Vefa'nın Mahalleleri ve Mekanları
İstanbul'un en eski semtlerinden olan Vefa, günümüze kalan çeşme ve sebillerinden, hamamlarına; mektep ve kütüphanlerinden, han ve konaklarına; cami ve külliyelerinden, hazirelerine, kiliselerine kadar gerek Bizans gerek Osmanlı dönemine ait çok çeşitli yapıları ile tarihin canlı bir tanığı gibidir adeta. Sosyal, kültürel, dini ve ekonomik hayatın canlı şahidi olan bu yapılar üzerinden eski mahalle kültürünün, gündelik yaşamın izlerini sürmek mümkün. Bu izleri sürebileceğimiz fotografları sizlerle paylaşmak istedik. Fotoğrafları görmek için tıklayınız.
Bununla birlikte aşağıda da, bugün Hacı Kadın, Molla Hüsrev, Hoca Giyasettin ve Kalenderhane olmak üzere 4 mahalleden oluşan Vefa Semti'nin gerek yitirdiği, gerek hala varlığını koruyan eğitim kurumlarından, kütüphanelerinden, hamamlarından, hanlarından, kiliselerinden, mistik mekanlarından, hazirelerinden oluşan tarihi mirasına ilişkin örnek yapılara yer verdik.
KÜLLİYE
Şeyh Vefa Külliyesi
Hüsrev Kethüda Darülkurrası ve Hazire
Ekmekçizade Külliyesi
KİLİSE
Vefa Kilise (Molla Gürani) Cami (Church of St. Theodore)
Panagia Ayazma
MEDRESE
Ekmekçizade Ahmet Paşa Medresesi
SIBYAN MEKTEBİ
Recaizade Mehmet Efendi Sıbyan Mektebi
Şahkulu Mektebi
MESCİD
Mimar Ağa Mescidi / Zeyni Mehmet Efendi Medresesi
Kirazlı Mescit
Molla Hüsrev Mescidi
KÜTÜPHANE
Atıf Efendi Kütüphanesi
Şehit Ali Paşa Kütüphanesi
ÇEŞME / SEBİL
Hüsrev Kethüda Sebili
Rehabula Kadın Sebili
Recai Mehmed Efendi Sebili
Molla Hüsrev Çeşmesi
Ekmekçizade Külliyesindeki sebil
Molla Gürani Camii sebili
HANLAR
Valide Hanı
Mafa Hanı
HAMAMLAR
Büyük Kovacılar Hamamı
Vefa Hamamı
HAZİRELER
Şeyh Ebu’l Vefa Haziresi
Molla Gürani Haziresi
Cenderecizade Haziresi
Reha Bula Kadın Haziresi
Arpa Emini Haziresi
Ekmekçizade Haziresi
Sarı Bayezid Haziresi
Hızır Bey Haziresi
BOZDOĞAN KEMERİ / VALENS AQUEDUCT
VEFA LİSESİ
VEFA BOZACISI
VEFA SPOR KULÜBÜ
YOK OLAN OSMANLI ESERLERİ
Sarı Beyazıt Mescidi
Yahya Güzel Mescidi
Voynuk Şücaüddin Mescidi
Sekbanbaşı Mescidi
Molla Gürani Medresesi
Kovacılar Mescidi
Vefa'nın Çeşme ve Sebilleri
Hemen ilk gördüğünüz bir çeşmeden su içivermek suya ulaşabilmenin en kolay yolu olsa gerektir. Günümüzde çeşmelerden su içmek veya bir sebilin penceresinden uzatılmış bir bardak suyla susuzluğumuzu gidermek, geçmişin hayalleri arasında gezinmektir. Bu hayallerin gerçek olduğu dönemler bizi XVI. yüzyıla değin geri götürür. Zira mevcut arşiv kayıtları, İstanbul’un diğer semtlerinde olduğu gibi, Vefa’da da köşe başlarında, meydanda, sokak aralarında, kütüphane altlarında, medrese köşelerinde veya bir evin hemen altında yapılıvermiş çeşme ve sebillerin mevcudiyetini, sahiplerinin kim olduklarını, bu suların nerelerden getirildiğini göstermektedir.
Çeşmeler, en basit şekli ile kesme taştan yapılmış bir sivri kemer ve içindeki nişten oluşan küçük yapılardır. Bu halleri ile sadelik, içtenlik ve güzelliği bir arada barındırmaktadır. İnsana yakın boyutta yapılmaları da onların işlevselliğinin bir işaretidir. İslam inancının şekillendirdiği Osmanlı kültürünün kendi nev-i şahsına münhasır yapılarından biri olarak karşımıza çıkan, sebil veya sebilhane denmekle maruf binalar ise hayır için parasız su dağıtılan, etrafı parmaklı ve ekseriya kubbe ile örtülü binalardır. Bir dantel gibi işlenmiş pencerelerine konmuş tunç parmaklıkların altında, maşrapa geçecek ölçüde bırakılmış aralıklarda suyla dolu bakır veya pirinç taslar hazır bulundurulmuştur.
