- ANA SAYFA
- BİSAV HABERLER
- Oto/Biyografi kitabı çıktı!
Oto/Biyografi kitabı çıktı!
20 Temmuz 2013 Cumartesi
Otur Baştan Yaz Beni, haz. Abdulhamit Kırmızı, İstanbul: Küre Yayınları, 2013, 288 s.
Otur Baştan Yaz Beni... Bilim ve Sanat Vakfı, Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından, Abdulhamit Kırmızı başkanlığında düzenlenen Biyografi atölyesinin bir meyvesi...
Biyografi nedir? Bir hayat neden hikaye edilir, nasıl inşa kılınır? Sosyal bilimler biyografiye nasıl bakar? Geçmişi anlamada biyografilerin yeri nedir? Birilerinin hayatı tarihi ve tarih birilerinin hayatını nasıl etkiler? vb. sorulara cevap aramak üzere yola çıkan ve bireysel hayatların sosyal, siyasal ve kültürel zihniyetlerle ilişkilerini, yeni tarihsel metotlarda biyografi alanının açtığı imkanları ve biyografinin tarihin önemli bir türü olarak ne işe yarayabileceğini, hayat hikayesiyle kültür aktarımı pratiğinin işleyişini, biyografileri eleştirel olarak karşılaştırabilmeyi mercek altına alan atölye katılımcıları yaklaşık bir yıllık bir çalışmanın ardından 21 Mayıs 2011 tarihinde düzenledikleri "Otur Baştan Yaz Beni: Oto/Biyografiye Taze Bakışlar" başlıklı sempozyumla birikimlerini ilgilileri ile paylaştı.
Elinizdeki bu kitap, sempozyumda sunulan ve atölye okumalarındaki seyir çerçevesinde verilen tebliğlerden oluşmaktadır. Bununla birlikte kitapta konuyla ilgili bir çeviri metin ile atölyenin oturumlarından birinde yapılan tartışmaları bulacaksınız.
------
ÖNSÖZ'den...
Türkiye’de bütünüyle bu türe hasredilmiş ve oto/biyografinin meseleleriyle cedelleşen ne kurumsal yapılar, ne de dergiler var. Böyle bir ortamda oto/biyografinin sorunlarıyla uğraşmak için “Biyografi Atölyesi” adı altında el yordamıyla yeni yollar aradık. Önce The Turn to Biographical Methods in Social Science(ed. P. Chamberlayne, J. Bornat, T. Wengraf, London: Routledge, 2000) kitabıyla sosyal bilimlerde girilen Biyografik Dönemeç’i keşfettik. Kitabın girişinde anlatıldığı gibi, 1980’lerde bellek etrafında dönen tartışmalar öznelliğe yapılan vurguyu güçlendirerek pozitivist ve tarihselci yaklaşımların verdiği rehaveti sarstı. Feminizm marjinal bir kesimin konvansiyonel belgelerle nüfuz edilemeyen tarihini sözlü ve biyografik kaynaklarla inşa etti. Pozitivist sosyal bilime karşı postmodernizm kimlik tartışmalarına getirdiği refleksivite yaklaşımıyla öznelliğin keyfiliğini öne çıkardı, toplumsal yapıların belirleyiciliğini reddetti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, küreselleşmenin şiddetlenmesiyle, sınıf ve ulus gibi kolektif özneleri merkeze alan büyük anlatılar söküldü, ters yüz edildi. Sosyal bilimlerde biyografik yöntemlerin revaç kazanmasını sağlayan açı kaymasında, 1990’lardaki başka bazı gelişmelerin de etkisi oldu. Eylemin bilincinde olma bağlamında anlamanın psikanalitik ve psikodinamik yapılarına eğilmeye başladı biyografi araştırmacıları. “Kültür”ün yeniden keşfi bağlamında temsili vurgulayan “kültürel çalışmalar”dan ziyade faillikle ilgilenen “kültürel sosyoloji” önem kazandı. Ve tabii insanın kendine ve başkalarına sunabileceği bir hikaye inşa ettiği otobiyografik süreçlerde özellikle önemli olan anlatısallığın cazibesini de unutmamak lazım.
