gen kapatıldı ve bir organın gelişimi engellendi. Farklı bir hayvandan alınan kök hücre ile o kapatılan organ yerine alınan kök hücrenin organı oluşturuldu. İlk denemelerde domuz kalbine sahip kimera maymunlar üretildi. Aynı şekilde insandan alınan bir kök hücre ile başka bir hayvanda insan organı geliştirmek mümkün kılındı. Bağışıklık sistemi ile ilgili sıkıntıları çözmeye çalışan bu gelişmelerin organ nakli alanında kullanılması hedefleniyor. Kişinin kendi kök hücresi ile başka bir hayvanda ihtiyacı olan organın geliştirilmesi hedefleniyor. Bu çalışma ayrıca yeni ilaçlarda da test edilecek. Kök hücre üzerine yapılan başka bir çalışmada ise kültür ortamında kök hücreye belirli proteinler verilerek beyin organizması geliştirmek hedefleniyor. Beyne benzer yapıların oluşturulduğu bu çalışma virüslerin etkileri üzerinde önemli bulgulara kapı açabilecek olsa da etik yönü bir tartışma konusu. Yapay organ üretimindeki bir diğer çalışma ise yapay rahim oluşturulması yönünde. Bu çalışma ile erken doğan bebekler yapay rahimde gelişimlerini tamamlayabilecekler. Hayvanlar üzerinde başarılı olan bu çalışmanın yakın zamanda uygulamaya geçirilmesi planlanıyor.

Son olarak sinir sistemi üzerine yapılan bir çalışmadan söz eden Baysan, bu çalışmanın omurilik fonksiyon bozukluklarını devre dışı bırakmayı hedeflediğini söyledi. Beyinden alınan sinyaller yapay bir şekilde omuriliğe aktarılıyor ve böylece sinyal fonksiyonu bozuk olan sinir hücresi yolunu atlamış oluyor.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.