Vefa Semtinde çeşitli kaynaklardan öğrendiğimize göre pekçok çeşme ve sebil mevcuttur. Abdullah Ağa Çeşmesi, Ali Efendi Çeşmesi, Ekmekçizade Sebili, Darü'l-Hadis Sokaktaki Çeşme, Molla Hüsrev Çeşmesi, Kara Halife Mehmet Efendi Çeşmesi, Kayserili Ahmet Paşa Çeşmesi, Mustafa Paşa Çeşmesi, Rehabula Kadın Sebili, Sadrazam Seyit Hasan Paşa Çeşmesi, Şerife Ayşe Sıdıka Hanım Çeşmesi, Yoğurtçuoğlu Çeşmesi, Ataullah Efendi Çeşmesi hala varlığını sürdüren çeşme ve sebillerden birkaçıdır sadece.
Vefa Semti Hazireleri
Osmanlı kültüründe mezar taşları, tarihi ve kültürel birer vesikadır adeta. Ölüm öncesi ve sonrasını bir bütün olarak gören İslam inancının şekillendirdiği yaşam ve ölüm anlayışı Osmanlı mezar kültürünü de şekillendirmiştir. Yaşam ile ölüm mekanları içiçedir. Mezarlar cennet bahçesi olarak tasavvur edilir ve mevtanın dünyevi statüleri, duygu ve düşünceleri sanatsal bir uslupta yansır mezar taşlarına. Kitabeleri, sembolleri ve ince işçiliği ile mezar taşları günümüz insanına, dönemine ve altında yatan mevtaya dair çok şey söyler.
İstanbul'un en tarihi semtlerinden biri olan Vefa Semtinin geçmişine ışık tutan kaynaklardan biri de mezar taşlarıdır hiç şüphesiz. Vefa Semti'nin hazirelerinde, başka bir ifadeyle Vefa'nın cennet bahçelerinde medfun sessiz sakinleri, yaşadıkları devrin sessiz tanıkları, döneminin gündelik hayatına, umutlarına, sosyal ve ekonomik yapısına ilişkin çok şey anlatıyor ve aktarıyor bizlere.
Bugün Vefa Semti içinde 8 hazire mevcut. Bu hazirelerdeki 1200 civarındaki mezar taşı fotoğraflanıp, kitabeleri okundu. Sanatsal ve sembolik özelliklerini de içerecek şekilde yayına hazırlandı. İBB Kültür AŞ tarafından 2 cilt olarak yayınlanan bu çalışma için bkz.
Cilt 1 için TIKLAYINIZ....
Cilt 2 için: TIKLAYINIZ...
Hazireler:
- Şeyh Ebu’l Vefa Haziresi
- Molla Gürani Haziresi
- Cendereci Haziresi
- Reha Bula Kadın Haziresi
- Arpa Emini Haziresi
- Ekmekçizade Haziresi
- Sarı Bayezid Haziresi
- Hızır Bey Haziresi
Arşiv Belgelerinde Vefa Semti
Vefa Semti, bazen bir mahallesindeki kaldırımların, çeşme ve sebillerin, mekteplerin tamiri veya yeniden inşası, bazen bu semtin hayır sahiplerinin hayratlarının ebediyen varolması için ayırdıkları gelir kaynakları, her sene yapılmış gelir ve gider kayıtları, tamir bakım masrafları, personel giderleri vs. ile yansıyor arşiv belgelerine. Bazen İstanbul'un meşhur yangınlarından nasibini alan bu semtin sakinlerinin yangın sonrası iskanı, vergiden muaf tutulmaları; bazen semtte bulunan metruk arsaların işgaline engel olunması gibi pek çok sosyal ve ekonomik yaşama dair bilgilere ulaşıyoruz söz konusu belgelerden. Bu belgeler, sosyal tarih çalışanlar, özellikle de şehir tarihi çalışanlar açısından önemli bilgiler içeriyor.
Başbakanlık Osmanlı Arşivinden Vefa Semtine ait kayıt örnekleri için tıklayınız.
Haritalarda Vefa Semti
Vefa Semtine dair en eski tarihli harita Kauffer'in 1819 tarihli haritasıdır. Alman Maviler, Pervititch (1934), Necip Bey (1918), Behçet Ünsal (1965), Ekrem Hakkı Ayverdi, E. Goad (1904), Müller (1965?) ve Suat Nirven (1952) de farklı tarihlerde, farklı boyutlarıyla Vefa semtini de içine alan haritalar çizmişlerdir.
Bu haritalar, geçmişte varolup da şimdi olmayan tarihi eserleri, mahalleleri göstermekle birlikte zaman içinde semtin nasıl bir değişim ve dönüşüm geçirdiğine de ışık tutar.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