Biyografinin muhteşem dönüşünü kavramsallaştıran bu okumadan yola çıkarak anlatı/narrative, sosyolojide biyografik analiz, psikobiyografi, hayat yazımında etik sorunsalı, Bourdieu’nün “Yaşamöyküsü Yanılsaması”, biopics(Sinema’da Biyografik Anlatım), biyografik söyleşi ve bunu kullanan sözlü tarih, bellek, kendini hikaye etmek, İslam Tarihinde oto/biyografi, siyer, rüya, Avrupa’da oto/biyografinin tarihi, Osmanlı tarihinde oto/biyografi, cinsiyet çalışmaları ve kadın oto/biyografileri, hatırat, günlük ve anti-biyografi gibi konularda dallı budaklı okumalar ve tartışmalar yaptık. Bu okumalar sırasında Berat Açıl, Özgür Türesay, Nazan Aksoy, Nihal Şahin Utku, Reyhan Çorak, Arif Bilgin gibi değerli misafirleri dinledik. Hepsine teşekkür ediyoruz.
Bir yıl boyunca bazen bir, bazen iki haftada bir Bilim ve Sanat Vakfı’nda toplanan Biyografi Atölyesi 21 Mayıs 2011’de “Otur Baştan Yaz Beni: Oto/Biyografiye Taze Bakışlar” başlıklı bir sempozyumla taçlandı (Sempozyum ön adını Cem Yıldız’ın güzel türküsünden aldı). Kitaptaki yazılar sempozyumun ürünleri; atölye okumalarındaki izlekler çerçevesinde verilen tebliğler arasından seçildiler. Bunların haricinde kitaba önemli gördüğümüz bir çeviri metnini ve bir atölye oturumunda konuşulanları ekledik. Tuba Nur Saraçoğlu hem atölye hem de sempozyumun kitaplaşması süreçlerinde iletişim ve koordinasyon hususlarında değerli himmetlerini esirgemedi. Bilim ve Sanat Vakfı bünyesindeki Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin (TAM) yükünü yıllardır omuzlayan Yunus Uğur’un teşviki olmasaydı ne böyle bir atölye, ne sempozyum, ne de bu kitap ortaya çıkabilirdi. TAM’ın bütün emektarları bu uzun soluklu çalışmanın kulisinde sabır ve gayretle hizmet etmişlerdir. Hepsine can u dilden arz-ı teşekkür ederiz. Kitabın hayat ve yazımı hakkında kafa yoranlara faydalı olmasını dileriz.
Abdulhamit Kırmızı
İstanbul Şehir Üniversitesi
İÇİNDEKİLER
Oto/Biyografik Vebal: Tutarlılık ve Kronoloji Sorunları
Abdulhamit Kırmızı 11
Modern Tarihte Biyografi-Biyografide
Modern Tarihyazımı
Simone Lässig 29
Bir Yaratma Biçimi Olarak Biyografi:Bulgu’dan Kurgu’ya, Mektupları Işığında Ayşe Leman Karaosmanoğlu
Bahar Gökpınar 59
Ahmed Nedim ve Nevhiz’in Günlüğü:
Başkasına Yazılan Bir Günlüğün Anatomisi
Nevin Meriç 91
Çalkantılı Bir Devrin Sorunlu Hukukçusu:
Bosnalı Ali Ulvi Bey
Zeynep Bostan 129
Neydim, Ne Oldum?:
Amerika’da Köleleştirilen Afrikalı Bir Prens
Hümeyra Bostan 155
Rivayetten Biyografiye: Sahabeden Ebû Bekre (r.a.)
Abdullah Taha İmamoğlu 187
Cihet-i VahdeRisalesi Çerçevesinde
SiyerveSiyer Edebiyatı
Tuba Nur Saraçoğlu 199
İki Siyer Tek Müellif: Düzceli Yusuf Suad’ın Siyer Telifleri
Güllü Yıldız 227
Ek 263
Biyografi Atölyesi’nin 5 Mart 2011 Tarihli Oturumundan Bir Kesit 273
-----
NOT: Kitap BSV Kitap satıştan ve İstanbul Beyazıt Camii, Ataşehir Mimar Sinan Camii, Konya Mevlana Türbesi, Bursa Emir Sultan Camii ve Ankara Kocatepe Cami avlularındaki Klasik/Küre standlarından temin edilebilir.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